Zihnimde yapıyorum bunu bazen. Sayılsın lütfen. Bazen bir yere davet ediliyorum ama o kadar gitmek istemiyorum. O kadar benim ait hissetmediğim bir yer oluyor ki o ortam. Ama bir şekilde art arda hayır demek de sürekli göreceğim insanlara ayıp olacak hissiyle "insanlar değer vermiş çağırıyor, uyuzluk yapma" deyip bir yerden sonra katılmış bulunuyorum. Bir de bunun son anda haber verileni var ki "hazırlan geliyorum" tatlılığında söylenilen bir sevgili cümlesi falan değilse birinin beni son dakika bir şeye dahil etmek üzere aramasından hiç hoşlanmıyorum. Son dakika çağrıldığım yerlere hiç işim olmasa bile gitmiyorum. Gelelim diğer meseleye. Bu ortamda ilk kez karşılaşacağım insanlar varsa ve hâlihazırda benim dışımdaki herkes birbirini tanıyorsa insanları sevip sevmediğime karar verene kadar nemrut gibi hareket ediyorum. Çok az kişi sevdiğim için de şanslıysam nadiren ortamdaki bir kişiyi kendime yakın, kafa dengi bulup onunla muhabbete dalıyorum. O arada geçen zamanda ve o kafa dengi kişiye denk gelemediğimdeyse büyük oranda ortamdan kaçarak uzaklaşmak istiyorum. Bir istek olarak kaçmak. Herkesin her şeyi gözüme batıyor ve farkında olmadan yüzümde garip bir tiksinti ifadesi beliriyor (bunu habersiz çekilen fotoğraflarımda görene kadar anlamıyorum tabii). Gerçekten kalkıp koşabilsem koşacağım ama bunu yapamayacağım için kafamda geri geri koştuğumu hayal ediyorum. O beni en ufak şekilde meraklandırmayan sohbetin hiçbir yerinde olmadığım fikri beni mutlu ediyor. Bazen patika yollarda geri geri koşuyorum mesela, ayağım takılıyor düşüyorum çünkü patika yolda geri geri koşmak nedir yani? Sonra üstümü başımı söylene söylene silip ağaçların arasına dalıyorum, biraz da orada koşuyorum. Sonra zihnimdeki sesleri susturup biraz gerçeğe dönüyorum ve "aaa benim biram bitmiş" deyip fıtı fıtı buzdolabına doğru gidiyorum. Bir beş dakika da orada oyalanıyorum. Bazen iki zevksiz espri yapılıyor ve hiç gülmemiş gibi gülüyor herkes, biri bir şeyler çalıyor ve başım çatlayana kadar dünyanın en dertli şarkıları söyleniyor manasızca. Sizin ben mizah anlayışınıza ayrı, müzik zevkinize ayrı tüküreyim diyorum içimden. Çünkü ben yine iyi biri değilim. Bitse de gitsek diye annemin karnına kadar geri koşuyorum.