O zamanlar teamüllere ve liyakate dokunulmamıştı. Fevzi Sürmeli Anadolu Üniversitesi rektörüydü. Yanlış hatırlamıyorsam 10 yıl kadar rektör yardımcılığı yaptıktan sonra Ahmet Necdet Sezer tarafından rektör olarak atanmıştı. Hasan Mandal lisans seviyesindeyken dekanımdı. Fevzi Sürmeli'ye karşı aday olmuş, Fevzi Sürmeli ilk sırada çıkmış ama Hasan hoca da bayağı yakın bir oyla ikinci olmuştu. Burada okuduklarıma kalsa, Hasan hoca sadece hükümetçiliğiyle bir yere gelen biri olsa idi, o dönemi hatırlayacak yaşta olanlar bilir, YÖK tarafından adı öne alınarak Abdullah Gül'e gönderilirdi. Ama ne oldu? 3. sırada çıkan aday ilk sıraya alındı ve yollandı. O dönemde Hasan hoca MMF'nin en prestijli hocalarından biriydi. Avrupa Seramik Cemiyeti başkanıydı yanlış bilmiyorsam. Okulun kalitesinden bahsedildiği zaman adı ilk söylenen isimlerdendi. Bu dönemler TÜBİTAK'a hayvanat bahçesinden atama yapıldığı söylenen dönemler işte.
Aradan yıllar geçti, Hasan Mandal'ın adını TÜBİTAK'a başkan olarak atanmasıyla gördüm. Açıkçası çok ciddi şaşkınlık yaşamıştım. Açıkçası böyle kurumlarda artık isimlerin fark yaratamayacağını çok iyi biliyordum. Ama akademik kariyerim sırasında, özellikle de Maraş depremlerinden sonra, gördüm ki parlak araştırmacıların birçoğunu bizzat aradığı dahi oluyordu. Verilen araştırma burslarından vs birçok parlak genç araştırmacının yararlandığına bizzat şahit oldum. Deprem sonrasında araştırma için acil proje başvurularına çok hızlı dönüş yaptılar. Açıkçası bu iktidar döneminde bir kişinin bir kurumu ne kadar yükseltebileceği sorusunu kendime sorunca, TÜBİTAK için yapılabileceklerin en iyisini yapmaya çalıştığına eminim.
Yüksek lisansımı ve doktoramı ise İTÜ'de yaptım. Şimdi İTÜ'ye rektör yapılıyor. Liyakat konusunda hiç şüphem olmasa da yeni Türkiye'nin teamüllere uymayan atamalarını destekleyecek değilim. Peki kendisinin İTÜ'ye rektör atanması İTÜ'yü daha kötü bir okul mu yapacak? Bence aksine çok daha iyi hale getirecektir. İTÜ'deki hocaların dışarıdan rektör atanmasını istememesini anlıyorum. Doğal olarak İTÜ'nün dinamiklerini bilen ve akademisyenlerin demokratik bir şekilde seçeceği birinin okulu yönetmesi doğru olandır. Umarım bunların konuşulmadığı bir ülkeye uyanırız bir gün.
Bu arada hala öyle midir bilmiyorum ama CV'si ve pozisyonuna göre egosunun olabildiğince minimumda, insanlığının gökyüzünde gezdiğini hatırladığım bir insandır. İş odaklı olacağından eminim.
Aradan yıllar geçti, Hasan Mandal'ın adını TÜBİTAK'a başkan olarak atanmasıyla gördüm. Açıkçası çok ciddi şaşkınlık yaşamıştım. Açıkçası böyle kurumlarda artık isimlerin fark yaratamayacağını çok iyi biliyordum. Ama akademik kariyerim sırasında, özellikle de Maraş depremlerinden sonra, gördüm ki parlak araştırmacıların birçoğunu bizzat aradığı dahi oluyordu. Verilen araştırma burslarından vs birçok parlak genç araştırmacının yararlandığına bizzat şahit oldum. Deprem sonrasında araştırma için acil proje başvurularına çok hızlı dönüş yaptılar. Açıkçası bu iktidar döneminde bir kişinin bir kurumu ne kadar yükseltebileceği sorusunu kendime sorunca, TÜBİTAK için yapılabileceklerin en iyisini yapmaya çalıştığına eminim.
Yüksek lisansımı ve doktoramı ise İTÜ'de yaptım. Şimdi İTÜ'ye rektör yapılıyor. Liyakat konusunda hiç şüphem olmasa da yeni Türkiye'nin teamüllere uymayan atamalarını destekleyecek değilim. Peki kendisinin İTÜ'ye rektör atanması İTÜ'yü daha kötü bir okul mu yapacak? Bence aksine çok daha iyi hale getirecektir. İTÜ'deki hocaların dışarıdan rektör atanmasını istememesini anlıyorum. Doğal olarak İTÜ'nün dinamiklerini bilen ve akademisyenlerin demokratik bir şekilde seçeceği birinin okulu yönetmesi doğru olandır. Umarım bunların konuşulmadığı bir ülkeye uyanırız bir gün.
Bu arada hala öyle midir bilmiyorum ama CV'si ve pozisyonuna göre egosunun olabildiğince minimumda, insanlığının gökyüzünde gezdiğini hatırladığım bir insandır. İş odaklı olacağından eminim.