Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hacer-ü'l Esved

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Hacer-ü'l Esved , Kâbe'nin duvarında yer alan ve Müslümanlarca kutsal sayılan siyah ve parlak taş. Hac sırasında hacılar tavaf ederken her bir dönüşte bu taşı selamlar, el sürer veya öperler. İnanışa göre Mekke'nin kutsallığı Kâbe'den, Kâbe'nin kutsallığı da Hacer-ü'l Esved'den kaynaklanmaktaydı. Kara taş hakkındaki iddialardan biri İslâm öncesi dönemde Petra'da bir adı da Kaab olan tanrıça Al-lat'ın sembolü durumunda olmasıdır. Tarihte olduğu gibi günümüzde de bâzı dinî gruplar Kâbe ve kara taşın kutsallığı çerçevesinde icra edilen dinî uygulamalara karşı çıkmaktadır. Yapısı hakkında iddialar küçükresim|right|1850'lerde göründüğü şekliyle parçalanmış Hacer-ü'l Esved, ön ve yandan çizim. Hacer-ü'l Esved hakkında çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Hacer-ü'l Esved'in yaklaşık 50cm ebatlarında bir gök taşı parçası olduğu iddia edilmektedir. Günümüzde bu taşın parçaları gümüş bir çerçeve içinde tutulmaktadır. Bunun Emevîlerin Mekke'yi ele geçirme sırasında verdikleri hasarla ilgili olduğu düşünülmektedir. Bilimsel kökenler Hacer-ü'l Esved hiçbir zaman modern bilimsel tekniklerle analiz edilmedi ve kökenleri spekülasyon konusu olmaya devam ediyor. Tarihçe Hacer-ü'l Esved İslâm öncesi Arabistan'da kutsal sayılan bir taştır. Prof. Hikmet Tanyu bütün dinlerde kutsal bir kara taşın bulunduğunu ifade etmiştir. Bu taşın İslâm öncesi dönemde Petra ve Kudayd bölgesinde önemli bir tanrıça olan El-Lât'ı temsil ettiği bilinmektedir. Ayrıca, Batı Anadolu'da Kibele'in sembolü olarak kullanılıyordu. Rivayete göre İslâm öncesi dönemde Kâbe hasar görmüş ve yeniden yapılmıştır. Bu inşaat sırasında Hacer-ü'l Esved'in kimin tarafından yerine yerleştirileceği ve bu onurun kime ait olacağı kabileler arasında paylaşılamayan bir onur konusu olmuş ve bu sorun İslâm Peygamberi'nin hakemliği ile çözülmüştür. [[Dosya:Mohammed kaaba 1315.jpg|küçükresim|sol|250px|Reşidüddin Hamedani'nin Cami'üt-Tevarih'inden bir minyatür, ( 1335), 605 yılında İslâm Peygamberi'nin Hacer-ü'l Esved'i Kâbe'ye yerleştirme hikâyesini tasvir eder.]] [[Dosya:Approximate map of areas under Ibn al-Zubayr's control after the death of Muawiya II.png|küçükresim|II. Muâviye'nin ölümünden sonra İbni Zübeyr'in yaklaşık etki alanı]] [[Dosya:Silver dirham of Abd Allah ibn al-Zubayr 690-91.jpg|180px|küçükresim|right|Abdullah bin Zübeyr'in adına Darabjird'de basılmış Sasani tarzı gümüş dirhem, Hüsrev resmi, Hilal/yıldız, kenarda bismillah ve Zerdüş ateşi (diğer yüz). Emevîlere karşı, Mekke'de ayaklandığı ifade edilen İbni Zübeyri başka bir coğrafya ve kültürle ilişkilendiriyor.]] Muaviye'nin ölümü sonrasında çıkan iç karışıklıklarda Kâbe Yezid'in askerlerince mancınıklar kullanılarak taşa tutulmuş, isabet alan Hacer-ü'l Esved üç parçaya bölünmüş, Kâbe yıkılmıştır. Kanadalı arkeolog ve İslâm tarihi araştırmacısı Dan Gibson'a göre bu yıkım bugünkü Mekke şehrinde değil, bundan yaklaşık 1.200 kilometre kuzeyde, Petra'da gerçekleşmişti. Patricia Crone ve Michael Cook da metin ve arkeolojik araştırmalara dayanarak, "Mescid-i Haram"ın Mekke'de değil, Kuzeybatı Arap Yarımadası'nda bulunduğu tezini ileriye sürmüşlerdi. Gibson araştırmalarında ulaştığı en eski camilerin kıble duvarları ve mihrap yönlerinin Petra'yı göstermeleri nedeniyle bu bulgularla ayet, hadis ve siyer kaynaklarındaki diğer ipuçlarını bir araya getirerek İslâm Peygamberi'nin Petra'da yaşamış ve buradan Medine'ye göç etmiş olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ona göre Kur'an'da bahsedilen "bekke" veya "mekke" sözcükleri de Petra'yı ifade eden kelimelerdi. Müslümanların ilk kıblesi ona göre Kudüs'teki Mescid-i Aksâ değil, Petra'da Al-Lat tapınağı olarak kullanılan Kâbe olmalıydı. Bu yapı Müslümanların İkinci Fitne olarak adlandırdıkları Abdullah bin Zübeyr ayaklanması sırasında mancınıklarla yıkılmış, İbni Zübeyr Hacer-ü'l Esved'i Kâbe'de bulunan diğer kutsal eşyalarla birlikte alarak Emevî saldırılarından uzakta, bugünkü Mekke'nin bulunduğu yere taşımış, yeni tapınağı burada inşa etmişti. Emevîlere karşı Abbâsîlerin desteğini kazanan yeni mekân birkaç yüzyıllık bir geçiş dönemi sonunda tamamen benimsenmiş, yeni yapılan camilerin yönü Mekke'ye dönük olarak inşa edilmeye başlanmıştır. Ancak Emevî etkisinde kalan Kuzey Afrika ve Endülüs camileri yönlerini bambaşka bir yöne, Güney Afrika'ya çevirerek yeni kıbleye karşı çıkmaya devam etmişlerdir. Fakat bu iddiaya erken dönemde Müslümanların Kâbe'nin yerini doğru hesaplayamadıkları için bâzı camilerde kıble yönünün yanlış olduğu gerekçesiyle karşı çıkılmaktadır. Nitekim günümüze yakın tarihlerde inşa edilmiş bâzı camilerin de kıble yönünün yanlış hesaplandığı belirtilmektedir. Kâbe'nin bulunduğu Mekke'de bile bazıları 50 yıldan daha eski 200 civarında caminin kıble yönünün yanlış olduğu belirlenmiştir. 7. yüzyılda yaşayan John bar Penkaye isimli Süryânî bir yazarın Abdullah bin Zübeyr İsyanı devam ederken yazdığı kroniklerinde Kabe'nin taşınmasından veya Petra'dan bahsetmemesi, Kabe'nin konumunun çölün uzak noktalarında olarak bahsetmesi, Kabe'nin taşındığı veya aslında Petra'da bulunduğu iddialarına karşı ileri sürülür. Ayrıca Kehf Suresi'nde geçen el-Rakîm'in , Petra (Raqēmō) olduğu şeklinde görüş de bulunmaktadır. 2. yüzyılda (100-200) yaşayan astronom, matematikçi, filozof ve aynı zamanda coğrafyacı olan Batlamyus, Arabistan'da bulunan 50 şehrin bir listesini yayınlamış ve liste "Macoraba" adlı bir şehri içermiştir. 1646 yılından beri süregelen spekülasyonlar olmakla beraber bu şehrin Mekke ile bağlantılı olduğuna dair tartışmalar sürmektedir. Son zamanlarda antik haritaları yeniden oluşturmak ve konumlarını modern koordinatlara çevirmek için gelişmiş matematiksel modeller kullanan araştırmacılar, Mekke ve Batlamyus'un bahsettiği Macoraba şehrinin aynı yerde olduğunu doğrulayabildi. 929'da Büyük Karmat generali Ebu Tâhir, Mekke'yi zapt ederek Kâbe'yi yağmalamış ve Kâbe hazinesi ile birlikte Hacer-ü'l Esved'i alıp götürmüştür. Taşın bir kısmı 1051'de geri getirilerek yerine konulmuştur. İnanç küçükresim|200px Deylemî'nin Enes'ten rivayet ettiğine göre, İslâm Peygamberi şöyle demiştir: "Hacer-ü'l Esved, Allâh'ın sağıdır/sağ elidir, bu taşa el süren kimse, Allah'a isyan etmeyeceğine dair biat etmiş/söz vermiş olur." Günümüzde bu ifadenin mecaz/metafor bir ifade olduğuna inanılır. Tirmîzî'nin Sünen'inde kaydedilen bir hadîse göre taşın Cennet'ten indiği, ilk zamanlar bembeyaz olduğu, ancak günahkârların günahlarıyla karardığı ifade edilir. İkinci halife Ömer bin Hattab'ın bu taş için, "Biliyorum ki faydası ve zararı olmayan bir taşsın. Allah Resulü'nün seni öptüğünü görmeseydim seni öpmezdim." dediği rivayet edilir. Ayrıca bakınız Kâbe Kıble Hac Dış bağlantılar The Sacred City (2016) IMDb sayfası Kaynakça Kategori:Kutsal taşlar Kategori:Kâbe Kategori:İslam terimleri Kategori:Hac Kategori:Hac terimleri Kategori:Müslüman haclar Kategori:Taşlar
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri