Hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları, acımasızca eleştirmek gerekirse, ailemin trajikomik garibanlık anıları gerçekten fazla. Babam ve annemden duyduğum kaç tane hikayeyi sayamam, ama geçenlerde halamın paylaştığı olay biraz daha farklıydı. Olay 23 Nisan gösterisiyle ilgiliydi. Halam, ilkokul 2 ya da 3'te olduğunu hatırlamıyor, sanırım ondan da önemli değil. Gösteri için folklor kıyafeti gerekiyormuş, fakat ailesinin parasının olmadığını bildiği için halam gösteride yer almak istememiş. Öğretmenin durumu bilmediği için kabul etmemiş ve katılımı zorunlu tutmuş. Ertesi gün gösteri günüymüş, ama halam kıyafeti alamamış. Tabii ki çok üzgünmüş. Belki okula gitmeyi bile düşünmüş, belki fark edilmez diye. Ama nenem durumu fark etmiş ve bir çözüm bulmuş. Yorganın yüzünde parlak bir kumaş varmış, genellikle saten ve renkli olur ya, işte onu şalvar ve yelekle kombinleyip bir takım yapmışlar. Halam, okula gittiğinde kıyafetinin farklı olduğunu öğretmen farketmiş. "Kızım, bu sizin yöresel kıyafetiniz mi?" diye sormuş. Halam da, "Yani, evet öyle diyelim öğretmenim." diye cevap vermiş. Öğretmen, durumu anlamış ve "Sen en öne geç, halay başı olacaksın." demiş. Halam da tabii ki bu duruma çok sevinmiş ve mutlu bir şekilde gösteriye katılmış. Eve döndüğünde de o kıyafet hemen yırtılmış ve tekrar yorganın üstüne dikilmiş. Çünkü bir yüz daha yokmuş. Elif Hanım, öğretmenimizin adını unutmuşuz belki ama o güzel davranışını unutmadık. Yoksulluğu kabul etmeyen nenem de biricikti, onu her zaman sevgiyle anıyoruz.