Derisi İçin Öldürülen Hayvanlarda Şirinliğin Önemi
Öncelikle belirtmeliyim ki, ideal bir dünyada hiçbir hayvanın sadece insanoğlunun çıkarları uğruna öldürülmediğini hayal etmek imkansızdır. Et ihtiyacımızın olduğunu kabul etmek durumundayız. Alternatifleri olsa da baklagiller ve sebzeler, besin değerleriyle eti tam olarak yerini tutamaz. Ayrıca binlerce yıldır süregelen alışkanlıkların aniden değişmesini beklemek gerçekçi değildir.
Ancak, derisi veya kürkü için öldürülen hayvanlar söz konusu olduğunda durum değişiyor. Etin yerini doğal veya sentetik pek çok alternatifin tutabileceği bir çağda, sırf moda veya gösteriş uğruna hayvanların derileri için öldürülmesine karşı çıkmak gereklidir. Ancak, hayvan haklarını koruma konusunda çifte standartlar olduğunu da gözlemliyorum. Ne kadar "sevimli" veya "şirin" görünüyorsa, o kadar korunmaya değer görülüyor. Bu durumda adaletsizlik olduğunu düşünüyorum.
Örneğin, timsahlar hem etobur hem de sevimli olmayan hayvanlar olarak algılanır. Diğer hayvanlara nazaran daha az şefkatle karşılanabilirler. Bu yüzden timsah derisi kullanımına tepki gösterilmez. Benzer şekilde, yılanlar da genellikle sevimsiz ve itici bulunur. Bu hayvanların öldürülmesi konusunda daha az hassasiyet gösterilir. Ancak, tilkiler daha sıcak kanlı ve sevimli kabul edilir ve kürkleri kullanıldığında protesto edilir.
Foklar konusunda ise durum daha vahimdir. Foklar sopalarla öldürülerek derilerine zarar verilmeden avlanır. Bu durum, diğer hayvanlara nazaran daha fazla tepki çeker. Kedi ve köpekler ise evcilleştirilmiş ve sevilen hayvanlar oldukları için derileri için öldürülmelerine karşı büyük bir tepkiyle karşılaşır. Özellikle Avrupa Birliği, kedi ve köpek derisinden yapılan ürünlere ithalat yasağı koymuştur.
Özetle, kedi ve köpeklerin öldürülmesinde duygusal olarak daha derinden etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak, bu durumda da bir ikiyüzlülük olduğunu kabul etmeli ve olaylara daha tarafsız bir gözle bakmalıyız.
Öncelikle belirtmeliyim ki, ideal bir dünyada hiçbir hayvanın sadece insanoğlunun çıkarları uğruna öldürülmediğini hayal etmek imkansızdır. Et ihtiyacımızın olduğunu kabul etmek durumundayız. Alternatifleri olsa da baklagiller ve sebzeler, besin değerleriyle eti tam olarak yerini tutamaz. Ayrıca binlerce yıldır süregelen alışkanlıkların aniden değişmesini beklemek gerçekçi değildir.
Ancak, derisi veya kürkü için öldürülen hayvanlar söz konusu olduğunda durum değişiyor. Etin yerini doğal veya sentetik pek çok alternatifin tutabileceği bir çağda, sırf moda veya gösteriş uğruna hayvanların derileri için öldürülmesine karşı çıkmak gereklidir. Ancak, hayvan haklarını koruma konusunda çifte standartlar olduğunu da gözlemliyorum. Ne kadar "sevimli" veya "şirin" görünüyorsa, o kadar korunmaya değer görülüyor. Bu durumda adaletsizlik olduğunu düşünüyorum.
Örneğin, timsahlar hem etobur hem de sevimli olmayan hayvanlar olarak algılanır. Diğer hayvanlara nazaran daha az şefkatle karşılanabilirler. Bu yüzden timsah derisi kullanımına tepki gösterilmez. Benzer şekilde, yılanlar da genellikle sevimsiz ve itici bulunur. Bu hayvanların öldürülmesi konusunda daha az hassasiyet gösterilir. Ancak, tilkiler daha sıcak kanlı ve sevimli kabul edilir ve kürkleri kullanıldığında protesto edilir.
Foklar konusunda ise durum daha vahimdir. Foklar sopalarla öldürülerek derilerine zarar verilmeden avlanır. Bu durum, diğer hayvanlara nazaran daha fazla tepki çeker. Kedi ve köpekler ise evcilleştirilmiş ve sevilen hayvanlar oldukları için derileri için öldürülmelerine karşı büyük bir tepkiyle karşılaşır. Özellikle Avrupa Birliği, kedi ve köpek derisinden yapılan ürünlere ithalat yasağı koymuştur.
Özetle, kedi ve köpeklerin öldürülmesinde duygusal olarak daha derinden etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak, bu durumda da bir ikiyüzlülük olduğunu kabul etmeli ve olaylara daha tarafsız bir gözle bakmalıyız.