Herkesin Hayatımızda Sadece Geçici Olması: Bir Dostun Japonya'ya Yolculuğu
Bugün, yakın bir arkadaşımın Tokyo Üniversitesi'ne kabul edildiğini öğrendim. Bu haber beni düşündürdü ve "her şeyin geçici olması" konusunu aklıma getirdi. Bu konuda başlık aramaya karar verdim, ancak bulamadım. Yeni bir başlık açmak istemedim, bu yüzden bu başlık altında yazmaya karar verdim.
Arkadaşım, üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemde yan sınıfta olan bir kızdı. Başlangıçta aramızda pek muhabbetimiz yoktu. Sınavı geçtikten sonra bir WhatsApp grubu kuruldu ve onu da aramıza aldık. Grubumuz zamanla bölüştü, ancak kendisiyle iletişimimiz sınırlıydı.
Pandemi sürecinde zaman zaman yazışıyorduk ve buluşma teklifleri alıyordum. İlk başta pek hevesli değildim, ancak sonradan kabul ettim. Buluşmalarımız genellikle haftada 2-3 kez olurdu. Aramızda hiçbir cinsel çekim olmadı, zaten kendisi lezbiyen olduğunu söylemişti.
Zamanla dershane zamanlarında görüşmediğimiz başka arkadaşlarımız da gruba katıldı ve buluşmalarımız devam etti. Bir gün arabada yalnız kaldık ve ayrılacağı zamanı sorduğumda ağlamaya başladı. Bu beni duygulandırdı ve gerçekten bir duygusal bağ kurmuş olduğumuzu fark ettim.
Genelde kadın ve erkekler arasında dostluk ilişkilerine pek inanmam, ancak bu durum istisnaiydi. Çok yakın olmasak da nadiren görüşen biriyle böyle bir bağ kurmuş olmam beni şaşırttı. Olağanüstü bir arkadaşlık inşa etmişti.
Onun yolculuğu beni hem üzdü hem sevindirdi. Bu deneyim, geçici olmanın aslında ne kadar etkileyici bir kavram olduğunu bana gösterdi. Uzun süredir görüştüğüm diğer arkadaşlarım da bir gün kendi yollarını çizmek zorunda kalırsa nasıl hissedeceğimi düşündüm. Sanırım zamanla alışacağım...
Bugün, yakın bir arkadaşımın Tokyo Üniversitesi'ne kabul edildiğini öğrendim. Bu haber beni düşündürdü ve "her şeyin geçici olması" konusunu aklıma getirdi. Bu konuda başlık aramaya karar verdim, ancak bulamadım. Yeni bir başlık açmak istemedim, bu yüzden bu başlık altında yazmaya karar verdim.
Arkadaşım, üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemde yan sınıfta olan bir kızdı. Başlangıçta aramızda pek muhabbetimiz yoktu. Sınavı geçtikten sonra bir WhatsApp grubu kuruldu ve onu da aramıza aldık. Grubumuz zamanla bölüştü, ancak kendisiyle iletişimimiz sınırlıydı.
Pandemi sürecinde zaman zaman yazışıyorduk ve buluşma teklifleri alıyordum. İlk başta pek hevesli değildim, ancak sonradan kabul ettim. Buluşmalarımız genellikle haftada 2-3 kez olurdu. Aramızda hiçbir cinsel çekim olmadı, zaten kendisi lezbiyen olduğunu söylemişti.
Zamanla dershane zamanlarında görüşmediğimiz başka arkadaşlarımız da gruba katıldı ve buluşmalarımız devam etti. Bir gün arabada yalnız kaldık ve ayrılacağı zamanı sorduğumda ağlamaya başladı. Bu beni duygulandırdı ve gerçekten bir duygusal bağ kurmuş olduğumuzu fark ettim.
Genelde kadın ve erkekler arasında dostluk ilişkilerine pek inanmam, ancak bu durum istisnaiydi. Çok yakın olmasak da nadiren görüşen biriyle böyle bir bağ kurmuş olmam beni şaşırttı. Olağanüstü bir arkadaşlık inşa etmişti.
Onun yolculuğu beni hem üzdü hem sevindirdi. Bu deneyim, geçici olmanın aslında ne kadar etkileyici bir kavram olduğunu bana gösterdi. Uzun süredir görüştüğüm diğer arkadaşlarım da bir gün kendi yollarını çizmek zorunda kalırsa nasıl hissedeceğimi düşündüm. Sanırım zamanla alışacağım...