Game of Thrones'u izlerken, ejderhalar, büyüler ve ölümden dönüşler gibi öğelere rağmen, hikayenin karakterlerin motivasyonları üzerinden gerçekçi bir anlatım sunduğu hissine kapıldım. Bu, izleme deneyimime farklı bir tat kattı. Öte yandan, House of the Dragon'ı izlediğimde, daha çok büyülü bir dünyada olduğumu hissettim. Bu, dizinin sinematik dili ve görselliğinden kaynaklanıyordu ve içten içe Westeros'un bu mistik yönünü arzuladığımı fark ettim.
Peki, hangisi daha iyi? İşte tartışmalı kısım burası. Game of Thrones'un finalini beğenmeyenler arasında yer alıyorum. Bence dizinin temeli, mistik ve büyülü olaylar ile kehanetler üzerine kuruluydu ve final bu temaya uygun olmalıydı. Karakterlerin gerçekçi anlatımı, bu mistik atmosferle bir arada olmalıydı ki bu da yapılmadı.
Jon Snow'un hikayedeki rolü de beklentilerimi karşılamadı. Sevdiği kadını öldürmesini ve Gece Nöbetçileri'ne sürgün edilmesini yeşilçam filmleriyle karşılaştırdım zihnimde. Game of Thrones, efsanevi teoriler üreten bir hikaye ve Jon Snow'un Vaat Edilen Prens olarak Azor Ahai'ye dönüşmesi ve Night King'i yenmesi gibi bir final bekliyordum. Bu şekilde bitseydi, gelmiş geçmiş en iyi dizi olabilirdi.
House of the Dragon'ın ikinci sezonunun, Game of Thrones'un Battle of the Bastards bölümü gibi gerçekçiliği mistik atmosferle birleştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak maalesef, House of the Dragon'ın bu yönde bir potansiyeli olduğunu sanmıyorum. Zaten hikayenin zirvesi, Game of Thrones kısmı. Yüzyıllardır beklenen Uzun Gece ve Night King'in Azor Ahai tarafından durdurulması... Bu kehanet, Fatih Aegon'dan kanından kanına aktarılan bir miras. Ejderha kanı taşıyan bir piçin tüm insanlığın kralı ve kalkanı olması...
Son olarak, sözlerimi Targaryen atamızın sözleriyle bitireyim: "Vaat edilen prens benim kanımdan gelecek ve onunki buz ve ateşin şarkısı olacaktır."
Bu sözler, Game of Thrones evreninin mistik ve efsanevi yönünü mükemmel bir şekilde özetliyor. Keşke dizi finali bu temaya daha uygun olsaydı...
Peki, hangisi daha iyi? İşte tartışmalı kısım burası. Game of Thrones'un finalini beğenmeyenler arasında yer alıyorum. Bence dizinin temeli, mistik ve büyülü olaylar ile kehanetler üzerine kuruluydu ve final bu temaya uygun olmalıydı. Karakterlerin gerçekçi anlatımı, bu mistik atmosferle bir arada olmalıydı ki bu da yapılmadı.
Jon Snow'un hikayedeki rolü de beklentilerimi karşılamadı. Sevdiği kadını öldürmesini ve Gece Nöbetçileri'ne sürgün edilmesini yeşilçam filmleriyle karşılaştırdım zihnimde. Game of Thrones, efsanevi teoriler üreten bir hikaye ve Jon Snow'un Vaat Edilen Prens olarak Azor Ahai'ye dönüşmesi ve Night King'i yenmesi gibi bir final bekliyordum. Bu şekilde bitseydi, gelmiş geçmiş en iyi dizi olabilirdi.
House of the Dragon'ın ikinci sezonunun, Game of Thrones'un Battle of the Bastards bölümü gibi gerçekçiliği mistik atmosferle birleştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak maalesef, House of the Dragon'ın bu yönde bir potansiyeli olduğunu sanmıyorum. Zaten hikayenin zirvesi, Game of Thrones kısmı. Yüzyıllardır beklenen Uzun Gece ve Night King'in Azor Ahai tarafından durdurulması... Bu kehanet, Fatih Aegon'dan kanından kanına aktarılan bir miras. Ejderha kanı taşıyan bir piçin tüm insanlığın kralı ve kalkanı olması...
Son olarak, sözlerimi Targaryen atamızın sözleriyle bitireyim: "Vaat edilen prens benim kanımdan gelecek ve onunki buz ve ateşin şarkısı olacaktır."
Bu sözler, Game of Thrones evreninin mistik ve efsanevi yönünü mükemmel bir şekilde özetliyor. Keşke dizi finali bu temaya daha uygun olsaydı...