Her sabah aynı klişeyle uyanmanın aslında bir anlamı vardır. Ancak bu klişeden rahatsız olup olmadığınız önemlidir. Eğer rahatsızsanız, o klişe sizinle kalır ve bir sonraki uyanışınızda da aynı şekilde devam eder. Klişe kelimesi duyulduğunda bazı insanların yüz ifadeleri değişir, sanki kötü bir şeymiş gibi düşünülür. Ancak asıl basmakalıp olan, bu ilk izlenimdir. "Ne kadar klişe bir söz" ya da "Senin yaklaşımın ne kadar klişe" denildiğinde, karşı taraf üzülür. Sürekli kendini yenilemeli, bakış açısını değiştirmeli ve derinleşerek karşıdakini şaşırtmalısınız. Her zaman başkası için yaşamalısınız. İlişkide heyecan eksikliği olduğunu fark eden kişi genellikle sabahları aynı klişeyle uyanmanın etkisi altında olduğunu düşünür. O kişi size tatmin edici gelmelidir, yani bebeğini kucaklamak zorunda olan bir anne gibi, başkası için yaşamalısınız. Bazıları bunu doğrudan sabahları da düşünür; "Her sabah kötü başlıyorum" cümlesini duymuş olabilirsiniz. Aslında sabah uyanmak değil, uyanıp düşündüğünüz hayatın basmakalıp olması sizi rahatsız eder. Umudu olmayan biri için klişe, klişeye dönüşebilir. Shakespeare "Umut bir yalancıdır" der; bu yüzden, dalkavuğunuzu yitirdiyseniz damarlarınızı açın, ölümü beklerken yatağınız kanla dolu olsun. İlerleyen sabah farklı bir klişeyle uyanabilirsiniz. Sizce de bazen heyecanlanmak gerekmez mi? Hayatı sıkıcı bulanlar, klişe kanın damarlarında dolaştığı bir matem havasına bürünür. Heyecanlarını kaybedenler kendilerini suçlamalıdır.