Buradan en samimi halimle sesleniyorum Hülya Avşar'a. Yüz yüze konuşmak isterdim, fakat zamanım kısıtlı ve sokaklardayım.
Selam Hülya Hanım,
25 yaşındayım ve siz 50'sinde bir kadınsınız; yaşımın iki katısınız. Benim için tek artınız bu. Yaşadığınız hayat, gördükleriniz, paranız ve şöhretiniz asla ve asla sizi benden farklı kılmıyor. Ben de sizin gibi adam kayırmaya, onursuzluğa ve adaletsizliğe karşı direniyorum. Ayrıntılı açıklamama rağmen, bazıları buna sosyalizm diyor, ben ise sadece insan gibi yaşamak diyorum. Bu başkaldırının bir tarafı olmamalı.
En son hangi kitabı okuduktan sonra doyurucu bir şekilde tartıştınız? En son hangi haksızlığa karşı çıktınız? Sizin doğrularınız benimkilerle aynı mı, bunu bile bilmiyorum. Hangi haksızlıkla ilgilendiğinizi görmek zor, magazinsel yönünüz dışında. Bu yüzden, sizin adımıza birilerinin huzuruna çıkmanızı tedirginlikle karşıladım. Yaşınıza saygı duyuyorum, ancak 25 yaşında biri olarak, babam ve annemden öğrendiğim doğrularımdan asla vazgeçmem ve haksızlığa karşı sessiz kalmamam konusunda kararlıyım.
Bu kararlılığımı sürdürürken, sevdiğim birçok arkadaşımla aramı bozdum ve aileme karşı geldim. Sokaklarda hakkımı aradım ve sevdiklerim tarafından dinsiz bir solcu olarak damgalandım. Belki siz de çok iyi birisinizdir, emin değilim. Ancak, hakkımı ararken kimseye zarar vermedim ve tek bir polise bile hakaret etmedim. Sadece temiz bir yaşam istedim ve bunu sağladım. Geçmişime baktığımda, doğru bir yaşam sürmek için çok şey kaybettiğini biliyorum ve buna gurur duyuyorum.
Cebimde 2-3 TL'yi bile kabul etmedim ve haksızlığa boyun eğmedim. Doğrularınız ne olursa olsun, siz beni temsil edemezsiniz. Ne bir çapulcusunuz, ne de bizim fikirlerimize sahipsiniz. Sizden tek isteğim, insanlık namına binlerce insanın hakkını sırtınıza almamak ve bu işe karışmamak. Lütfen sadece jüri olarak kalmaya ve bayram geceleri sahneye çıkmaya odaklanın. Elif Şafak kitaplarını okuyup Mevlana üzerinden prim yapın, ama lütfen kendi doğrularımızı hiçe saymayın.
Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesin davası olabilir, ancak sizin davanız değil. Bu yüzden sizi seçmedik ve kendinizden nefret ettirmeyin. Bunu kızınız için yapın, kimse annesinden nefret etsin istemaz.
Selam Hülya Hanım,
25 yaşındayım ve siz 50'sinde bir kadınsınız; yaşımın iki katısınız. Benim için tek artınız bu. Yaşadığınız hayat, gördükleriniz, paranız ve şöhretiniz asla ve asla sizi benden farklı kılmıyor. Ben de sizin gibi adam kayırmaya, onursuzluğa ve adaletsizliğe karşı direniyorum. Ayrıntılı açıklamama rağmen, bazıları buna sosyalizm diyor, ben ise sadece insan gibi yaşamak diyorum. Bu başkaldırının bir tarafı olmamalı.
En son hangi kitabı okuduktan sonra doyurucu bir şekilde tartıştınız? En son hangi haksızlığa karşı çıktınız? Sizin doğrularınız benimkilerle aynı mı, bunu bile bilmiyorum. Hangi haksızlıkla ilgilendiğinizi görmek zor, magazinsel yönünüz dışında. Bu yüzden, sizin adımıza birilerinin huzuruna çıkmanızı tedirginlikle karşıladım. Yaşınıza saygı duyuyorum, ancak 25 yaşında biri olarak, babam ve annemden öğrendiğim doğrularımdan asla vazgeçmem ve haksızlığa karşı sessiz kalmamam konusunda kararlıyım.
Bu kararlılığımı sürdürürken, sevdiğim birçok arkadaşımla aramı bozdum ve aileme karşı geldim. Sokaklarda hakkımı aradım ve sevdiklerim tarafından dinsiz bir solcu olarak damgalandım. Belki siz de çok iyi birisinizdir, emin değilim. Ancak, hakkımı ararken kimseye zarar vermedim ve tek bir polise bile hakaret etmedim. Sadece temiz bir yaşam istedim ve bunu sağladım. Geçmişime baktığımda, doğru bir yaşam sürmek için çok şey kaybettiğini biliyorum ve buna gurur duyuyorum.
Cebimde 2-3 TL'yi bile kabul etmedim ve haksızlığa boyun eğmedim. Doğrularınız ne olursa olsun, siz beni temsil edemezsiniz. Ne bir çapulcusunuz, ne de bizim fikirlerimize sahipsiniz. Sizden tek isteğim, insanlık namına binlerce insanın hakkını sırtınıza almamak ve bu işe karışmamak. Lütfen sadece jüri olarak kalmaya ve bayram geceleri sahneye çıkmaya odaklanın. Elif Şafak kitaplarını okuyup Mevlana üzerinden prim yapın, ama lütfen kendi doğrularımızı hiçe saymayın.
Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesin davası olabilir, ancak sizin davanız değil. Bu yüzden sizi seçmedik ve kendinizden nefret ettirmeyin. Bunu kızınız için yapın, kimse annesinden nefret etsin istemaz.