James Wood'un bu terimi Harold Bloom'a sırf inadına, puştluk olsun diye ortaya attığını söyleyeceğim ama neyse ki daha aklı selim taraftan bakınca yoğanasının şeyi ne alaka diyebiliyorum. Ama şaka bir yana Harold Bloom'un çağın dahi yazarları olarak gösterdiği 4 yazardan 2'sine (Delillo ve Pynchon'a) bu terim üzerinden sallaması komik bir detay olmuş.
Sallaması derken ben biraz gevşek yazıyorum, sallama falan yok elbette ne var? Şu var: hysterical realism terimini Wood bu metinleri kınamak için kullanıyor ve diyor ki "siz bu metinlerinizle bir hissiyyattan ziyade bir sosyal işleyiş resmetmeye kalkıyorsunuz ve eserlerin içine yığdığınız yoğun ve çok fazla sayıdaki hikayeler zekice oyunlar vs bayıyor" vs vs vs tam böyle değil ama benzer şeyler söylüyor ve buradan da zikrettiğim yazarlara sallıyor ki onlardan birisi de David Foster Wallace. Düşünün artık.
Hysterical realism eleştiri noktasını aslında düşük edebiyat ya da ucuzluktan yapmıyor, Baudrillard'ın haklı bir şekilde anlam bombardımanı terimini kullanması gibi o da histerik hikaye bombardımanı diyor ve eleştirisini buradan kuruyor. Tamam diyor Wood en zeki sizsiniz en büyük hikayeyi siz kurdunuz Ulysses'i geçtiniz... buradaki temel eleştiri tıkanmanın gerçekçilikten kopmayıp onu aşırılaştırması ama bunun aksi de pek mümkün görünmüyor (affınıza sığınarak) biraz marksist olacak ama üretim araçları ve sosyal çevrenin bu hızla tırmalamanmasından da başka bir şey çıkamazmış gibi geliyor.
Eleştiri olarak tamam da "eee ya nolacağıdı?" sorusunda hepiciğimiz (marksistler hariç onlar çok akıllı kfldldşwşe) tıkanıyoruz. Hayırlı işler.
Sallaması derken ben biraz gevşek yazıyorum, sallama falan yok elbette ne var? Şu var: hysterical realism terimini Wood bu metinleri kınamak için kullanıyor ve diyor ki "siz bu metinlerinizle bir hissiyyattan ziyade bir sosyal işleyiş resmetmeye kalkıyorsunuz ve eserlerin içine yığdığınız yoğun ve çok fazla sayıdaki hikayeler zekice oyunlar vs bayıyor" vs vs vs tam böyle değil ama benzer şeyler söylüyor ve buradan da zikrettiğim yazarlara sallıyor ki onlardan birisi de David Foster Wallace. Düşünün artık.
Hysterical realism eleştiri noktasını aslında düşük edebiyat ya da ucuzluktan yapmıyor, Baudrillard'ın haklı bir şekilde anlam bombardımanı terimini kullanması gibi o da histerik hikaye bombardımanı diyor ve eleştirisini buradan kuruyor. Tamam diyor Wood en zeki sizsiniz en büyük hikayeyi siz kurdunuz Ulysses'i geçtiniz... buradaki temel eleştiri tıkanmanın gerçekçilikten kopmayıp onu aşırılaştırması ama bunun aksi de pek mümkün görünmüyor (affınıza sığınarak) biraz marksist olacak ama üretim araçları ve sosyal çevrenin bu hızla tırmalamanmasından da başka bir şey çıkamazmış gibi geliyor.
Eleştiri olarak tamam da "eee ya nolacağıdı?" sorusunda hepiciğimiz (marksistler hariç onlar çok akıllı kfldldşwşe) tıkanıyoruz. Hayırlı işler.