Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hüsrev Paşa

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Gazi Ekrem Hüsrev Paşa veya kısaca Hüsrev Paşa (ö. Mart 1632), IV. Murad saltanatının devlet idaresinin annesi Kösem Sultan'ın elinde olduğu ilk dönemlerinde 6 Nisan 1628 - 25 Ekim 1631 tarihleri arasında üç yıl altı ay on dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Hayatı Boşnak asıllıdır. Enderun'da eğitimini yaptı. Silahtar olarak görev verildi. Saraydan çıkması yeniçeri ağalık görevi verilmesi ile oldu. 1625'te Hafız Ahmed Paşa sadrazam iken kendisine vezirlik payesi verildi ve kubbealtı veziri olarak görev yapmaya başladı. 1627'de Sadrazam Damat Halil Paşa azılı Celali lideri olan Abaza Mehmet Paşa'yı tenkil için hazırlanan sefere serdar oldu, ama Anadolu'da yaptığı askeri kampanya sonunda Abaza Mehmet Paşa'ya yenilip Tokat kışlağına çekilmek zorunda kaldı. 16 yaşında genç olan IV. Murat Valide Kösem Sultan ve saraylılardan ayrı olarak otoritesini ilk göstermesi Nisan 1628 başında Damat Halil Paşa'yı sadrazamlıktan azil etmesi ile oldu. Sultan'ın emri ile yeni sadrazamın belirlenmesi için yeni bir meşveret meclisi toplandı. Bu mecliste yapılan görüşmeler ve tartışmalar sonunda Sultan Murat görüşmeler sırasında önerilen ve en genç vezir olan Hüsrev Paşa 6 Nisan'da sadrazam olarak Sultan Murat tarafından seçildi. Fakat siyasi gücü çok yüksek olan Topal Recep Paşa da bu meşveret meclisinde bulunmaktaydı ve Hüsrev Paşa'nın sadrazamlığa getirildiğinin bu mecliste açıklanması Recep Paşa'nın aksi müdahalesini doğuracağı düşünülerek sadrazamın Hüsrev Paşa olacağı kararı bu meşveret meclisinde açıklanmadı. Hüsrev Paşa'ya Diyarbakır Valiliği görevi verilerek hemen oraya doğru yola çıkartıldı. Arkasından daha hızlı olarak mühr-ü humayunu taşıyan kapıcılar kethüdası gönderildi. Kapıcılar kethüdası Hüsrev Paşa'ya İzmit'te yetişti ve mühr-ü humayunu onan teslim etti ve Hüsrev Paşa sadrazam olarak İstanbul'a döndü. Hüsrev Paşa'nın sadrazam olarak yaptığı ilk icraat Sultan Osman döneminde Erzurum Valisi iken 1622'de isyan etmiş ve bir Celali isyancı olarak devlet gücü ile o zamana kadar yıllardır bir türlü tenkil edilememiş olan Abaza Mehmet Paşa'ya karşı kendinin serdarı olduğu bir sefer tertip etme oldu. Hüsrev Paşa kurulan ordu ile Abaza Mehmet Paşa üzerine gitti ve onu Erzurum kalesinde buldu. Toplarla donatılmış Osmanlı ordusunun Erzurum kalesini kuşatmasından sonra Abaza Mehmet Paşa 18 Eylül'de teslim oldu. Sadrazam Hüsrev Paşa 9 Aralık 1628'de asi paşa ile İstanbul'a döndü ve büyük bir zafer alayı ile karşılandı. Bu alayda teslim olan Abaza Mehmet Paşa yanında Safevi hükümdarı Şah Abbas'ın Kars valisi olan ve aynı seferde esir edilen "Köse Sefer Paşa"'da halka gösterildi. Sultan Murat ağabeyi II. Osman'ın intikamını almak hedefiyle isyan etmesi ve gösterdiği şecaat ve mertlik dolayısıyla Abaza Mehmet Paşa'yı beğenmekteydi ve onu affedip Bosna Beylerbeyliği'ne atadı. Hüsrev Paşa bu galibiyetinden manevi destek alarak Safevi hükümdarı Şah Abbas eline geçmiş olan Bağdat'ı geri almak hedefiyle 1629'da yeni bir doğu seferine çıktı. Ordu Üsküdar'dayken bir sağanak fırtına ve kabaran seller yüzünden çadırlı ordugah büyük zarar gördü ve ordudaki batıl itikatlara inanlar bunu yeni seferin başarısız olacağına işaret olarak gördüler. Doğu'da Konya ve Halep arasında ordu ilerken bu yerelerde bulunan yerel ahalinin ordunun arkasından ihanet yapmaması için, özellikle Alevilere ve Alevi olduğu şüphesi veren her yerli şehir, kasaba ve köy halkına büyük bir kırım uygulandı. Bu nedenle Hüsrev Paşa'nın ünü "vurucu" ve "lüzumsuz yere kan dökücü" olarak yayıldı. "Cüzi bir şüpheden adam öldürttüğü", "öldüreceği kimseleri önüne getirerek otağında iskemle üzerinde oturup katillerini seyrettiği" bildirilmektedir. Modern yabancı tarihçiler bu icraatı ile Hüsrev Paşa'nın binlerce Anadolu sakinini ve bu arada protesto eden yerel Osmanlı idarecilerini de öldürttüğü ve halkı Merkezi devletten daha da gocundurduğunu belirtmektedirler Fakat yerel Kürt şeyh ve aşiret liderlerinin desteğini sağladı ve Batı Irak'a yerel direniş görmeden girdi. 15 Ekim-15 Kasım 1629'da Bağdat'ı kuşatma altına aldı. Fakat erzak ve levazım yetiştirilmesi zorlukları, Bağdad Safavi ordusunun ciddi direnişi ve zaman zaman çok etkili huruç hareketleri ve Osmanlı ordusunda olan disiplinsizlik dolayısıyla bu kuşatma başarılı olmadı. Hüsrev Paşa ordu ile Mardin'e çekildi ve o kış, 1630 yılı ve 1631 yılının büyük bir kısmında Mardin'de vakit geçirip tekrar Bağdat üzerine gitmekten kaçındı. Bu dönemde Hüsrev Paşa hakkında şikayetler İstanbul'a duyuruldu. Bu şikayetlere göre yerel halk ve hatta ta Anadolu içlerine kadar "yapmadığı kötülük bırakmayan ve en akla gelmeyen işkenceleri uygulamaktan" çekinmediği ve "Celali başbuğlari gibi davrandığı" hakkında idi. Bu kımıldamazlık ve gittikçe artan şikayetler İstanbul'daki Sultan IV. Murat ve merkezi devlet tarafından uygun görülmedi ve Eylül 1631'de Hüsrev Paşa sadrazamlıktan azledildi ve yerine ikinci defa Hafız Ahmed Paşa sadrazam oldu. Hüsrev Paşa azlolunduktan sonra Tokat'a geldi. Yeni sadrazam Hafız Ahmed Paşa bu orduda bulunan kapıkulu ocak askerlerinin kış gelmeden biran evvel İstanbul'a dönmeleri için karar aldı. Hüsrev Paşa'nın İstanbul'a geri dönen kapıkulu "güçlerini İstanbul'a dönünce kendi lehinde ayaklanma çıkartmaya teşvik ettiği ve Deli İlahi, Rum Mehmed, Baba Ömer, Kınalıoğlu, Kör Ali, Köşe Şaban gibi sipahi zorbalarını Anadolu'da yaygın olarak soygunlara yapmaya gönderdiği haberleri İstanbul'a yetişti. İstanbul'a geri dönen kapıkulu ocak askerleri ise doğuda sanki bir zafer kazanmışca hareket etmeye ve taşkınlıklar yapmaya başladılar. Bu ortamı sadrazam aleyhinde kullanma fırsatını gören Topal Recep Paşa harekete geçti ve özellikle Boşnak ve Arnavut asıllı yağmacı zorbaları başkentte karışıklık çıkartmak için teşvik etti. 7 Şubat 1632'de ilk asker ayaklanması başladı. Atmeydanı'nda toplanan sipahi ve diğer kapıkulu askerleri Hüsrev Paşa'nın azledilmesi aleyhinde de olarak isyan ettiler. Topkapı Sarayı üzerine binlerce asker, ulema ve şehirli insan yürüdü. IV. Murat iki defa ayak divanına çıkma zorunda kaldı; sadrazam Hafız Ahmed Paşa atılan taşla atından düşürüldü ve Sultan ikinci kez ayak divanına çıktığında Hafız Ali Paşa isyancılar tarafından öldürülüp paramparça edildi. Sultan IV. Murat pek istemeyerek Topal Recep Paşa'yı sadrazam yaptı. Fakat İstanbul'da olan askeri isyan ve zorbalık olaylarının Hüsrev Paşa ile Topal Recep Paşa'nın Sadrazam Hafız Paşa'ya karşı komplolarında ortaya çıktığını Sultan IV. Murat bilmekteydi ve Hüsrev Paşa'yı elimine etmek için tertip aldı. Diyarbakır Valiliği'ne tayin edilmiş olan Murtaza Paşa'nın eline verilmiş bir gizli hatt-ı hümayun gönderildi ve bunun icabı olarak Mart 1632'de Hüsrev Paşa'nın Tokat'ta boyunu vurularak idam edildi. Hüsrev Paşa katledildikten sonra bile politik karmaşıklığa katkıda bulundu! 2 Mart 1632'de Hüsrev Paşa'nın başı İstanbul'a vardığında yine Recep Paşa kışkırtması ile isyan eden kapıkulu askerinin elebaşı olan zorbalar harekete geçtiler. Hüsrev Paşa'nın öldürülmesine neden olanlardan onun intikamını alınmasını istediler. Değerlendirme Yaşamış olduğu dönemde yazan tarihçi Atayi onu şöyle değerlendirmektedir:: Mağrur, gözüpek, vurucu, kan dökücü Şair Nefi onun hakkında "kisver-gir" matlahlı çok beğenilen bir kaside yazmıştır. Bu kasideden örnek bir beyit şudur: Âferin ey alem efrâkte serdar-ı dilir Saf-der-i kal'a-kuşa saf-şiken u kisver-gir Naima tarihi Hüsrev Paşa'nın hizmeti, seçiyesi, kan dökücülüğü hakkında ayrıntılı bilgiler sağlamaktadır. Modern tarihçilerden Uzunçarşılı onu şöyle değerlendirmektedir: Azim ve irade sahibi, orduyu zabt ve rapta muktedir, doğrulukla tanınmış bir vezir ise de fevkalade gazaplı, kendini beğenmiş, lüzumsuz yere çok kan dökücü idi. Eserleri Afyonkarahisar civarında bulunan "Hüsrev Paşa Hanı"'nı yaptırmıştır. Kaynakça Dış bağlantılar Uzunçarsılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.382-384 Danişmend, İsmail Hâmi (1971), Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul:Türkiye Yayınevi. Tektaş, Nazım. (2009), Sadrâzamlar - Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı. İstanbul:Çatı Kitapları. ISBN 9789758845000 Kategori:Osmanlı sadrazamları Kategori:1632 yılında ölenler Kategori:Doğum tarihi bilinmeyenler Kategori:Tokat'ta ölenler Kategori:İdam edilmiş Osmanlılar Kategori:Başı kesilerek idam edilmiş kişiler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri