Yönetim şekli sayesinde Fenerbahçe'den hep bir adım önde olduğunu düşündüğüm takımım. Çünkü Fenerbahçe'de yönetimdeki kişiler, kendi egolarını tatmin etmek için isimlerini ön plana çıkartırken, Galatasaray'da esas olan her zaman kulübün başarısı olmuştur. Hatta ben Erden Timur'un gönderilme sebebinin de biraz buna dayandırıyorum. Galatasaray kulübündeki insanlar kişilerin isimlerinin ön plana çıkmasını istemiyorlar. O yüzden Fatih Terim yıllarca yönetimle sorun yaşadı. Kimsenin ismi bu kulübün önüne geçemez; bu durumu Roma'daki Caesar'ın durumuna benzetebiliriz. İddialardan biri, Caesar'ın öldürülmesinin sebebinin Caesar'ın isminin Roma'nın önüne geçmesinden kaynaklandığını, o yüzden senatörlerin böyle bir karar aldığını söylerler. Ancak Fenerbahçe'de bu durum tam tersi şekilde işliyor. "Halkın takımı" dedikleri Fenerbahçe hep kişilerin eline bırakılıyor. Ali Şen, Aziz Yıldırım, Ali Koç... Bu kişiler de Fenerbahçe'yi aslında kendi egoları için kullanıyorlar. Kazandıklarında bu Ali Koç'un ya da Aziz Yıldırım'ın başarısı oluyor, ama kaybettiklerinde suçu hep başkalarının üzerine atıyorlar. Çünkü kişiler kulüplerin önüne geçtikleri için kayıpları da şahsileştirmiş oluyorlar ve hırçınlaşıyorlar, gerginlikleri hiç bitmiyor.
Velhasıl kelam, zaman zaman "dinozor" diye nitelendirilen liseli kongre üyelerimiz işleri yavaşlatsa da kulübü tek bir kişinin oyuncağı haline getirmekten korudukları için ben memnunum bu yönetim şeklinden. Galatasaraylı olmak asil olmak demektir, Galatasaraylı olmak biraz gelenekçi olmak demektir. Biz buradan güç alır, buradan şampiyon oluruz. Sebebi bu kadar basit.
Velhasıl kelam, zaman zaman "dinozor" diye nitelendirilen liseli kongre üyelerimiz işleri yavaşlatsa da kulübü tek bir kişinin oyuncağı haline getirmekten korudukları için ben memnunum bu yönetim şeklinden. Galatasaraylı olmak asil olmak demektir, Galatasaraylı olmak biraz gelenekçi olmak demektir. Biz buradan güç alır, buradan şampiyon oluruz. Sebebi bu kadar basit.