Başlık: Osmanlı İmparatorluğu'nun Gelire Endeksli Senedi: Bir Batık Geminin Son Çırpınışı
Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik olarak en zor dönemlerinden birinde uygulanan "Eshâm-ı Mümtaze" sistemi, adeta batık bir geminin son çırpınışlarını hatırlatıyor. 1840'ta piyasaya sürülen üç yıl vadeli, %10 faizli senetler, devletin halktan borç alarak ekonomisini canlandırma çabasıydı. Elbette, faiz gelirinin helal olduğu fikri, İslam hukukunda tartışmalara yol açmış ve ulemalarca "hile-i şeriyye" olarak nitelenmiştir. Devletin ekonomisi kötüleştikçe, bu uygulamaya caiz fetvaları da artmış, Tanzimat döneminde senetlerdeki faiz oranları da arttırılarak " günü kurtarma" politikası benimsemiştir.
Ancak, bu uygulama devlet hazinesine ağır bir yük bindirmiş ve özellikle yabancı tüccarlar tarafından istismar edilmiştir. Devletin borçlarını ödeyemez hale gelmesi, senet sahiplerine büyük güç vermiş, senetlerin vefatta hazineye aktarılması uygulamasına son verilmiş, bunun yerine senet sahibinin eşi veya çocukları bu haktan yararlanmaya devam edebilecektir. Bu durum, devletin halkından para dilenmesine yol açmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik olarak batık bir gemiye dönüşmesine sebep olmuştur.
Sonumuz hayrolsun, ahali! Bu sistem, adeta imparatorluğun sonunu hızlandıran bir faktör olmuş ve ekonomik açıdan yıkıma yol açmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik olarak en zor dönemlerinden birinde uygulanan "Eshâm-ı Mümtaze" sistemi, adeta batık bir geminin son çırpınışlarını hatırlatıyor. 1840'ta piyasaya sürülen üç yıl vadeli, %10 faizli senetler, devletin halktan borç alarak ekonomisini canlandırma çabasıydı. Elbette, faiz gelirinin helal olduğu fikri, İslam hukukunda tartışmalara yol açmış ve ulemalarca "hile-i şeriyye" olarak nitelenmiştir. Devletin ekonomisi kötüleştikçe, bu uygulamaya caiz fetvaları da artmış, Tanzimat döneminde senetlerdeki faiz oranları da arttırılarak " günü kurtarma" politikası benimsemiştir.
Ancak, bu uygulama devlet hazinesine ağır bir yük bindirmiş ve özellikle yabancı tüccarlar tarafından istismar edilmiştir. Devletin borçlarını ödeyemez hale gelmesi, senet sahiplerine büyük güç vermiş, senetlerin vefatta hazineye aktarılması uygulamasına son verilmiş, bunun yerine senet sahibinin eşi veya çocukları bu haktan yararlanmaya devam edebilecektir. Bu durum, devletin halkından para dilenmesine yol açmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik olarak batık bir gemiye dönüşmesine sebep olmuştur.
Sonumuz hayrolsun, ahali! Bu sistem, adeta imparatorluğun sonunu hızlandıran bir faktör olmuş ve ekonomik açıdan yıkıma yol açmıştır.