Halil İnalcık'ın "Kadri Pek Bilinmeyen Şair ve Patron" adlı eserinde Osmanlı döneminde sanat ile iktidar arasındaki patronaj ilişkisini masaya yatırdığına dair bir önerme ortaya atılmıştır. Eğer bu değerlendirme Demokrat Parti dönemine de taşınabilseydi, Hayri Terzioğlu ve Zeki Müren örneğinden daha iyisini bulamazdı belki de. Ölümünden neredeyse 30 yıl sonra bile "Zeki Müren" ismi hala akıllarda varsa, bunun asıl mimarı, parası, pulu ve politik etkisiyle Hayri Terzioğlu (1908-1976) olmuştur. Zeki Müren'deki yetenek olmasaydı, diyenlerin ağzını kapamak için 1950 yılında gerçekleştirilen solist sınavında Zeki Müren ile birlikte kazanan bir kişiden bahsedilir, ancak bu kişinin (bkz: Nadir Hilkat Çulha) adının hatırlayanlar arasında sayısının bir elin parmaklarını geçmediği belirtilir. Belki arkasında onun da bir Hayri Dayısı olsaydı bugün adının bilinirliği farklı olabilirdi. Yani Hayri Terzioğlu önemli bir figür olmasına rağmen, Google'da her iki ismin tırnak içine alınıp aratılmasına bakıldığında, Hayri Terzioğlu'nun gerçekten de unutulmuş durumda olduğu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, Hayri Terzioğlu'nun bakanlarla olan yakınlığı, milletvekilleriyle sorunları çözümdeki etkinliği ve kudretli figür olması üzerinde durulmuş ve Bursa'nın önemli isimlerinden biri olduğu ifade edilmiştir. Hayri Terzioğlu'nun Zeki Müren'e verdiği destek ve politik nüfuzunu kullanarak onun kariyerine katkı sağlaması da belirtilen detaylar arasındadır. Her iki ismin Google'da arama sonuçları karşılaştırıldığında da belirli bir dengesizliğe dikkat çekilmiş ve Zeki Müren'in ön planda tutulduğu vurgulanmıştır. Zeki Müren'in başarısında Hayri Terzioğlu'nun PR gücünün etkili olduğunu da belirtilmiştir. Detaylar Zeki Müren'in hayatında önemli bir rol oynayan Hayri Terzioğlu'nun trajik ölümüne kadar devam etmiş ve olaylar hakkında detaylar verilmiştir. Bu içeriğin kapanışı Zeki Müren'in hayatında önemli bir yere sahip olan Hayri Terzioğlu'na odaklanarak noktalanmış ve olayların ardında yatan detaylar anlatılmıştır.