Evrim teorisine ve yaratıcıya inanmak diye bir tanım doğru değildir. Evrim teorisi bilimsel bir argüman. Buna inanmak diye bir şey söz konusu olamaz. Bilimsel bir konuda elinizdeki verilere bakarak bu konuyu ya doğrularsınız ya da çürütürsünüz, yani doğruluğunu ispatlarsınız veya yanlış olduğunu gösterirsiniz. Evrim teorisi de bu bakımdan yeryüzündeki kanıt derecesi en yüksek ve kuvvetli olan teorilerden biridir. Bir teorinin geçerliliği yanlışlanması ile ilişkilidir. Evrim teorisi de bu zamana kadar yanlışlanabilmiş bir teori değildir, aksine genetik ve moleküler biyolojideki gelişmelerle daha da güçlenmektedir. Teori bilim dilinde (halk dilinde söylenen şekilinden farklı olarak) kanıtlanmış en yüksek bilimsel kavramdır. Bilimde kanun kavramı yoktur, eskiden kullanılmaktaymış (yer çekimi kanunu) gibi, ancak bu daha sonra bazı gelişmlerin ışığında (izafiyet teorisinin açıklanaması ile) kanun kavramı teoriye dönüştürülmüştür. Bir elmayı yüksekten bıraktığınızda yere düşmektedir. Bu bir doğa olayıdır ve bunu kolaylıkla gözlemleyebilirsiniz, ancak bu elmanın neden bu şekilde yere düştüğünü veya yeryüzündeyse değil, ayda veya marsta neden farklı bir şekilde zemine düştüğünün açıklamasını yapmaya da yer çekimi teorisi denilmektedir. Aynı şekilde evrim teorisi için de söylenebilir. Evrim bir doğa olayıdır ve gözlemlenebilir (yer çekimi kadar kolay olmasa da) bu doğa olayının açıklanmasını da evrim teorisi yapar.
Yaratıcı konusuna gelirsek, bu bir inanç sistemidir, bilimsel bir argüman değildir. Yani insanlar buna inanmak için bir bilimsel kanıta ihtiyaç duymazlar. İnanırlar veya inanmazlar. Tıpkı çocukken annenizin size söylediği bir şeye inanmak veya inanmamak gibi, sorgulama kabul etmez. İnanç sistemleri bilimsel argüman üretebilecek sistemler değildir (yaratılışçılık gibi). Bilim ve inanç birbirinden tamamen farklı şeylerdir. Bilimde bir şey hakkında tartışmak için ilk önce bir iddiayı ortaya atan kişinin veya grupların bir kanıt göstermesi gerekmektedir. İnanç sistemlerinde bilimsel denebilecek bir kanıt yoktur, bu nedenle bilimin inanç sistemleri ile tartışabileceği bir konu da yoktur. Aynı şekilde inanç sistemleri de bilim ile tartışamaz. Bilimsel bir veri veya teori, bir inanç sistemini yok etmek için çalışmaz, yaptığı iş çok basittir, doğadaki bir olguyu gözlemler ve bunu ispatlamaya çalışır, tıpkı evrim teorisinin olduğu gibi.
Siz bir dine inanabilirsiniz, ancak buna inandığınız için bunun gerçekliği doğru olacak anlamına gelmez. Bilim için de aynı şey geçerlidir. Bugün doğru olarak kabul gören bir konu yarın aksi ispatlandığında ya tamamen ortadan kalkar ya da değişir (evrim geçirebilir). Bulmuş olduğunuz bilimsel bir veri, bir yaratıcının olmadığının ispatı değildir. Çünkü, dediğim gibi bu bir inanma işidir. Ancak bir yaratıcıyı veya dini bir olguyu da bilimsel bir veri ile de açıklayamazsınız. Dini inançları bilimsel verilere dökemezsiniz, işte allahın kanıtı diyemezsiniz. Yani yaratılışçılık denen açıklamaları bilimsel verilermiş gibi gösteremezsiniz. Sonuç olarak, evrim teorisine inanmak diye bir şey olamaz ya doğru kabul edersiniz ya da yanlış olduğunu ispatlarsınız. Yaratıcıda ise ya inanırsınız ya da inanmazsınız, ikisini de yapmak için bir kanıta ihtiyacınız yoktur.
Yaratıcı konusuna gelirsek, bu bir inanç sistemidir, bilimsel bir argüman değildir. Yani insanlar buna inanmak için bir bilimsel kanıta ihtiyaç duymazlar. İnanırlar veya inanmazlar. Tıpkı çocukken annenizin size söylediği bir şeye inanmak veya inanmamak gibi, sorgulama kabul etmez. İnanç sistemleri bilimsel argüman üretebilecek sistemler değildir (yaratılışçılık gibi). Bilim ve inanç birbirinden tamamen farklı şeylerdir. Bilimde bir şey hakkında tartışmak için ilk önce bir iddiayı ortaya atan kişinin veya grupların bir kanıt göstermesi gerekmektedir. İnanç sistemlerinde bilimsel denebilecek bir kanıt yoktur, bu nedenle bilimin inanç sistemleri ile tartışabileceği bir konu da yoktur. Aynı şekilde inanç sistemleri de bilim ile tartışamaz. Bilimsel bir veri veya teori, bir inanç sistemini yok etmek için çalışmaz, yaptığı iş çok basittir, doğadaki bir olguyu gözlemler ve bunu ispatlamaya çalışır, tıpkı evrim teorisinin olduğu gibi.
Siz bir dine inanabilirsiniz, ancak buna inandığınız için bunun gerçekliği doğru olacak anlamına gelmez. Bilim için de aynı şey geçerlidir. Bugün doğru olarak kabul gören bir konu yarın aksi ispatlandığında ya tamamen ortadan kalkar ya da değişir (evrim geçirebilir). Bulmuş olduğunuz bilimsel bir veri, bir yaratıcının olmadığının ispatı değildir. Çünkü, dediğim gibi bu bir inanma işidir. Ancak bir yaratıcıyı veya dini bir olguyu da bilimsel bir veri ile de açıklayamazsınız. Dini inançları bilimsel verilere dökemezsiniz, işte allahın kanıtı diyemezsiniz. Yani yaratılışçılık denen açıklamaları bilimsel verilermiş gibi gösteremezsiniz. Sonuç olarak, evrim teorisine inanmak diye bir şey olamaz ya doğru kabul edersiniz ya da yanlış olduğunu ispatlarsınız. Yaratıcıda ise ya inanırsınız ya da inanmazsınız, ikisini de yapmak için bir kanıta ihtiyacınız yoktur.