Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hülya Koçyiğit

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Hülya Koçyiğit (12 Aralık 1947, İstanbul), Türk sinema, televizyon ve dizi oyuncusudur. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçilmiştir. 1991-1992 döneminde kurucusu olduğu SO-DER'e başkan seçilmiştir. Bu kurumdaki görevini 4 yıl sürdürmüştür ve hâlen yönetim kurulunda görev yapmaktadır. Türkan Şoray, Fatma Girik ve Filiz Akın ile birlikte Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncası olarak tasvir edilir. Hayatı İlk yılları; 1947-1962 12 Aralık 1947 tarihinde Yenikapı'da annesi 16, babası ise 22 yaşında iken dünyaya gelmiştir. Daha sonra diğer iki kardeşi Feryal ve Nilüfer doğmuştur. 1948 yılında Koçyiğit bir yaşına girdiğinde, ailesiyle birlikte Bağlarbaşı'ndaki bir eve taşındı. Beş yaşına geldiğinde ise ailesine okula gitmeyi çok istediğini söyledi. Ancak o dönemde çocuklar okula altı yaşında alınıyordu. Okula kayıt için gittiklerinde okul müdürü aileye çocuğun yaşını büyütmek için mahkemeye gidebileceklerini söyledi. Bunun üzerine Koçyiğit'in ailesi, Kadıköy adliyesine gidip yaş büyültmeden okula başvurabilmek için hakimin onayını aldı. Böylece Koçyiğit, okula dönerek kayıt oldu ve beş yaşında ilkokula başladı. Öğrenci olduğu sınıfta dans edip şarkı söyleyerek ilkokul öğretmeninin dikkatini çekti. Böylece müzik öğretmeni, annesine konuyu bildirdi. Koçyiğit'in başarısı üzerine, müzik öğretmeninin ve etraftakilerin beklentisi her geçen gün daha da artmaya başlamıştı. O yıllarda Medrano sirki, İstanbul'un Beşiktaş ilçesine gelmişti. Birinci sınıftayken Hülya Koçyiğit, tüm sınıf arkadaşları ile birlikte sirke gittiğinde bir anda kendini sahnede bulmuş ve müzik eşliğinde dans etmeye başlamıştı. Bu anlar, çevresindekiler tarafından büyük ilgi görmüştü. Annesinin bir arkadaşı ile gazetede Ankara Devlet Konservatuvarı'nın bale bölümüne öğrenci alınacağını ve bunun için imtihan haberleri açıldığını görür. Annesi haberi okuduğunda Koçyiğit'i imtihanın yapıldığı Galatasaray Lisesi'ne götürür. İki İngiliz karı-koca ve öğretmenlerin jüri olarak bulunduğu sınava yaklaşık 310 kişi katılır. Piyano eşliğinde dans eden öğrencilerin kimi beş kimi on dakika sahne de kalır. Dokuz öğrencinin seçildiği sınavda Hülya Koçyiğit de başarılı olur. Okul Ankara'da olduğu için Koçyiğit'in yatılı olarak okuması gerekir. Fakat bu duruma babası izin vermez. Yine de annesi tarafından büyük bir baskı olunca, Ankara'ya kazandığı bale bölümüne annesi ile birlikte gider. Okulun genellikle küçük öğrencileri 11-12 yaşlarında, büyükler ise 18-19 yaşlarındaydı. Bale bölümünün en küçük öğrencisi olan Koçyiğit ise henüz 7 yaşındaydı. Annesi Ankara'da bir hafta otelde kalmış ve daha sonra İstanbul'a dönmüştür. Hülya Koçyiğit, o dönem konservatuvara giderken bir yandan da ilkokula derslerine devam eder. Yaz tatili bitip, üçüncü ders yılı başladığında ise babası Ankara'ya gitmesine izin vermez ve kızı için İstanbul'da bir okul araştırır. Bunun üzerine Koçyiğit, İstanbul'da Atatürk Kız Lisesi'ne yazılmıştır. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'na diğer iki kız kardeşi ile birlikte girer. Bir yandan okula giderken, diğer yandan tiyatroya ve baleye devam eder. Ayrıca Bebek'te bir öğretmenden piyano dersi alır. Buna ek olarak da bir müzik öğretmeniyle müzik çalışır ve hiç boş günü kalmaz. Yeni başladığı okulda, her gün gösteriler düzenlenirken Koçyiğit de gösterilerde genellikle hep rolü alır. Konuştuğu İngilizce aksan, etrafındakiler tarafından çok beğenilir. Muhsin Ertuğrul, Hülya Koçyiğit'in namını duyar ve şehir tiyatrolarının genel yönetmenine Koçyiğit'ten bahseder. Annesiyle birlikte Koçyiğit, apar topar Muhsin Ertuğrul'un yanına gider. Muhsin Ertuğrul'un arkadaşı Koçyiğit'in annesinin yakını çıkınca Ertuğrul, Koçyiğit'e daha fazla sempati duymaya başlar. Ertuğrul daha iyi eğitim alması gerektiğini bu yüzden Ankara Devlet Konservatuvarı'na gönderilmesinin daha iyi olacağını söyler. Böylece Koçyiğit, tekrar Ankara'ya gider. Bu kez daha büyük ve daha deneyimli olduğu için tiyatro sahnesinde seyircinin karşısına daha iyi bir şekilde çıkar. Oyunculuk kariyeri; 1963-günümüz [[Dosya:Hulya Koçyigit and Erol Tas -1964.jpg|küçükresim|Hülya Koçyiğit ve Erol Taş (1964)|260px]] Ankara Devlet Konservatuvarı'nda okurken, iki kız kardeşi de İstanbul Şehir Tiyatrolarında rol alır. Kız kardeşi Nilüfer'i beğenen bir film yönetmeni, filmde oynaması için kardeşine teklif götürür. Koçyiğit'in annesi teklifi kabul eder ve Nilüfer, Hülya Koçyiğit'ten daha önce film projesinde yer alır. Nilüfer'in oynadığı ilk filmin adı Bir Yetim'in Hasreti'dir. Filmin başrollerini Kenan Pars ve Gülistan Güzey paylaşır. Hülya Koçyiğit de kardeşinin rol adlığı ilk filmin setine ziyarete gider ve Gülistan Güzey'le tanışır. Daha sonra Metin Erksan, yeni çekeceği bir film için Nilüfer'e ikinci teklifi götürür. Çocuk Hırsızları adındaki bu filmin çekimleri, yaz tatiline denk gelir. Bu sayede ablası Hülya Koçyiğit de kardeşinin rol aldığı ikinci filmin setini birkaç kere ziyaret eder. Bu dönemde, Şehir tiyatrolarında yönetmen ve seslendirme sanatçısı olan Abdurrahman Palay'ın Muhterem Nur ile birlikte çektiği bir filmin setine konuk olur ve ilk olarak tanıştığı oyuncu Muhterem Nur'dur. Metin Erksan da diğer yaz tatilinde Susuz Yaz adlı filmi çekmeye karar vermiştir. İddialı bir film olacağı söylenen filme yeni bir kadın oyuncu ararken annesi; "Hülya'yı düşünür müsünüz?" der. Yönetmen, Koçyiğit'i yönetmen yanına çağırır ve stüdyoya yollar. Eşarp taktırıp kaşlarını kalınlaştırarak çeşitli pozlarda resimlerini çeker. Daha önce bir başka yönetmen karşısına çıkmış olmasına rağmen, Memduh Ün'e Koçyiğit'ten bahsedenler olur. Göksel Arsoy'un başrolünde oynayacağı filme de bir de kadın oyuncu aranıyordur. Birkaç tane aday vardır, adayların içinde Filiz Akın da bulunur. Memduh Ün, okula Hülya Koçyiğit'i görmeye gelir ve o anda herkes Koçyiğit'e yardımcı olmuştur. Herkes ona elbiseler giydirir, süslenmesine destek verir ve makyaj yapar. Bir otelin resepsiyonunda Koçyiğit, Memduh Ün ile buluşacaktır. Otele Koçyiğit ile birlikte on kişi gelir fakat onlar kapıda bekler. Koçyiğit ise görüşme için otelin kapısından girer. Memduh Ün, Koçyiğit'i görür görmez hayal kırıklığına uğrar ve uzun uzun baktıktan sonra "çok küçükmüşsün." der. Ancak yine de filme kabul edilir. Aynı yaz Metin Erksan'da onu çağırır ama o da Koçyiğit'i çok küçük bulur. O dönem en popüler sinema-müzik dergisi olan Ses dergisinin düzenlediği bir yarışmaya Metin Erksan tarafından adı yazdırılır. Yarışmaya katılan ve birinci olan kişiyle altı filmde oynaması için sözleşme imzalanacaktır ve kazanan, altı filmde başrol oynayacaktır. Koçyiğit babası ile birlikte, fotoğraflarla Bâb-ı Âli'deki Ses dergisinin binasına gider. İlk elemeleri kazanır. İkinci eleme yetenek sınavı şeklinde olacak ve Şile'de yapılacaktır. Bu sefer Koçyiğit, annesi ile birlikte yarışmaya gider. Yarışmada elemeler başlar ve mayoların giyilmesi istenir. Fakat Koçyiğit, yetenek sınavı diye yanına mayo getirmemiştir ve annesi ile birlikte kiralık mayo verilen bir yer var mı diye ortalıkta dolaşır. "Nereden bulacağız?" diye konuşurken adayların arasından Ajda Pekkan, "Benim yanımda mayo var, ben zaten bikini giyeceğim, mayomu sen giyebilirsin" der. Böylece, Pekkan'ın mayosunu giyerek elemelere katılır. Ajda Pekkan o yıllarda halk arasında son derece tanınmış bir kızdır. Koçyiğit ile arasında sadece bir yaş vardır. Elemeleri Ajda Pekkan kazanır ve birinci olur. Koçyiğit ise yarışmada ikinci olmuştur. Ama yönetmenle anlaşma imzaladığı için hala bir filmde oynama şansına sahiptir. Erkekler arasında ise Yeşilçam'ın büyük oyuncularından Ediz Hun birinci olur. Koçyiğit, yarışmadan sonra film çekimleri için Bademler Köyü'ne gider. Sanat yönetmeni tarafından filme hazırlanan ve rolüne çalıştırılan Koçyiğit'e, eşarp takılır ve köy kıyafetleri giydirilir. Metin Erksan film için her gün mekana bakarken Koçyiğit, köy ortamına alışmaya çalışır. Çekimler başladığında, Koçyiğit tiyatrodan aldığı eğitimle rolünü en iyi şekilde yapmak ister ve köylü kadın aksanıyla konuşur. Fakat, Metin Erksan bu durumla hiç ilgilenmez çünkü daha sonra stüdyoda filme dublaj yapılacaktır. Filmin çekimleri iki ay sürer ve son sahneler İstanbul'da çekilecektir. Koçyiğit eve dönünce okul hazırlıklarına başlar ama diğer şirketlerle anlaşma imzalar. Bu sebeple de oyunculuk ve okul arasında kalır. Derse gitmeyi de erteler. Sınıf arkadaşlarından olan Salih Güney eve gelip, Koçyiğit'in okulu bırakmaması konusunda babasını ikna etmeye çalışır. Okuldan eve, derslere başlandığı ve Koçyiğit'in bir an önce okula dönmesi için haber yollanır. Koçyiğit okula gitmek ister. Fakat, çok yoğun olduğu için bir seçim yapması istenir ve Koçyiğit, Yeşilçam'ı seçti. Susuz Yaz filminin ardından, basının büyük ilgisiyle karşılaşır. Film dönemin büyük filmlerinden olur ve yurt dışındaki festivallere gönderilir. "Yeni bir yıldız doğuyor" başlığı altında kendisine birçok film teklifi gelie ve Koçyiğit'in profesyonel oyunculuk kariyeri başlamış olur. Oynadığı ilk film olan Susuz Yaz, 1964 yılında Berlin Film Festivali ve Meksika Film Festivali'nde "en iyi film" ödülünü alarak dünya çapında büyük bir başarı gösterir. Koçyiğit, daha önce beyaz perde de izlediği oyuncular ile birlikte kamera karşısına geçmeye başlar. Ayhan Işık'ın çalışma saatleri ve günlerine göre akşam yediden sonra asla çalışmaz. Ancak, gece sahne çekilecekse gündüz istirahat ederek, gece çalışır. Öğle vakti mutlaka mola verir ve öğle yemeği yer. Koçyiğit, Ayhan Işık ile çalışırken mecburen bu kuralları uygular. Ayrıca Koçyiğit, Sadri Alışık ve Fikret Hakan'dan çok şey öğrenir. Hülya Koçyiğit oynadığı filmlerde genel olarak kendi sesiyle konuşmak, ilk oynadığı filmden itibaren sinemada kendi sesini duymak ister. Fakat o dönem, yalnızca şehir tiyatrolarında sinema ile ilişkisi olan oyuncular kendilerini bir filmde seslendirir. Sadri Alışık, Çolpan İlhan gibi çok az kişi, kendi sesi ile sinemada konuşur. Hülya Koçyiğit de filmlerini kendi seslendirmek için diksiyon dersi alır. Sesi güzel olsa da yönetmenler buna izin vermez. Mısır'dan Türkiye'ye gelen bir işletmeci, Koçyiğit ile birlikte ortak çalışmalar yapmak için Koçyiğit'in birçok filmini izlemiştir. Yatırımcı, Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit'in filmlerin hepsini izledikten sonra, "Bir şey dikkatimi çekti, bütün oyuncuların hepsi bir sesten konuşuyor, aynı şekilde vurguluyor ve aynı şekilde ağlıyorlar!" demiştir. Hülya Koçyiğit, bu sözü duyduktan sonra "Hürrem Bey, bakın yabancılar bile halimize gülüyor, siz hala direniyor musunuz?" diye tepki gösterir. O dönemde genelde filmlerin dublajı yapılırken, oyuncular başka bir filmin setinde olduğu için dublaj yapmaya zamanları kalmıyordu. Yapımcılar, bu duruma çözüm üretemiyor ve oyuncular da bu duruma kendi kendilerine formüller üretiyorlardı. Oyuncular, "Türkan'ı, Filiz'i ve diğerlerini bari ayrı kişiler seslendirsinler." diye çözüm üretmeye çalışıyor, fakat bu sorun karşısında bir türlü çözüm bulamıyorlardı. Hülya Koçyiğit, yerli romanların sinemaya uyarlanması için çok çaba sarf etmiş ve Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Esat Mahmut Karakurt, Halide Edib Adıvar ve Peride Celal gibi sanatçıların eserlerinin sinemaya uyarlanmasına katkıda bulunmuştur. Romanlardan sinemaya uyarlanan filmler çok iyi neticeler elde etmiştir. Bir dönem roman kahramanlarını canlandırdıktan sonra, Kezban (1968), Kezban Roma'da (1970) ve Kezban Paris'te (1971) serisinde Kezban karakterini canlandırır ve canlandırdığı roller arasında en büyük popülariteyi Kezban karakteri ile yakalar. Kezban, Anadolu'dan gelen ve taşralı olduğu için ezilen, horlanmış, kendi kendini eğiterek zengin olmuş bir karakterdir. Daha sonra Koçyiğit, farklı filmlerde oynamıştır. Kırmızı Fener Sokağı adlı filmde sokak kızı İmra'yı canlandırdığında, seyirci hemen filme tepki göstermiş ve film hiç tutmamıştır. Sonra Ediz Hun'un annesi rolünü oynamayı kabul etmiştir. Daha sonra, farklı yönetmenlerle farklı roller arayışına girmiştir. O dönem, genellikle Orhan Aksoy ile çalışıyordu. Roman uyarlamalarını ve aşk filmlerini onunla birlikte çekiyordu. Farklı filmlerde farklı roller almak isteyen Koçyiğit, sinemada on yıldan sonra senaryo yazma ve yönetmenlik yapma yetkisine sahip olacaktı. Erman Film'in lokomotif oyuncusuydu. Başka firmalarla da çalışıyordu fakat, yılda sadece altı film çekiyordu. Lütfi Ömer Akad ile çalışmayı çok istemesi sonucunda yönetmen ile Düğün (1973), Gelin (1973) ve Diyet (1975) üçlemesini çekmiştir. Bir de Gökçe Çiçek (1972) filmini çekmiştir. Daha sonra, ağırlıklı olarak Şerif Gören ile çalışmıştır. Şerif Gören ile birlikte, Evlidir Ne Yapsa Yeridir (1978), Almanya Acı Vatan (1979), Firar (1984), Kurbağalar (1985) gibi önemli filmlerde çalışmıştır. 1970'li yıllarda Kadir İnanır, Tarık Akan ve benzeri dönemin yeni oyuncularıyla perde karşısına geçmiştir. 1980'li ve 1990'lı yıllarda ise 1960 ve 1970'lere aksine daha az filmde rol almıştır. Kızı Gülşah Soydan (Alkoçlar), 1970'li yıllarda çocuk oyuncu olarak sinema filmlerinde yer almıştır. Televizyon kariyeri Televizyonla ilk kez 1980'li yıllarda TRT 1'de Nezihe Araz ve Selim İleri'nin metinlerini hazırladığı Hanımlar Sizler İçin adlı bir kuşak programına katılmakla başlamıştır. Programda iki saat süreyle kadınlara yönelik eğitici bölümleri olan çeşitli skeçleri canlandırmıştır. Çeşitli kadın karakterleri canlandırdığı program yaklaşık bir yıl sürmüştür. Programda Konya'da içkili bir restoran işleten kadın gibi ilginç karakterleri canlandırmıştır. Canlandırdığı kadınlar içinde Macide Öğretmen karakteri öne çıkmıştır. Özel kanallar açıldıktan sonra Show TV'de bir haber programı teklifi almıştır. Hayata dair şeyler, özel haberler olacak, konuları siz seçeceksiniz denilince Koçyiğit anlaşmayı kabul etmiştir. Eğitimde çocuk, çalışan çocuk, ailesinden şiddet gören çocuk, hasta çocuk gibi konular araştırılmıştır. Son Çare adlı programın ekibi, daha önce Fatma Girik ile birlikte bir program yapmıştır. Zamanla program çocuklarla kalmayıp genişleyince, çaresiz olan tüm insanların sorunlarına değinmiştir. Bir süre sonra Hülya Koçyiğit, sağlığını kaybetmiş ve boyun fıtığı olmuştur. Doktorların önerisi ile programı bırakmıştır. Fakat bu iki yıl sürmüştür, programın sonlarına doğru boyunlukla dolaşmaya başlamıştır. Programdan sonra Cihan Ünal ile birlikte TRT 1'de yayınlanan Nisan Yağmuru adlı dizide başrol oynamıştır. Dizi bitince Erdal Özyağcılar ile birlikte Mihriban adlı dizide başrol oynamıştır. Bir sonraki dizisinde ise Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik ve Nevra Serezli ile birlikte 1980'li yılların ortasında TRT 1'de yayınlanmış yabancı Altın Kızlar adlı dizinin yerli versiyonu olan aynı isimli Altın Kızlar (2009) adlı dizide oynamıştır. Aynı zamanda Koçyiğit Murat Evgin'in Şehit klibinde Anne rolünü canlandırmıştır. Siyasi kariyeri Kariyerinde siyaseti hiç düşünmese de, Anavatan Partisi'nden Turgut Özal'ın başdanışmanı olan Adnan Kahveci kendisini aramış ve şunları söylemiştir; "Beni paçalarımdan çekiyorlar, ben kendimi uçurumdan aşağıya denize doğru uçarken buluyorum. Madem gidiyorum, o zaman yanımda güvenebildiğim insanlar olsun istiyorum. Denizde boğulmadan yüzmeliyim. Sizin de aday olmanızı istiyorum. Hemen gelebilir misiniz?" Bu konuşmanın olduğu zaman Hülya Koçyiğit, Kuşadası'nda tatildeydi. Konuşma bittiğinde eşi Selim "sen yaparsın." dedi. Aday olmaya istekliydi fakat o dönemde ANAP ile ilgili çok iyi izlenimler olmadığı için geri adım atıyordu. Turgut Özal ile birlikte bir-iki saatlik bir konuşmanın ardından Özal, Dünya'dan Melina Merkuri'nin örneğini vererek "Milletvekili olmak sizin göreviniz." demiştir. Koçyiğit, ailesinden destek almıştır. Böylece kararını vererek İzmir 3. bölgeden İzmir'den aday olmuştur. Fakat 141 oyla seçilememiş, üçüncü olmuştur. Hülya Koçyiğit günümüzde AK Parti'ye yakınlığıyla bilinmektedir. Hülya Koçyiğit, 2018 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 24 Haziran seçimlerinin ardından oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'na üye olarak atanmıştır. Kurulda ayrıca Orhan Gencebay, Murat Bardakçı, Alev Alatlı, Prof. Dr. Mehmet Çelik, Prof. Dr. İskender Pala, Prof. Dr. Ümit Meriç gibi isimler yer almaktadır.,, Özel hayatı Hülya Koçyiğit, o dönem Fenerbahçe'de futbol oynayan Selim Soydan ile 5 Temmuz 1968 tarihinde evlendi. Bu evliliğinden 24 Nisan 1969 tarihinde Gülşah adında bir kızı doğdu. Hülya Koçyiğit'in Neslişah ve Aslışah adlarında iki torunu vardır. Kızı Gülşah küçük yaşlarda birkaç sinema filminde rol almıştır. Koçyiğit bir süre şarkıcılık da yapmıştır. Oyuncu Engin Altan Düzyatan, Hülya Koçyiğit'in torunu Neslişah Alkoçlar ile evlenmiştir. Filmografisi Ödüller Yurt içinde aldığı ödüller Çasot Yaşam Boyu Başarı Ödülü İstanbul Film Festivali Onur Ödülü Ankara Film Festivali Onur Ödülü Uçan Süpürge Film Festivali Onur Ödülü Siyad Onur Ödülü 1964: Yılın Kadın Oyuncusu (Turizm Bakanlığı) 1964: Yılın Kadını (Türk Kadınlar Birliği) 1969: 6. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Cemile 1972: 4. Altın Koza Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - "Zehra" 1973: 10. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Tanrı Misafiri 1975: 12. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Diyet 1983: 20. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Derman 1990: 27. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Karılar Koğuşu 1991: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı 1996: Altın Portakal Film Festivali – Yaşam Boyu Onur Ödülü 2005: 12. Altın Koza Film Festivali - Yaşam Boyu Onur Ödülü 2010: Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema – Sinema Onur Ödülü 2012: Engelsiz Yaşam Vakfı, Yaşam Boyu Meslek ve Onur Ödülü 2014: Ankara Uluslararası Film Festivali - "Aziz Nesin Emek Ödülü" 2014: Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü Uluslararası festivallerden aldığı ödüller 1987: Nantes Film Festivali (Fransa) - En Başarılı Kadın Oyuncu - "Kurbağalar" 1988: Amiens Film Festivali (Fransa) - En İyi Kadın Oyuncu - "Bez Bebek" Filmlerinin katıldığı festivaller Susuz Yaz: Berlin Film Festivali, Meksika Film Festivali Gelin: Tahran Film Festivali Derman: Çekoslovakya Karlovy Film Festivali, Venedik Film Festivali, Londra Film Festivali, Nantes Film Festivali, Şam Film Festivali (En Büyük Ödülü Aldı), Taşkent Film Festivali Kurbağalar: Fransa Nantes Film Festivali (En İyi Kadın Oyuncu Ödülü) Ayrıca bakınız Türk oyuncu film listeleri Yeşilçam oyuncuları Kaynakça Dış bağlantılar TSA ́de Hülya Koçyiğit Senin Mucizen - Hülya Koçyiğit |- ! colspan="3" style="background: #DAA520;" | Antalya Altın Portakal Film Festivali |- Kategori:1947 doğumlular Kategori:İstanbul doğumlu kadın oyuncular Kategori:Devlet Sanatçıları Kategori:İstanbul Şehir Tiyatroları sanatçıları Kategori:Türk kadın dizi oyuncuları Kategori:Türk kadın sinema oyuncuları Kategori:Türk kadın tiyatro oyuncuları Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Altın Koza Ödülü kazanan oyuncular Kategori:Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyeleri Kategori:Bulgaristan Türkleri Kategori:Üsküdar doğumlular
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri