Game of Thrones, derin karakterler ve onları canlandıran mükemmel oyuncularla doluydu. En küçük rolü olan karakterin bile kendine özgü bir hikaye çizgisi ve bu yolda bir gelişimi vardı. Örneğin, adını hatırlayamadığım bir kadın karakter, kuzeyden başlayıp para hırsıyla kralın şehrine gider. Kerhanede çalışırken bir bebeğin öldürülmesini görür ve ağlamaya başlar. Joffrey'in isteğiyle kendi arkadaşını kırbaçlar. Burada karakterdeki duygu değişimini gözlemleyebiliriz. Sonrasında Varys ile çalışır, burnunu olmadık işlere sokar, Littlefinger tarafından biletini keser ve Joffrey tarafından oklanarak öldürülür. Hikayesi böylece tamamlanır. Game of Thrones'ta bu tür yan karakterler çoktur. Örneğin, yine adını hatırlayamadığım bir lord, ölümü pahasına Tyrion'u kurtarmak için çabalar ve sonra Jaime'nin yaverine dönüşür. Bu gibi karakterler, küçük rollerine rağmen derin hikayeleriyle öne çıkar.
Öte yandan, bu diziyi izlerken, Alicent, Rhaenyra ve Criston Cole dışında hiçbir karakterin derin bir hikayesi olmadığını görüyoruz. Bu üç karakter de birbirine bağlı olduğu için derin karakterler olarak öne çıkıyorlar. Ancak konseydeki diğer karakterler, kendi hikayeleri, amaçları ve hedefleri hakkında hiçbir bilgi vermiyor. Bir karakterin ne istediğini, ne yaptığını ve neye çalıştığını bilmemek, karakterle bağ kurmayı ve yaptığı eylemlere karşı duyduğunuz etkiyi azaltır. Örneğin, geçen hafta kamikaze dalışı yapan karakter, bana hiç etki etmedi. Çünkü başından beri ne istediğini, ne yaptığını, ne amaçladığını anlayamadım. Kocasıyla birlikte 15 bölüm boyunca sürekli bir trip atıyorlar. Hangi konuya, kime attıkları belli değil. Su yılanı karakteri bu kadar güçlü ve deli diye anlatılıyor ama bunu gösterecek tek bir sahne yok. Bunun yerine, pasif ve ağlak bir görünüm çiziyor. Bu dizi, içi boş karakterlerle dolu. İki dizi arasındaki en bariz fark, karakter derinliği ve hikayeleri.
Öte yandan, bu diziyi izlerken, Alicent, Rhaenyra ve Criston Cole dışında hiçbir karakterin derin bir hikayesi olmadığını görüyoruz. Bu üç karakter de birbirine bağlı olduğu için derin karakterler olarak öne çıkıyorlar. Ancak konseydeki diğer karakterler, kendi hikayeleri, amaçları ve hedefleri hakkında hiçbir bilgi vermiyor. Bir karakterin ne istediğini, ne yaptığını ve neye çalıştığını bilmemek, karakterle bağ kurmayı ve yaptığı eylemlere karşı duyduğunuz etkiyi azaltır. Örneğin, geçen hafta kamikaze dalışı yapan karakter, bana hiç etki etmedi. Çünkü başından beri ne istediğini, ne yaptığını, ne amaçladığını anlayamadım. Kocasıyla birlikte 15 bölüm boyunca sürekli bir trip atıyorlar. Hangi konuya, kime attıkları belli değil. Su yılanı karakteri bu kadar güçlü ve deli diye anlatılıyor ama bunu gösterecek tek bir sahne yok. Bunun yerine, pasif ve ağlak bir görünüm çiziyor. Bu dizi, içi boş karakterlerle dolu. İki dizi arasındaki en bariz fark, karakter derinliği ve hikayeleri.