Çok uzun süredir yapmak istediğim bir şey var. Uzun zamandır keyfim yerinde. Yani şöyle bir beş ay falandır, sistemim tıkır tıkır işliyor. Pek öyle olmazdı. Bu sözlük hafta içinde on tane duygu yaşayıp bunaldığımı, tanrıya seslendiğim günleri de gördü. Onlara bakınca beş ay cidden on sene gibi benim için. Ne yapacağım, ne olacağım bilmiyorum.
Bu süreçte hiç ağlamadığımı fark ettim. Üzüldüğüm oldu ama ağlatmadı. Hiçbir şey göğsümü yakmadı veya kalbimi burkmadı. Bu ara düşünüyorum da ağlamak gerçekten epey rahatlatıcı bir şeydi. Özledim çok. Ağlarken sanki içindeki ağırlık da akıp gidiyor gibi. O gözyaşı, titreyen dudak, akan burun vs bir an bana çok samimi şeyler gibi geldi. Şimdi bütün olanları hep yanımda taşıyor gibi hissediyorum. Arada durup bazılarını bırakmak güzel olurmuş.
Eskiden ağladığım tek bir konu vardı. Sadece o konu açılınca ne yapacağımı bilemez, resmen sinirden ağlardım. Ancak zamanla beni burkan şeyler de değişti. Bununla birlikte şiddeti de değişti. Hüngür hüngür de, acı acı da ağlamıyorum. Bi süre boğazım düğümleniyor. Gözlerim çok hızlı doluyor. Sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışıyorum ve hızlıca geçiyor. Bendeki tesiri de azaldı. Bendeki şekli de. Ancak arada şöyle fena bir şey olsa da içime içime ağlasam diye düşünüyorum. Allah korusun tabi büyük bir şey olmasın da. Entel dantel bir şey olsun yani. Eski çukurumu mu özledim bilmiyorum. İnsan bazen yerini yadırgar, emin değilim. Belki de bu artık hayatımın bi parçası olmuştur. Ne yapacağım, ne olacağım bilmiyorum. Ne yazık ki...
Bundan on beş dakika önce ciddili ağlayasım geldi. Sonra bir anda yüz ifademi fark ettim. Gülümsemeye çalışıyordum. Üzücüydü. Ancak düşmemeyi öğrenmek bi yandan sevindirici haber.
Bu süreçte hiç ağlamadığımı fark ettim. Üzüldüğüm oldu ama ağlatmadı. Hiçbir şey göğsümü yakmadı veya kalbimi burkmadı. Bu ara düşünüyorum da ağlamak gerçekten epey rahatlatıcı bir şeydi. Özledim çok. Ağlarken sanki içindeki ağırlık da akıp gidiyor gibi. O gözyaşı, titreyen dudak, akan burun vs bir an bana çok samimi şeyler gibi geldi. Şimdi bütün olanları hep yanımda taşıyor gibi hissediyorum. Arada durup bazılarını bırakmak güzel olurmuş.
Eskiden ağladığım tek bir konu vardı. Sadece o konu açılınca ne yapacağımı bilemez, resmen sinirden ağlardım. Ancak zamanla beni burkan şeyler de değişti. Bununla birlikte şiddeti de değişti. Hüngür hüngür de, acı acı da ağlamıyorum. Bi süre boğazım düğümleniyor. Gözlerim çok hızlı doluyor. Sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışıyorum ve hızlıca geçiyor. Bendeki tesiri de azaldı. Bendeki şekli de. Ancak arada şöyle fena bir şey olsa da içime içime ağlasam diye düşünüyorum. Allah korusun tabi büyük bir şey olmasın da. Entel dantel bir şey olsun yani. Eski çukurumu mu özledim bilmiyorum. İnsan bazen yerini yadırgar, emin değilim. Belki de bu artık hayatımın bi parçası olmuştur. Ne yapacağım, ne olacağım bilmiyorum. Ne yazık ki...
Bundan on beş dakika önce ciddili ağlayasım geldi. Sonra bir anda yüz ifademi fark ettim. Gülümsemeye çalışıyordum. Üzücüydü. Ancak düşmemeyi öğrenmek bi yandan sevindirici haber.