Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hiung-nu

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Hiung-nu (Çince: 匈奴; pinyin, Xiōngnú, Wade-Giles: Hsiung-nu), Türkiye tarihyazımında bilinen isimleri ile Büyük Hun İmparatorluğu veya Asya Hun İmparatorluğu, eski Çin kaynaklarına göre MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın sonları arasında doğu Avrasya bozkırlarında yaşamış göçebe halklardan oluşan kabileler konfederasyonudur. Hiung-nu halkı hakkındaki bütün bilgiler dağınık Çin kaynaklarına ve arkeolojik bulgulara dayanmaktadır. Dilleri hakkındaki değişik varsayımlar, Çin kaynaklarında bulunabilen, çoğunluğu kişi ve unvan adları olan sözcüklere dayanmaktadır. Dillerindeki sözcüklerin Çin lehçelerindeki transkripsiyonlarına göre dillerinin Türk, İrani,,Moğol, Ural, Yenisey veya yalıtık dil olduğuna veya halkın çok uluslu olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. Kurucusu Teoman'dır. Bölgedeki önemli bir güç olan Yueshi'leri yendikten sonra MÖ 200'lerden itibaren Teoman ve Mete döneminde Doğu Asya'da baskın güç haline gelmişlerdir. Günümüzde Sibirya, İç Moğolistan, Kansu ve Sincan'ın bir parçası olan bölgelerde de kontrol sahibiydi. Güneydoğudaki komşu Çin hanedanlarıyla ilişkileri, haraç, ticaret ve evlilik anlaşmalarıyla (heqin) dönüşümlü olarak tekrarlanan çatışma ve entrika dönemleriyle karmaşıktı. On Altı Krallık döneminde, Beş Barbarlardan biri olarak, Kuzey Çin'de Eski Zhao, Kuzey Liang ve Xia gibi birkaç hanedan devleti kurdular. Hsiung-nu halklarının ana dini muhtemelen Tengricilik idi. Tenggeri ve tengri kelimelerinin Moğol ve Türk dillerine, Hsiung-nu dilinde cennet manasına gelen chengli kökünden geçtiğine de inanılmaktadır. Etimoloji Hiungnu (Hiyungun) adının o zamana göre eski Çincede karşılığı olan H'yenyun (Hiyenyün) adına ilk olarak MÖ 822 yılında yazılmış "Şarkı Kitapları"nın birinde yer alan bir şiirde rastlanır. Hiung-nu adına daha sonra MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiungnu adının anlamı ile ilgili yapılan araştırmalar, bu adın iki anlamının olabileceği üzerinde yoğunlaşmıştır. İlk düşünceye göre Hiung-Nu, Çinceden alınmıştır. Çince “Vahşetin Köleleri” anlamına gelmektedir. Bu düşünceye karşı çıkanlar, “Vahşetin Köleleri” sözünün olması gerektiğini; bu tür bir deyimin Çince olmadığını söylemektedir. İkinci düşünceye göre Hiung-Nu; Türkçe, “Hiyungun” yani “Koyun” sözünün Çincedeki karşılığıdır. “Nu” sözcüğü Çincede “Çinli olmayan” yani “köle” anlamına kullanılmaktadır. Ayrıca Türklerin dışındaki Soğdlar da “Nu” olarak adlandırılır. Böyle düşünüldüğünde “Vahşet” yani “Hiung” köleleri düşüncesinin doğru olabileceği ortaya çıkar. Tarihçe Kökleri küçükresim|upright=1.36|Çin seddi Hiung-nu'lar ilk olarak MÖ 5. yüzyılda ilgili Çin tarihi kayıtlarında ortaya çıkmıştır ve tekrarlanan istilalarının küçük Kuzey Çin krallıklarını daha sonra Çin Seddi olacak olanı inşa etmeye teşvik etmişlerdir. Moğolistan'daki Güney Sibirya'da Selenge Irmağı vadisinde yapılan kazılarda bazı Hiung-nu Şanyu'larının (Hiung-nu hükümdarlarının) mezarları bulunmuştur. Ölü ile birlikte gömülmüş eşyaların arasında İran, Çin ve Yunan menşeli dokumaların bulunması Hiung-nu ile uzak ülkeler arasında ticaretin olduğunu gösterir. Hiung-nu halkının, Avrupa'ya kadar gelmiş olan Hunların asıl çekirdeği olduğu görüşü üzerine tarihçiler arasında farklı görüşler vardır. M.S. 370 yılında İdil Nehri civarında görülen Hunların atalarının, batıya göç eden Hiung-nu'lar olduğu hipotezi bulunmaktadır.küçükresim|upright=0.91|MÖ 500-221 arasında farklı Çin hükümdarları birbirleri ile iç savaşlar sürdürürken, kuzeydeki Hiung-nu toprakları genişlemeye devam ediyordu. Hiung-nu halkının, etnik ve dilsel açıdan pek çok halkı kast ettiği ve Kuzey Çin'de yaşamış göçebe halkları tanımlamak için kullanılan bir terim olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bu topluluğa yüzyıllar boyunca Sakalar, Sarmatlar, Tunguz kavimleri ve Çin'den sürülmüş olan bazı çoban halkları gibi birçok halkın karışmış olması gerektiği düşünülür. Örneğin MÖ 349 yılından kalma bazı Çin yazılarında Hiung-nu halklarının 19 boyundan biri olduğu belirtilen, Çiğ kavmi uzun burunları ve uzun sakalları ile Çinlilerin dikkatini çekmişlerdir. Tarihçi Sima Qian MÖ 2. yüzyılda yazdığı Shiji'de, Xiongnuların (Hiung-nu) atasının Chunwei adında Çin'in Xia Hanedanı mensubu bir soylu olduğunu iddia eder. Ancak bu iddia modern tarihçiler tarafından kabul edilmemektedir; Çin tarih yazıcılığının "tipik olarak düşmanları ile akrabalık bağları kurma eğilimi" olarak yorumlanır. Ayrıca Sima Qian ve daha sonraki hanedanlık tarihçileri, efsanevi krallar Yao ve Shun zamanından beri kuzey babar topraklarında yaşayan Dağlı Rong, Di, Xianyun ve Xunyu gibi halklardan bahsederek, Xiongnuların bunların ardılı olduklarını iddia etmişlerdir. Ancak bu iddiayı da destekleyen kanıtlar bulunmamaktadır. Çinliler mesela Ti-halkı hakkında m.ö. 714 ve m.ö. 541 yıllarından kalma yazılarda, onları mağlup ettiklerini ve bu halkın yaya olarak savaştığını kayıt etmişlerdir. Bu üstte sayılan halklarında Hiung-nu'larla mutlaka bağlantıları olmuş olması gerektiği düşünülür. MÖ 350 ile MÖ 290 yılları arasında Çin topraklarının kuzeyinde, Çin Seddi'nin ilk başlangıcı olarak Çin'in kuzey sınırını sağlamlaştırmak ve korumak amacıyla ilk savunma yapıları inşa edilmiştir. Hiung-nu halkının saldırılarına karşı daha etkili olabilmek için, Çin'in Zhou Hanedanı'nın MÖ 325 - MÖ 298 yılları arasında hükümdarı olan Wu-ling ordularına ata binmeyi ve ok atmayı öğretmiştir. Ve hatta onları Hiung-nu'lar gibi giyindirmiştir. Bu tedbirler sayesinde hükümdarlığının 26. yılında Orman-hiung-nu'larını yenilgiye uğratmıştır. MÖ 318 yılında Hiung-nu'ların ve Çinlilerin arasında sınırların kabul edilmesi ile ilgili antlaşması imzalanmıştır. Devletin kuruluşu [[Dosya:BronzeManOrdos3-1stCenturyBCE.JPG|upright=0.86|küçükresim|sağ|Ordos vadisinde bronz adam, MÖ 300-100. yy.]] Hiung-nu'lar, Qin Hanedanı'nın Çin Şi Huang (taht: MÖ 247 - MÖ 210) döneminde Çin seddi güçlendirilmişti ve MÖ 215'te General Meng Tian komutasındaki 300.000 kişilik ordu tarafından yenilerek kuzeye püskürtülmüştü. MÖ 3. yüzyılda Teoman, (Touman; taht ? - MÖ 209) ve oğlu Mete (Motun; taht MÖ 209 - MÖ 174), Çinlilerin Han döneminde bulunan ülkelerini çok kez korku içinde bırakan bir ülke kurmuştur. Bu "Büyük Hun İmparatorluğu" ve diğer isimlerle tanımlanan ülkenin yüzölçümü 18 milyon km2'yi bulmuştur. Ülkenin yönetimi bugünkü Moğolistan'ın batısında, yani Altay bölgesinin Moğolistan'da kalan Gol Mod adlı bölümünde ve Moğolistan'ın merkezinde Noyon-Uul (bugün Noin Ula) adlı kısmında bulunmuştur. Bu zamanlarda Hiung-nu'ların baş rakibi, kendileri gibi göçebe bir yaşam sürdüren ve bugünkü Gansu bölgesinde yaşamış olan Yueshi halkıdır. Bu halk çok kez Çinliler için para karşılığında savaşmışlardır. MÖ 176 yılında Motun (Mete) emiri altındaki Hiung-nu'lar, Yueshi'leri ve onların etrafında yaşayan diğer halkları mağlup etmiştir ve Motun bunu Çinlilerin Han-Hükümdarına saygılı bir şekilde bildirmiştir: Tengri'nin taht'a oturtduğu Hiung-nu'ların büyük Şan-yü'sü, Çin Hükümdarının herhangi bir sıkıntısı var mı, bilmek ister.. [...] sonra Lö-lan, U-sun ve Ho-k'ut halklarını ve bunların etraflarında bulunan diğer 25 ülkeyi yenerek hepsini Hiung-nu yapmıştır. Böylece bütün yay gerip ok atan halklar birleşip büyük bir aile olmuştur. Erken zamanlarında iyi gelişmiş devlet yapıları ile dikkat çeken Hiung-nu'ların çoğu konuda genel yasaları ve cezaları vardır. Mete'nin devamlı olarak kısa süre içinde harekete geçmeye hazır büyük bir ordusu, devletin ve ordunun sorumluluğunu farklı rütbelere sahip farklı kişiler arasında paylaştırılmış bir düzeni olmuştur. Bu düzen özellikle Mete'nin oğlu Ki-ok döneminde (Laoşang Tanhu, MÖ 174 - MÖ 161) geliştirilmiştir. Ayrıca Ki-ok halkından vergi toplamaya başlamıştır. Yükseliş dönemi upright=0.86|küçükresim|sağ|Ordos vadisinde bir gümüş at, MÖ 400-100. yy. Han dönemindeki Çinliler, Hiung-nu halkını "güçlü, savaşçı ama zayıf bir kültüre sahip olan bir halk" olarak tarif etmişlerdir. Fakat çok yüksek ve gelişmiş olan savaşma sanatlarını özellikle ok atıp ata binme yeteneklerini övmüşlerdir. Yueshi ile mücadele Motun (Mete; taht MÖ 209 - MÖ 174), MÖ 174 yılında vefat etmiş ve böylece devletin yönetimi oğlu Ki-ok (MÖ 174 - MÖ 161)'a kalmıştır. Ki-ok Chanyu döneminde Hiung-nu, MÖ 166 yılında Çinlilerin o zamanlardaki başkentleri Chang'an'a saldırmışlardır. Ayrıca MÖ 160 yılında en büyük rakibi olan Yueshi'ye saldırıp onları mağlup etmişlerdir. Ancak bu savaşta Ki-ok ölmüştür. İmparator Wu ile mücadele Çin Han imparatoru Wu Di (taht MÖ 141 - MÖ 87), Hiung-nu'ları tekrar eski topraklarının sınırlarına itmeyi başarmıştır. Hiung-nu, Mete'nin torunu Yizhixie (taht dönemi: MÖ 126 - MÖ 114) döneminde 120'li yıllarda Han Generali Wei Qing komutasındaki Han ordularıyla defalarca çatışmış ve MÖ 119 yılında Örgöö'de (bugün Moğolistan'in başkenti Ulanbatur) General Wei Qing'in yeğeni Huo Qubing komutasındaki Han ordusu tarafından büyük bir yenilgiye uğramıştır. Fakat bu büyük çatışmada Çinlilerin tüm at yetiştiriciliği de hasara uğrayıp tükenmiş olduğu için, bozkırlardaki hakimiyet yine de Hiung-nu'lara kalmış ve MÖ 105 yılında tekrar büyük bir başarı elde etmişlerdir. Bu çatışmalarda Hiung-nu'lar için İpek yolu'nun kontrolü önem kazanmıştır. Bu yüzden Çinliler İpek yolunu MÖ 102 - MÖ 101 ve 73 - 94 yılları arasında ele geçirip İpek yoluna hakim olmuşlardır. Hiung-nu'ların bölünmesi upright=0.95|küçükresim|sağ|Bir soylu hiung-nu savaşçı. (MÖ 200 - MS 100) Ana maddeler: Batı Hiung-nu, Kuzey Hiung-nu, Güney Hiung-nu. Doğu ve Batı Hiung-nular MÖ 46 yılında Hiung-nu'ların hükümdarlar kardeşleri arasında Çinlilerin desteklediği iç karmaşalar yaşanmış ve sonunda Hiung-nu hükümdarlığı 5'e bölünmüştür. Kardeşlerden birisi Ho-han-ye (taht dönemi: MÖ 58 - MÖ 35) Çinlilerin kralına gidip Çinlilerin egemenliğini kabul etmiş ve kendi kardeşlerine karşı destek bulmuştur. Çiçi adında diğer bir kardeşleri (Çiçi hunları) Çu nehrinin kıyısında Alanlara komşu olarak bir bölgeye yerleşmişlerdir. Ancak MÖ 36 yılında Çiçi, Çinliler tarafından öldürülmüştür. Ho-han-yeh'nin oğlu Hudur-şi-dagao (taht dönemi: M.S. 18 - 45/46) hükümdarlığı altında Hiung-nu devleti yeniden doğmuştur. Hudur-şi-dagao Çinlilerin Han-hanedanlığını desteklemiş ve onlara düşmanları olan diğer Çin hanedanlığı Vang'a karşı yardımcı olmuştur. Kuzey ve Güney Hiung-nular M.S. 48 yılında Pi'nin öncülük altında Yu'nun oğlu Panu'ya karşı ayaklanmışlardır. Panu hükümdarlık zamanında Çin hakimiyetini kabul etmiştir. Bu amcaoğulları arasındaki çatışmanın sonucu olarak Doğu Hiung-nu Pi önderliğindeki Güney Hiung-nu ile Panu önderliğindeki Kuzey Hiung-nu olmak üzere ikiye bölünmüştür. Han Çinlileri derhal Güney Hiung-nu'yu, Siyenpi (Sien-pi), Vu-huan, Vu-sun ve Ting-ling kavimlerini Kuzey Hiung-nu'ya karşı kışkırtıp onlarla birlikte Kuzey Hiung-nu'yu mağlup etmişlerdir. 87 yılında bir proto-Moğol halk olan Siyenpiler, Yu-liu halkının tanhusunu öldürmüşlerdir. 89 ve 91 yıllarında da iki Çin generali Çila dağlarında ve Altay bölgesinde büyük başarılar elde etmiş ve bu yenilgiye uğramış tanhuyu I-li ovasına kadar sürmüşlerdir. Bu hükümdarı kovduktan sonra onun yerine kardeşi Yu-çu-kien'i koymuşlardır, ama kardeşi de 93 yılında Siyenpiler tarafından öldürülmüş ve böylece bozkırlar üzerindeki hakimiyet Siyenpilere kalmıştır. Tan-şi-huai 156 - 181 yıllarında Siyenpilerin en güçlü dönemlerine varmalarını sağlarken, Kuzey Hiung-nu "Doğu Türkistan" üzerine hakimiyet özleminden vazgeçmiş bir şekilde 158 yılında Aral gölü'nün kuzeyine yerleşmişlerdir. Çin'de Hiung-nu hakimiyeti Güney Hiung-nu uzun süre Çin settinin bitişiğinde tutsak gibi yaşamış, Hu-çu-ç'üan döneminde (195-216) hala Han Hanedanı ile birlik olarak gittikçe daha çok güneye doğru hareket etmişlerdir. 300 yıllarında Beş Barbar Onaltı Krallık döneminde Çin'in kuzey kesiminde Han Zhao başta olmak üzere birkaç hanedanı kurmuş ve Jin Hanedanı'na ait başkentleri tekrar ele geçirmeyi başarmışlardır. Ama 352 yılında peşlerinden gelen Siyenpiler tarafından tekrar yenilgiye uğratılmışlardır. Hiung-nu'lar tarihlerinde çok kez Hint-Avrupa halklarla karışmış ve zamanla onların kültürlerinden etkilenmişlerdir. Böylece kentler inşa edip, yabancı ülkelerle ticaret yapmaya başlamışlardır. Hiung-nu'lar tarafından kurulmuş olduğu bilinen bazı kentler; Ordu Balık, Kara Balagasum, Kuz Ordu'dur. İpek yolunun üzerinde bulunan bazıları Kara Hoço, Kaşgar ve Yarkand'dır. Etnik ve dilsel kimlikleri üzerine teoriler küçükresim|upright=0.91|Hiung-nu halkından kalma altın kemer kilidi. (MÖ 3. ila 2. yüzyıl) Hiung-nu halkının etnik ve dilsel kimliği akademik çevrelerde tartışma konusu olmaktadır ve akademik çevrelerde geniş kabul gören kesinleşmiş bir teori bulunmamaktadır. Çok uluslu Pek çok akademisyen Hiung-nu'ların etnik ve dilsel açıdan farklı grupların bir karışımından oluştuklarına inanır ve eski Çin kaynaklarınca ortaya konan olası anadilleri hakkında tatmin edici bir cevaba henüz ulaşılmadığını belirtirler. Koreli tarihçi Hyun Jin Kim, bozkır imparatorluklarında eski ırki veya etnik ilişki teorilerinin reddedilip, yerine çok uluslu, çok dilli bir yapılanmanın kabulünün tarihsellik adına daha gerçekçi olduğunu belirtmiştir. Çin kaynakları Tiele ve Aşina kabilelerini Hiung-nu ile bağdaşlaştırmış, ancak diğer Türki kavimlerden bahsetmemiştir. Zhou'nun kitabı ve Kuzey Hanedanlıklarının Tarihi isimli Çin kaynakları Aşina kabilesinin Hiung-nu'ların bir parçası olduğunu belirtmiştir, fakat bu bağlantının tarihsel doğruluğu tartışmalı bir konudur. Sui'nin kitabı ve Tongdian kaynaklarına göre ise Hsiungnular Pingliang kökenli "karışık göçebelerdir" . Aşina ve Tiele halkları ayrı etnik gruplara ait iken Hiung-nu halkı ile karışmış olabileceklerine de inanılmaktadır. Buna ilaven Çin kaynakları kuzey sınırlarındaki pek çok farklı göçebe halkı Hiung-nu adı altında sınıflandırmıştır. Bu Greko-Roman kaynaklarında da çok sık karşılaşılan bir durumdur. Örneğin Bizans İmparatoru VII. Konstantin, De Administrando Imperio kitabında Tourkia kelimesini Türkleri tanımlamak yerine Macar halklarını tanımlamak için kullanmıştır. Yunan kaynakları Hunlar ve Avarları da İskitli olarak sınıflandırmıştır. Bu tarz basitleştirme ve genellemeler eski tarihi ve edebi kaynaklarda sık görülmüş ve genellikle aynı coğrafyada yaşamış fakat farklı etnik grup ve kökenlere mensup göçebeleri tanımlarken kullanılmıştır. Hun Hiung-nu halkını tabir etmek için Çin kaynaklarında 匈奴 karakterleri kullanılır. Bu karakterler Çincede berbat köle manasına gelmiş ve aşağılama amacıyla kullanılmıştır. Modern Çince ve Eski Çince arasında zaman içinde çeşitli ses evrimleri yaşandığından ötürü Modern Çincede xiōngnú olarak telaffuz edilen karakterlerin Eski Çincede daha farklı bir telaffuz edildiği düşünülmektedir. Eski Çince telaffuz yeniden yapılandırıldığında xiōngnú kelimesinin ilk karakteri olan 匈 karakterinin /qhoŋ/ şeklinde telaffuz edildiği varsayılmaktadır. Bu varsayımsal telaffuz ile Avrupa dillerinde geçen Hun kelimesi benzerlik göstermektedir. Ancak ikinci karakter olan 奴 karakterinin Hun kelimesi ile bir benzerliği bulunmamaktadır. Hiung-nu ve hun ilişkisi iddiası ilk defa 18. yüzyılda Fransız tarihçi Joseph de Guignes tarafından ortaya kondu. İlerleyen yıllarda Kuzey Hsiungnuların Çin ile yaptıkları savaşı kaybetmelerinden ötürü kuzey batıya göç etmesi ve Avrupa Hunlarının kısmen de olsa göç eden bu halkların kökensel, kültürel ve genetik açıdan bir devamı olduğu fikri yaygınlaşmaya başladı. Akademisyenler aynı zamanda Eftalitler'in ve Kidaritlerin'de Hunlar ile akraba bir kavim olduğunu düşünmeye başlamışlardır. Bu iddialara ilk karşı çıkan kişi ise Otto J. Maenchen-Helfen oldu. Maenchen-Helfen bu geleneksel fikrin birincil kaynak olarak arkeolojik bulgulara dayanmak yerine yazılı kaynaklara dayandığı gerekçesini öne sürdü ve güvenilmez olduğunu savundu. Akademisyenin çeşitli çalışmaları sonucunda hiung-nu ve hunların aynı kavim veya aynı ataya sahip olan akraba kavimler olması fikri tartışmalı bir konu olmaya başladı. Buna ek olarak daha önce Hunlar ile bağdaşlaştırılmış Eftalitler'in (Akhunlar) ve Kidarite Krallığı'nın da Hunlardan farklı bir kavim olduğuna dair çalışmalar yürütüldü. Avusturyalı tarihçi Walter Pohl, hiçbir bozkır konfederasyonunun etnik olarak tek bir milletten oluşmadığını, tarihte görülen farklı gruplarca kurulmuş benzer isimli devletlerin bu isimleri ismin prestiji yüzünden seçtiklerini veya diğer devletler tarafından kan bağına bakılmaksızın sadece geldikleri yer veya yaşayış tarzları yüzünden onlara bu isimlerin verildiklerini söylemiş ve Hiung-nu'lar, Akhunlar ve Hunlar arasında bir köken ya da kan ilişkisi olmadığını savunmuştur. İrani halklar Harold Walter Bailey, MÖ. 200 yılından hiung-nu isimlerinin İran adları ile benzerliğini öne sürerek, İran kökenli adlar taşıdığını öne sürmüştür. Bu teori Türkolog tarafından da desteklenmiştir. Orta Asya üzerine çalışmalar yürütmüş akademisyen Christopher I. Beckwith, Xiongnu isminin İskit (Scythian) ile Saka ve Soğdya gibi Kuzey İranlılarla ilişkili bölgeler ile aynı ada sahip olduğunu belirtir. Beckwith'e göre Xiongnu halkı, yalnızca başlangıçta, yönetimde yer almış İranlı bir grup barındırmış, veya daha büyük olasılıkla daha önceden İrani bir kavmin egemenliği altında yaşayıp onlardan göçebe hayat tarzı ögeleri edinmişlerdir. UNESCO'nun yayınladığı Orta Asya Medeniyetlerinin Tarihi kitabının editörü Macar dilbilimci János Harmatta, kabile ve kral isimlerinin İran'dan alındığını, Çincede geçen her hiung-nu kökenli kelimenin İskitçe kökler ile açıklanabileceğini savunmuş ve bunlara dayanaraktan hiung-nu içinde İran dili konuşan bir kesimin olduğunu belirtmiştir. Türk Eski Çin kaynaklarından Beişi ile Çou Şu adlı yapıtlarda Hiung-nu'ların, Türk olduğu belirtilmektedir. Ayrıca eski bir Soğd yazıtında da Hiung-nu'ların Türk olduğu belirtilmektedir. Lajos Ligeti, E.H. Parker, Jean-Pierre Abel-Rémusat, Julius Klaproth, Kurakichi Shiratori, Gustaf John Ramstedt, Annemarie von Gabain ve Omeljan Pritsak, Hiung-nu halkının Türk olduğunu belirtmektedir. Bazı akademisyenler yönetici sınıfının Ön Türklerlerden oluştuğunu savunmuştur. Craig Benjamin, Hsiung-nu dilinin Dingling dilleri ile bağlantılı olduğunu ve dilin Ön Türkçe veya Ön Mongolca olduğuna inanmaktadır. Hiung-nu dilinde kullanmış unvanlar ve önemli sözcükler ile Türk dillerinde bulunan sözcükler arasında bağlantılar olduğunu iddia ederekten, Hiung-nu halkı içinde Türk halklarının ağırlıkta olduğunu savunan pek çok araştırmacı da bulunmaktadır. Bu nedenlerden ötürü bilim insanlarının bir kısmı Hiung-nu halklarının Türk kökenli olduğunu iddia etmektedir. Çin belgeleri, Türklerin ve Xiongnu'nun dilinin aynı olduğunu belirtir: Gaoche (veya bir Türk konfederasyonu olan Tiele) muhtemelen eski Red Di'nin kalıntılarıdır. Başlangıçta onlara Dili deniyordu. Kuzeyliler onları Şili olarak kabul ediyor. Çinliler onları Gaoche Dingling olarak kabul ediyor. Kısaca dilleri ve Xiongnu [dil] aynıdır, ancak bazen küçük farklılıklar vardır. Veya onların [Gaoche] eski zamanlarda Xiongnu'nun küçük akrabaları oldukları söylenebilir. — Weishu, 103 Moğollar Çeşitli Moğol ve yabancı akademisyenler Hsiungnuların Moğol dilleri konuşmuş olabileceklerini önermiştir. Moğol arkeologlar Slab Grava kültürü halkının Hsiungnu halkının atası olduğunu iddia etmiştir, bazıları da Hsiungnuların modern Moğolların atası olabileceğini belirtmiştir. "Song'un kitabı" olarak da bilinen ve 5. yüzyılda yazılmış Çin kaynaklı tarihi metine göre, Cücenlerin (Rouran) alternatif ismi "Tatar konfederasyonu" veya "Tartar" idi ve bir Hsiung-nu kabilesiydiler. Nikita Bichurin, Hiung-nu ve Siyenpileri (Xianbei) aynı etnik grubun iki alt grubu olarak sınıflandırmıştır. Cengiz Han, Daoist Qiu Chuji'ya yazdığı bir mektubunda Modu Şanyu'dan (Mete-Han) "bizim Şanyumuzun eski zamanları" olarak bahsetmiştir. Arkeologlar tarafından bulunan, Hiung-nu halkının güneş ve ay sembolleri Moğolların Soyombo sembolüne de benzetilmektedir., Yalıtık dil Türkolog Gerhard Doerfer Hiung-nu dilinin bilinen herhangi başka bir dil ile bağlantılı olduğu fikrine karşı çıkmış ve Türk veya Moğol dilleri ile Hiung-nu dilleri arasında bağlantı kuran teorileri şiddetle reddetmiştir. Yenisey Edwin Pulleyblank, 1960'lı yılların başında bu iddiaya güçlü kanıtlar sunmuş ilk araştırmacıdır. 2000 yılında Alexander Vovin, Pulleyblank'ın argümanlarını yeniden analiz etti ve en yeni Eski Çince fonetiği gelişmelerinden ve Hiung-nu Konfederasyonu'nun Jie kabilesinin dilinden bir cümlenin Çince transkripsiyonundan yararlanarak dilin Yenisey dilleri ile ilişkisi hakkında destekleyici yeni kanıtlar ortaya koydu. Vovin, Çince transkript şeklinde bulunan cümlenin, Yeniseyce dilbilgisi ve temel prensipleri ile yorumlandığı takdirde önceki Türk yorumlamalardan daha açık ve belirli bir cümle oluştuğunu bulduğunu savundu. Pulleybank ve D. N. Keightley, Hiung-nu isimlerinin aslen Sibirya dilleri kökenli olduğunu ve Moğol ve Türk diller tarafından bu Sibirya dillerinden ödünç alındığını ileri sürdü. Akademisyenler, tenggeri ve tengri kelimelerinin Moğolca ve Türkçeye, Hiung-nu dilinde cennet manasına gelen chengli (tháːŋ-wrə́j) kökünden geçtiği üzerinde durdular ve Tarkan, Tigin ve Kağan gibi önemli kültürel unvanların da Hiung-nu dilinden Türk ve Moğol halklara miras kaldığı sonucuna vardılar. Devlet yönetimi Çin kaynaklarında Hiyungun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir. Genetik Temmuz 2003'te Amerikan insan Genetiği Dergisi'nde yayınlanan genetik bir çalışmada, kuzey Moğolistan'daki Egyin Gol'deki Xiongnu nekropolünde M.Ö. 3. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasında gömülen 62 kişinin kalıntıları incelenmiştir. İncelenen bireylerin öncelikle Doğu Asya kökenli oldukları saptanmıştır. Ekim 2006'da Amerikan Fiziksel Antropoloji Dergisi'nde yayınlanan genetik bir çalışmada, Egyin Gol'de incelenen bireyler ile modern Moğollar arasında önemli genetik süreklilik tespit edildi. Lihongjie (2012), Hiung-nu kralları için bir yazlık saray olduğuna inanılan Sincan'daki Heigouliang'daki M.Ö. 2. veya 1. yüzyıldan kalma bir mezarlıktan alınan örneklerin Y-DNA'sını analiz etti. Bölgeden kazılan 12 erkeğin Y-DNA'sı haplogrup Q'ya aitti — ya Q-MEH2 (Q1a) ya da Q-M378 (Q1b). Aralarında Q-M378 adamları mezarların ev sahibi olarak kabul edildi; Q-MEH2 adamlarının yarısı ev sahibi, diğer yarısı kurbanlar olarak göründü. Aynı şekilde L. L. Kang (2013), Barkol, Sincan'daki bir Hiung-nu bölgesinden üç numunenin Q-M3'e (Q1a2a1a1) ait olduğunu buldu. Temmuz 2010'da Amerikan Fiziksel Antropoloji Dergisi'nde yayınlanan genetik bir çalışma, MS 0 civarında Kuzeydoğu Moğolistan'ın Duurlig Nars'taki seçkin bir Xiongnu mezarlığına gömülen üç kişiyi analiz etti. Bir erkekte paternal haplogrubu C3 ve maternal haplogrubu D4 bulunmuştur. Dişide ise maternal haplogroup D4 vardır. Üçüncü birey, bir erkek, paternal haplogrubu R1a1 ve maternal haplogrubu U2e1'i taşımaktadır. C3 ve D4'ün her ikisi de Kuzeydoğu Asya'da yaygındır, R1a1 Avrasya'da yaygındır, U2e1 ise Batı Avrasya soyudur. Ayrıca bakınız Han Zhao (Beş Barbar On altı Krallık) Hou Zhao (Beş Barbar On altı Krallık) Xia (Beş Barbar On altı Krallık) Bei Liang (Beş Barbar On altı Krallık) Eftalitler (Akhunlar, "Ak Hun İmparatorluğu") Notlar Kaynakça Kitaplar Rene Grousset: Die Steppenvölker. Essen 1975 Denis Sinor: The Cambridge History of Early Inner Asia. Cambridge 1990 Parker, Edward: A thousand years of the Tartars. London 1996 Elcin Kürsat-Ahlers: Zur frühen Staatenbildung von Steppenvölkern. Berlin 1994 Altheim, Franz: Attila und die Hunnen. Baden-Baden 1951 Altheim, Franz: Geschichte der Hunnen. Band 1, Berlin [?] Burchard Brentjes: Die Ahnen Dschingis-Chans. Berlin 1988 Denis Twitchett: The Cambridge History of China. Cambridge [?] Autorenkollektiv: Fischer Weltgeschichte Zentralasien. Frankfurt/M. 1991 Maenchen-Helfen, Otto: Die Welt der Hunnen. Wiesbaden 1997 Wirth, Gerhard: Attila. Stuttgart u.a. 1999 Haluk Tarcan "Ön-Türk Uygarlığı Kitap 1A ve 1B" Caft Edition Paris 1999 Adas, Michael. 2001. Agricultural and Pastoral Societies in Ancient and Classical History, American Historical Association/Temple University Press. (Reviewed here ) Barfield, Thomas. 1989. The Perilous Frontier. Basil Blackwell. Brosseder, Ursula, and Bryan Miller. Xiongnu Archaeology: Multidisciplinary Perspectives of the First Steppe Empire in Inner Asia. Bonn: Freiburger Graphische Betriebe- Freiburg, 2011. Csányi, B. et al. 2008. Y-Chromosome Analysis of Ancient Hungarian and Two Modern Hungarian-Speaking Populations from the Carpathian Basin. Annals of Human Genetics, 2008 March 27, 72(4): 519-534. Demattè, Paola. 2006. Writing the Landscape: Petroglyphs of Inner Mongolia and Ningxia Province (China). In: Beyond the steppe and the sown: proceedings of the 2002 University of Chicago Conference on Eurasian Archaeology, edited by David L. Peterson et al. Brill. Colloquia Pontica: series on the archaeology and ancient history of the Black Sea area; 13. 300-313. (Proceedings of the First International Conference of Eurasian Archaeology, University of Chicago, May 3-4, 2002.) Davydova, Anthonina. The Ivolga archaeological complex. Part 1. The Ivolga fortress. In: Archaeological sites of the Xiongnu, vol. 1. St Petersburg, 1995. Davydova, Anthonina. The Ivolga archaeological complex. Part 2. The Ivolga cemetery. In: Archaeological sites of the Xiongnu, vol. 2. St Petersburg, 1996. Davydova, Anthonina & Minyaev Sergey. The complex of archaeological sites near Dureny village. In: Archaeological sites of the Xiongnu, vol. 5. St Petersburg, 2003. Davydova, Anthonina & Minyaev Sergey. The Xiongnu Decorative bronzes. In: Archaeological sites of the Xiongnu, vol. 6. St Petersburg, 2003. Di Cosmo, Nicola. 1999. The Northern Frontier in Pre-Imperial China. In: The Cambridge History of Ancient China, edited by Michael Loewe and Edward Shaughnessy. Cambridge University Press. Di Cosmo, Nicola. 2004. Ancient China and its Enemies: The Rise of Nomadic Power in East Asian History. Cambridge University Press. (First paperback edition; original edition 2002) WorldCat id=123501525. Database citation page for this article Genome News Network. 2003 July 25. "Ancient DNA Tells Tales from the Grave" Grousset, René. 1970. The empire of the steppes: a history of central Asia. Rutgers University Press. Gumilev L. N. 1961. История народа Хунну (History of the Hunnu people). Hall, Mark & Minyaev, Sergey. Chemical Analyses of Xiong-nu Pottery: A Preliminary Study of Exchange and Trade on the Inner Asian Steppes. In: Journal of Archaeological Science (2002) 29, pp.135–144 Helimski, Eugen. "A szamojéd népek vázlatos története" (Short History of the Samoyedic peoples). In: The History of the Finno-Ugric and Samoyedic Peoples. 2000, Eötvös Loránd University, Budapest, Hungary. Henning W. B. 1948. The date of the Sogdian ancient letters . Bulletin of the School of Oriental and African Studies (BSOAS), 12(3-4): 601-615. Hill, John E. (2009) Through the Jade Gate to Rome: A Study of the Silk Routes during the Later Han Dynasty, 1st to 2nd Centuries CE. BookSurge, Charleston, South Carolina. . (Especially pp.69–74) Hucker, Charles O. 1975. China's Imperial Past: An Introduction to Chinese History and Culture. Stanford University Press. N. Ishjamts. 1999. Nomads In Eastern Central Asia. In: History of civilizations of Central Asia. Volume 2: The Development of Sedentary and Nomadic Civilizations, 700 bc to ad 250; Edited by Janos Harmatta et al. UNESCO. . 151-170. Minyaev, Sergey. On the origin of the Xiongnu // Bulletin of International association for the study of the culture of Central Asia, UNESCO. Moscow, 1985, No. 9. Minyaev, Sergey. News of Xiongnu Archaeology // Das Altertum, vol. 35. Berlin, 1989. Miniaev, Sergey. "Niche Grave Burials of the Xiong-nu Period in Central Asia", Information Bulletin, Inter-national Association for the Cultures of Central Asia 17(1990): 91-99. Minyaev, Sergey. Art and archeology of the Xiongnu: new discoveries in Russia. In: Circle of Iner Asia Art, Newsletter, Issue 14, December 2001, pp.3–9 Minyaev, Sergey & Smolarsky Phillipe. Art of the Steppes. Brussels, Foundation Richard Liu, 2002. Minyaev, Sergey. Derestuj cemetery. In: Archaeological sites of the Xiongnu, vol. 3. St-Petersburg, 1998. Miniaev, Sergey & Sakharovskaja, Lidya. Investigation of a Xiongnu Royal Tomb in the Tsaraam valley, part 1. In: Newsletters of the Silk Road Foundation, vol. 4, no.1, 2006. Miniaev, Sergey & Sakharovskaja, Lidya. Investigation of a Xiongnu Royal Tomb in the Tsaraam valley, part 2. In: Newsletters of the Silk Road Foundation, vol. 5, no.1, 2007. Minyaev, Sergey. The Xiongnu cultural complex: location and chronology. In: Ancient and Middle Age History of Eastern Asia. Vladivostok, 2001, pp.295–305. Miniaev, Sergey & Elikhina, Julia. On the chronology of the Noyon Uul barrows. The Silk Road 7 (2009: 21-30). Petkovski, Elizabet. 2006. Polymorphismes ponctuels de séquence et identification génétique: étude par spectrométrie de masse MALDI-TOF. Strasbourg: Université Louis Pasteur. Dissertation Potapov L.P. Потапов, Л. П. 1969. Этнический состав и происхождение алтайцев (Etnicheskii sostav i proiskhozhdenie altaitsev, Ethnic composition and origins of the Altaians). Leningrad: Nauka. Facsimile in Microsoft Word format. Pritsak O. 1959. XUN Der Volksname der Hsiung-nu. Central Asiatic Journal, 5: 27-34. Psarras, Sophia-Karin. "HAN AND XIONGNU: A REEXAMINATION OF CULTURAL AND POLITICAL RELATIONS (I)." Monumenta Serica. 51. (2003): 55-236. Web. 12 Dec. 2012. <* Taskin V.S. [Таскин В.С.]. 1984. Материалы по истории древних кочевых народов группы Дунху (Materials on the history of the ancient nomadic peoples of the Dunhu group). Moscow. Vaissière, Étienne de la. 2006. Xiongnu. Encyclopædia Iranica online. Wink, A. 2002. Al-Hind: making of the Indo-Islamic World. Brill. Yap, Joseph P. (2009). "Wars with the Xiongnu: A translation from Zizhi tongjian". AuthorHouse. Çince kaynakları Sima Qian, "Büyük Vak'a-Nüvis" Kitabı, C.110, "Hiung-nu" 50 司馬遷, 史記 (太史公書) 卷一百十 匈奴列傳第五十 (Vikikaynak) Gan Gu, "Qian Han" Kibabı, C.94 "Hiung-nu" 64 班固, 前漢書 卷九十四 匈奴傳第六十四 (Vikikaynak) Fan Ye, "Hou Han" Kitabı, C.89, "Güney Hiung-nu" 79 范曄, 後漢書 卷八十九 南匈奴列傳第七十九 Dış bağlantılar Hiung nu sanati
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri