Karanlık bir odada, tek bir ışık kaynağı vardı. Parlayan ışık, Jon Snow'un yüzünü aydınlatıyordu. Yüzü yorgundu, gözleri derin düşüncelerdeydi. Etrafında, duvarlar boyunca asılı, eski silahlar ve zırhlar vardı. Jon Snow, ellerini iki yana salladı ve derin bir nefes aldı. "Tasha, buraya gel," dedi.
Bir gölge, karanlıktan çıktı. Tasha, Jon Snow'un en yakın arkadaşıydı. Bir kızıldan, Jon Snow'un yanında her zaman vardı. "Jon," dedi Tasha, sesi ürkütücü bir şekilde yumuşaktı. "Ne oldu?"
Jon Snow, Tasha'ya baktı. "Bir şey buldum," dedi. "Bir şey, dünyayı değiştirebilecek bir şey."
Tasha, Jon Snow'un gözlerine baktı. "Ne demek istiyorsun?"
Jon Snow, ellerini bir araya getirdi. "Bir plan," dedi. "Bir plan, dünyayı kurtaracak bir plan."
Tasha, Jon Snow'un yüzüne baktı. "Ama Jon," dedi. "Dünya kurtarılmaya değer mi?"
Jon Snow, Tasha'ya baktı. "Elbette," dedi. "Dünya, kurtarılmaya değer. Ve ben, bu planı gerçekleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım."
Bir gölge, karanlıktan çıktı. Tasha, Jon Snow'un en yakın arkadaşıydı. Bir kızıldan, Jon Snow'un yanında her zaman vardı. "Jon," dedi Tasha, sesi ürkütücü bir şekilde yumuşaktı. "Ne oldu?"
Jon Snow, Tasha'ya baktı. "Bir şey buldum," dedi. "Bir şey, dünyayı değiştirebilecek bir şey."
Tasha, Jon Snow'un gözlerine baktı. "Ne demek istiyorsun?"
Jon Snow, ellerini bir araya getirdi. "Bir plan," dedi. "Bir plan, dünyayı kurtaracak bir plan."
Tasha, Jon Snow'un yüzüne baktı. "Ama Jon," dedi. "Dünya kurtarılmaya değer mi?"
Jon Snow, Tasha'ya baktı. "Elbette," dedi. "Dünya, kurtarılmaya değer. Ve ben, bu planı gerçekleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım."