Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Halid Ziya Uşaklıgil

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Halid Ziya Uşaklıgil (1866, İstanbul - 27 Mart 1945, İstanbul), Servet-i Fünûn ve cumhuriyet dönemi Türk romancı ve yazar. Bâzı edebî yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halid Ziyaeddin adıyla yayımlamıştır. Servet-i Fünûn edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnû’nun yazarıdır. Türk romanının gerçek anlamda batılı bir kimlik kazanmasında önemli katkısı olmuş bir yazardır. Osmanlı İmparatorluğu’nda Sultan Mehmed Reşad döneminde baş mâbeyinci (1909-1912) ve Meclis-î Âyan üyesi olarak görev yaptı. Hayatı İstanbul’un Eyüpsultan semtinde doğdu. Uşşâkizâdeler diye anılan ve bir kolu İzmir’e yerleşerek halı ticaretiyle uğraşan Uşaklı Helvacızâdeler ailesine mensuptur. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak’tan İzmir’e göçmüş varlıklı bir ailedendi. Halid Ziya, o sırada İstanbul’a yerleşmiş olan Halil Efendi ile Behiye Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Mahalle mektebindeki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi’ne devam etti. 93 Harbi’nin başlaması ile Halil Efendi’nin işleri bozulunca aile, İzmir’e yerleşti ve Halid Ziya öğrenimini İzmir Rüştiyesi’nde sürdürdü. Ardından İzmir’de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulmuş yatılı bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi; Fransız edebiyatını yakından tanıdı. Fransızca çeviri denemeleri yaptıktan sonra henüz öğrenci iken ilk yazılarını yayımlamaya başladı. Önce İzmir çevresinde kendini tanıttı. Bâzı edebî yazılarını İstanbul’da Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide Mehmet Halid müstear adıyla yayımladı. İlk yazısı Hazîne-i Evrak’ta çıkan Deniz Danası başlıklı yazısıdır. İlk edebî yazısı (mensur şiir) “Aşkımın Mezarı” ise Tercüman-ı Hakikat’te yayımlandı (23 Nisan 1883). 1884’te Envâr-ı Zekâ’ya tercümeler yaptı. Tevfik Nevzat ve Bıçakçızâde Hakkı’yla birlikte “Nevruz” dergisini çıkarmaya başladı (13 Mart - 27 Ağustos 1884 arasında on sayı). Burada Alfred de Musset, Victor Hugo gibi Fransız romantiklerinden nesir halinde şiir tercümeleri, Louis Figuier’den popüler fenle ilgili yazılar ve derginin ilavesi olarak George Ohnet’nin “Demirhane Müdürü” adlı romanını yayımladı. İstanbul’a giderek hariciyeci olmak için başvurdu; başvurusu kabul edilmeyince İzmir’e döndü. İstanbul’da bulunduğu süre içinde Fransız edebiyat tarihi ile ilgili olarak uzun süredir yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885’te 84 sayfa olarak basıldı. Bu eser, onun basılan ilk kitabıdır ve Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi olma özelliği taşır. İzmir’e döndükten sonra İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı, öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası’nda çalışmaya başladı. İzmir İdadisi’nin açılmasından sonra öğretmenliğe bu okulda devam etti; Fransızcanın yanı sıra Türk Edebiyatı dersleri verdi. Hizmet Gazetesi 1886’da idadide birlikte çalıştığı arkadaşı Tevfik Nevzat ile birlikte “Hizmet” adlı bir gazete çıkararak yapıtlarını burada yayımladı. Hizmet, vali Halil Rıfat Paşa ve hukuk dairesi reisi himayesinde yayımlanmış ve şehrin kültür sanat hayatına canlılık getirmiş, Halit Ziya’ya ise geniş bir yazı alanı açmıştı. İlk eserlerinden “Nemide” (1889), “Bir Ölünün Defteri” (1889), “Ferdi ve Şürekâsı” (1894) Hizmet’te tefrika edilmiş duygusal, kısa romanlardır. 1885’te dizi olarak yayımlamaya başladığı “Sefile” adlı ilk romanı ise ahlaka aykırı olduğu gerekçesi ile yasaklandığı için yarım kaldı ve kitap haline gelmedi. Bu romanda masum bir genç kızın aldatılışını ve çektiği acıları anlatmaktaydı. Halit Ziya’nın romanları kadar mensur şiirleri de ilgi uyandırmış ve moda olmuştu. Mensur şiirler, Muallim Naci gibi divan şiiri taraftarlarından olumsuz eleştiriler alsa da, Recaizade Mahmut Ekrem, Hizmet’e gönderdiği tebrik yazısı ile yetenekli bulduğu Halit Ziya’ya destek vermişti. Yazar, dünya edebiyatı hakkında, tiyatro tarihi hakkında yazı dizileri hazırlamış; romantizmin temsilcisi Ahmet Mithat Efendi’yi eleştirdiği ve realizmi savunduğu bir eleştiri dizisi yayımlamıştır. Halit Ziya, 1888’de annesi Bediye Hanım’ı kaybetti. 1889’da amcası ile iki aylık seyahate çıkarak Uluslararası Paris Sergisi’ni gördü. Gezi izlenimlerini Hizmet ve Tarîk’e gönderdiği mektuplarda anlattı. Aynı yılın sonunda Meclis-i Ayan Reisi Emin Ali Efendi’nin kızı Fatma Memnune Hanım’la evlendi. Halit Ziya’nın bu evlilikten 6 çocuğu dünyaya gelmiştir: Vedide, Bihin, Sadun, Güzin, Vedad ve Bülend. İlk çocuğu Vedide’yi geçirdiği bir hastalık sonucu kaybetti. Aynı şekilde Sadun ve Güzin’i de küçük yaşta kaybedecek, oğlu Vedat ise 33 yaşında trajik bir intiharla hayatına son verecektir. Halit Ziya, Sadun için Kırık Oyuncak, Güzin için Kırık Hayatlar ve Vedad için "Bir Acı Hikâye” adlı kitapları yazmıştır. Servet-i Fünûn Bankadaki işinden ayrılıp İzmir’de vali kâtipliğine başlayan Halid Ziya, bu görevde uzun süre kalmadı. 1893’te, İstanbul’da Reji Genel Müdürlüğü’nden gelen başkâtiplik teklifi üzerine İstanbul’a gitti. Bu görevi on altı yıl sürdürdü. Bu işinde, vaktinin çoğunu okuma ve yazmaya ayırma fırsatı buldu. Reji’deki çalışma günlerinde Recaizade Mahmud Ekrem aracılığıyla Edebiyat-ı Cedide adlı edebiyat topluluğuna katıldı. Bu topluluğun en önemli isimlerinden birisi oldu. 1901’de kapatılıncaya kadar topluluğun çıkardığı Servet-i Fünûn dergisinde yazılar, hikâyeler, romanlar yayımladı. Kendisini Türk edebiyat tarihine mal eden büyük romanlarını bu topluluk içinde verdi. Servet-i Fünûnda 1897’de tefrika ettiği Mai ve Siyah onu Edebiyât-ı Cedîde’nin tartışmasız en önemli romancı ve hikâyecisi yaptı Romanda acıklı aşk serüveni konusunu geri plana alıp dönemin basın dünyasını, Edebiyat-ı Cedide kuşağının bu dünyaya bakış açısını yansıttı. Bu roman, topluluğun beyannamesi vazifesini gördü. İlk büyük Türk romanı kabul edilen Aşk-ı Memnû’yu 1898-1900 yılları arasında Servet-i Fünûnda tefrika etti. Bu eserde zengin bir adamın genç ve güzel karısının yasak bir aşka sürüklenişini gerçekçi bir biçimde, olayın psikolojik nedenleri üzerinde durarak anlattı. Dönemin İstanbul alt kültürleriyle son derece içli dışlı olması, yazarın bu eserini yazmak amacıyla gerekli malzemeyi toplamak için gösterdiği çabanın ürünüdür. Özellikle de o dönem Boğaziçi’nde yalı sakini aileler arasındaki esrar kullanma geleneği, yazarın ciddi psikolojik açılımlar yaşamasına sebep olarak eserin gelişimine ciddi etki etmiştir. Yazar, Mai ve Siyah’ ın gördüğü rağbet üzerine başka dergi ve gazete sahiplerinin kendisinden yazı istemesi üzerine tiraji yüksek İkdam ve Sabah gazetelerinde de yazılar yayımlamıştır. Ancak Servet-i Fünûnda yazan İsmail Safa’nın sürgüne gönderilmesi üzerine roman tefrika etmek dışında hiç yazı yayımlamadı. Halid Ziya, 1901’de Kırık Hayatlar adlı romanı tefrika edilmekte iken Hüseyin Cahid’in Edebiyat ve Hukuk başlıklı yazısı üzerine Servet-i Fünûn kapatıldı ve topluluk dağıldı. Ayastefanos’a yerleşme Halid Ziya, Servet-i Fünûn kapatılıp topluluk dağılınca edebiyat hayatından uzun süre uzak kaldı. Rumların ve Ermenilerin yaşadığı bir balıkçı köyü olan Ayastefanos (bugünkü Yeşilköy semti)’a bir köşk yaptırdı ve Tevfik Fikret’in Aşiyan’a yerleştiği 1905 yılında Halid Ziya da kendi köşküne yerleşti. Bâzı eserlerinin kitap halinde yayımını gerçekleştirdi. Rejideki işleri dışında vaktini dostlarıyla sohbet ve okumayla geçirdi. II. Meşrutiyet 200px|küçükresim|sağ|Halid Ziya Uşaklıgil Halid Ziya, Meşrutiyetin ilanı ile fikir ve sanat hayatının canlanması üzerine yeniden yazmaya başladı. Birçok gazete ve dergiye yazılar gönderdi. Sultan Abdülhamid döneminin istibdad yılları olarak anılan son yıllarını ve yurdu değiştirmek isteyenlerin mücadelesini konu alan “Nesl-i Ahir” adlı romanı kaleme aldı. Sabah gazetesinde tefrika edildikten sonra eseri kitaplaştırmadı. Bu arada Darülfünun’da Batı edebiyatı tarihi ve estetik dersleri verdi. Sultan Reşat’ın Osmanlı tahtına çıkmasından sonra İttihat ve Terakki hükümeti tarafından mabeyn başkatibi olarak sarayda görevlendirildi. Saraydaki görevi sırasında yazmayı uygun görmediği için yazılarına ara verdi. Görevi gereği padişahla gezilere çıktı. 1911’de Âyân Meclisi üyesi oldu. 1912’de saraydaki görevi sona erdi. Darülfünun’da ders vermeye geri döndü. 1914’te Tedavi amaçlı bir Avrupa seyahatine çıktı. Saray ve Ötesi (1940-1942) ile Bir Acı Hikâye adlı hâtıratında Almanya ile ilgili geniş bilgi verdi; seyahat notlarını “Almanya Mektupları” başlıkları altında Tanin gazetesinde yayımladı. Sait Halim Paşa’nın Almanya’ya inceleme gezisine gönderdiği şair ve yazarlar arasında Almanya’ya gitti, çeşitli kültürel faaliyetlere katıldı. Darülbedayi’de edebî kurul üyeliğinde bulundu. İttihat ve Terakki’nin iktidardan düşmesinden sonra Reji idaresinde yönetim kurulu başkanı oldu. 1918’de oğlu Halil Vedat ve yeğenleriyle çıktığı Avrupa gezisinden 14 ay sonra döndü. Cumhuriyet dönemi Milli mücadele döneminde genellikle Ahmet Cevdet’in İkdam Gazetesi’ne yazılar gönderdi. Çoğunlukla dil ve edebiyatla ilgili yazılar yazdı. Cumhuriyet döneminde kendisini tamamen edebiyata verdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında devletin şekillenmesini uzaktan izledi ve fazla eser vermedi. 1930’larda yazı hayatına büyük bir canlılıkla döndü. Cumhuriyet ve Son Posta gazetelerinde yazıları yayımlandı. Özellikle hatıra tarzında yazılarıyla edebiyat dünyasında aktüel bir isim haline geldi. Dil devrimi’ne gönülden inanan yazarın I. Türk Dili Kurultayı’nda (26 Eylül 1932) sunduğu, Türkçenin geçirdiği evreleri ve dil sevgisini sanatkârane bir üslûpla dile getiren bildiri çok ses getirdi. Bâzı eserlerini sadeleştirdi ve Latin harfleriyle yeniden yayımladı. 1937’de Tiran elçiliğinde görevli oğlu Halil Vedat’ın 33 yaşında intihar etmesi üzerine büyük bir yasa girdi. Acısını, yazmakla hafifletmeyi seçti. Her türlü tedaviyi reddettiği uzun bir hastalığın ardından 27 Mart 1945’te öldü. Bakırköy mezarlığında oğlu Halil Vedat’ın yanına gömüldü. Edebî Kişiliği Altmış yıllık yazı hayatında şiir dışında pek çok eser kaleme alan Halid Ziya modern Türk edebiyatına romanları ve hikâyeleriyle damgasını vurmuş bir yazardır. Türk romanının büyük ustası olarak kabul edilir. Edebiyata Fransızcadan ve İngilizceden bâzı küçük hikâyeler çevirmekle girmişti. Çeşitli konularda yazı ve makalelerin ardından nesir niteliğinde şiirler yazmış, bu ürünlerine “mensur şiirler” adını vermişti. Bu hazırlıklardan sonra ilk roman denemelerini yaptı. 1886-1908 yılları arasında sekiz roman kaleme alan yazar, bu türdeki ilk eserlerini Fransız realistleri ve natüralistlerinden etkilenerek yazdı. Acemilik dönemi ürünü olan ilk romanlarından sonra Ferdi ve Şürekâsı ile olgunluk dönemine girdi ve ardından Servet-i Fünûnun edebî beyannâmesi olan Mâi ve Siyah’ı kaleme aldı. Romanlarında olaya dayanan anlatım yerine kahramanların iç dünyasını sanatkârane üslûpla tahlile dayanan yeni bir anlayış benimsenmiştir. Eserlerinde toplumsal mesaj verme endişesi taşımaz. Romanı, insanın iç dünyasına ait bir tür olarak görmüştür. Hikâye türünün de Türk edebiyatındaki ilk gerçek temsilcisi olarak kabul edilir. Hikâyeleri, romanlarına oranla daha doğal ve yerlidir. Roman ve hikâyeleri dışındaki en önemli eserleri anılarıdır. Türk edebiyatında anı türünde en çok eser vermiş yazarlardandır Eserleri Romanları: Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Sefile, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Nesl -i Ahir, Kezban-ı Kopya Hikâyeleri: Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Nakıl, Bu Muydu, Heyhat, Küçük Fıkralar, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Bir Şi’r-i Hayal, Sepette Bulunmuş, Bir Hikâye-i Sevda, Hepsinden Acı, Onu Beklerken, Aşka Dairdi, İhtiyar Dost, Kadın Pençesi, İzmir Hikâyesi, Kar Yağarken Büyük hikâyeler: Heyhat; Bu muydu? Oyunları: Firuzan, Kâbus, Fare Hatıraları: Kırk Yıl, Bir Acı Hikâye, Saray ve Ötesi Gezi Yazıları: Almanya Mektupları, Alman Hayatı Denemesi: Sanata Dair Mensur Şiir: Mezardan Sesler, Mensur Şiirler Ansiklopedik kitapçıklar: Hamil, Va’z-ı Hamil; Mebhas-ül Kıhf; İlm-i Simya; Bukalemun-ı Kimya. Sohbetler, makaleler: Kenarda Kalmış; Sanata Dair. Kaynakça Dış bağlantılar Kültür Bakanlığından Uşaklıgil Bilgisi Zeynep Uysal’la Halit Ziya Edebiyatı Üzerine 1: Bihter’den Ahmet Cemil’e Arzu ve Felaket Kategori:1866 doğumlular Kategori:1945 yılında ölenler Kategori:Bakırköy Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:Cumhuriyet (gazete) kişileri Kategori:İstanbul doğumlu yazarlar Kategori:İstanbul'da ölenler Kategori:İzmir Atatürk Lisesinde öğrenim görenler Kategori:V. Mehmed tarafından seçilen Meclis-i Âyan üyeleri Kategori:Osmanlı gazetecileri Kategori:19. yüzyıl Osmanlı yazarları Kategori:20. yüzyıl Osmanlı yazarları Kategori:Realist yazarlar Kategori:19. yüzyıl Türk gazetecileri Kategori:20. yüzyıl Türk gazetecileri Kategori:19. yüzyıl Türk yazarları Kategori:20. yüzyıl Türk yazarları
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri