Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

I. İsmail

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
I. İsmail, bilinen adıyla Şah İsmail veya tam unvanıyla Ebu'l-Muzaffer Bahadır el-Hüseynî ( d. 17 Temmuz 1487, Erdebil - 23 Mayıs 1524, Tebriz), Safevî Tarikatı'nın lideri, Safevî Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır. I. İsmail'in egemenlik dönemi, İran tarihinin en önemli dönemlerinden biridir. İran coğrafyası, Şah İsmail tarafından 1501 yılında birleşik bir ülke haline gelmeden önce, yaklaşık sekiz buçuk yüzyıl önce Müslüman Araplar tarafından fethedilmesinden bu yana, yerel İran yönetimi altında birleşik bir ülke olarak var olmamıştı. Fakat bir dizi Arap halifesi, Türk sultanları ve Moğol hanları tarafından idare ediliyordu. Tüm bu dönem içinde yalnızca Büveyhîler döneminde İran coğrafyasının bir bölümü İranî bir yönetime kavuşmuştu. I. İsmail tarafından kurulan Safevî Hanedanı, iki asırdan fazla bir süre hüküm sürdü, tarihteki en büyük İran imparatorluklarından biri oldu ve gücünün zirvesindeyken, günümüzdeki İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ın çoğunu, Kuzey Kafkasya, Irak, Kuveyt ve Afganistan'ın yanı sıra, günümüz Türkiye, Pakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Suriye topraklarının bazı kısımlarına hükmederek kendi zamanının en güçlü devletlerinden biri oldu. Ayrıca, İran kültürünün Büyük İran'ın geniş bölgelerinde yeniden gelişmesini sağladı. Safevî İmparatorluğu'nun ortaya koyduğu miras, İran'ın Doğu ile Batı arasında ekonomik bir kale olarak yeniden canlanması, verimli bir devlet ve bürokrasinin kurulması, aynı zamanda mimari yenilikler ve güzel sanatların himaye edilmesiydi. I. İsmail'in ilk eylemlerinden biri, Şii İslam'ın İsnâaşeriyye mezhebini yeni kurulan devletinin resmî dini olduğunu ilan etmesi oldu ve bu durum, İran'ın sonraki tarihi için büyük sonuçlar doğurdu. Dahası, bu sert dönüşüm ona büyüyen Safevî Devleti'ni güçlü Sünni komşularından batıdaki Osmanlı İmparatorluğu ve doğuda Şeybanîler'den ayrılma konusunda siyasi bir fayda da sağladı. Kızılbaşlar ile beraber Aras Nehri'ni geçip Şirvanşahlar Devleti'ni yenmiş, daha sonra ise İran'da Şiilik mezhebini egemen kılıp, bölgede yaşayanları tek bir çatı altında birleştirerek Safevî Devleti'ni kurmuştur. Kurduğu devlette saray ve ordu dili olarak Azerbaycan Türkçesi, bürokrasi dili olarak Farsça kullanmıştır. Nüfus ve iktisadi gerekçelerle dönemin Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim ile hem siyasi hem askeri olmak üzere mücadele etmiş ve Çaldıran Muharebesi'nde Osmanlı'ya karşı büyük bir yenilgi yaşamıştır. Hayatı İlk yılları İsmail, 17 Temmuz 1487 tarihinde Erdebil şehrinde Türk Safevî Tarikatı'na mensup bir şeyh ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İsmail'in babası Şeyh Haydar, dedesi ise Şeyh Cüneyd'dir. Babası Haydar, Safevî Tarikatı'nın Sufî şeyhiydi ve tarikatın kurucusu Safiyüddin Erdebilî'nin (1252-1334) doğrudan soyundandı. İsmail'in annesi Alemşah Halime Begüm ise, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın kızıdır. Şeyh Haydar, öldürülmüş babası Şeyh Cüneyd'in öcünü almak için Kafkasya’ya düzenlediği sefer kapsamında 1488 yılında Şirvanşahlar Devleti'e saldırdı. Şirvan hükümdarı Ferruh Yasar yenilgiye uğrayarak Gülistan Kalesi civarına çekildi. Yedi ay muhasarada kaldıktan sonra Şirvan sultanı Ferruh Yasar, damadı olan Akkoyunlu sultanı Yakub Bey'den yardım istedi. Şeyh Haydar da, Alemşah Halime Begüm ile evlendiğinden, Yakub’un kardeşinin kocası idi; fakat Haydar’ın daha da güçlenmesini istemeyen Akkoyunlu hükümdarı, Ferruh'a bir kuvvet gönderdi. Akkoyunlu ve Şirvanşah ordularıyla Taberistan yakınlarında yapılan savaşta Şeyh Haydar öldürüldü. Babası Şeyh Haydar öldürüldükten sonra İsmail, dayısı Sultan Yakub tarafından annesi Âlemşah Begüm, kardeşleri Sultan Ali ve İbrahim ile birlikte Şiraz valisi Mensur Pürnak Bey’in yanına gönderildi. İsmail o sırada bir yaşındaydı. Sultan Yakup'un ömrünün sonuna kadar onlar Fars'ta İstahr kalesinde hapsedildiler. Sultan Yakup 1490'da eşi tarafından öldürüldü. Akkoyunlu dönemi küçükresim|160px|sağ|Şah İsmail Safevi Akkoyunlu tahtına geçen Rüstem Bey, kardeşi Baysungur ile yaşanan saltanat mücadelesinde Haydar'ın oğullarından yararlanmak için İsmail ve kardeşlerini hapisten çıkarıp serbest bıraktı. Neredeyse 4,5 sene (1489-1493) hapiste kalmış İsmail, kardeşleri ve annesi ile Tebriz'e geldiklerinde Rüstem tarafından çok saygılı bir şekilde karşılandılar. Fakat savaş sırasında İsmail'in büyük kardeşi Sultan Ali'nin ve Kızılbaşlar'ın cesurca çarpıştıklarını görünce korkuya kapılır, kendisini ve neslini ortaya çıkacak tehlikelerden korumak için Şeyh Cüneyd neslini ortadan kaldırmaya karar verir. Önce Erdebil'e gitmelerine izin verilmiş kardeşlerin orada güçlenmesinden endişe eden Rüstem Bey onları tekrar Tebriz'e getirdi. Burada müritlerinin birinden Rüstem'in onu öldüreceğini duyan Sultan Ali, kardeşleri ile birlikte Erdebil'e yola çıktı, onların gitmesini öğrenen Rüstem Bey, arkalarından ordu yolladı, Erdebil yakınlarında Şam Esbi çevresindeki çatışmada Sultan Ali öldürüldü. Ölümünden önce Şeyh Sultan Ali, İsmail'i varisi ilan eder. Kızılbaşlar, İsmail'in arandığını öğrenince onu bir süre Erdebil'de daha sonra da Reşt'te gizlenmesini sağlarlar. Daha sonra iki kardeş Şii olan Lahican Valisi Karkiya Mirza Ali'nin davetini kabul edip Lahican’a gittiler. Onların Lahican’da olduğuna emin olan Rüstem 300 kişilik askeri güç yolladı fakat Karkiya her iki kardeşi bir sepete koyarak onları ağaçtan sallayarak kardeşlerin Lahican topraklarında olmadığına yemin etmesi üzerine onlar Tebriz’e geri döndüler. Birkaç ay sonra büyük kardeş İbrahim, annesinden uzak kalmaya dayanamadı ve Erdebil’e yola düştü. Onun sonraki hayatı hakkında bilgi yoktur. İsmail, Lahican’da Şii alimlerinden Mevlâna Şemseddin Lahicî’den Arapça, Farsça, Kur’an, tefsir ve Şiî mezhebinin prensiplerini ve Kızılbaş reislerden harp tekniklerini öğrendi. Onun Lahican’da savaş eğitimi alıp almadığı konusunda pek bilgi yoktur. Harekete geçmeye karar veren İsmail, 1499 yılının Ağustos ayında yalnızca 7 sufi ile Lahican’ı terk etti. Erdebil'e vararak annesi ile görüştü, ecdatlarının mezarlarını ziyaret etti fakat Erdebil hâkimi Câkirlü Ali Bey’in baskısı ile Erdebil’i terk etmek zorunda kaldı. Şeyhlikten Şahlığa [[Dosya:Shah Isma'il, History of Shah Isma'il, by Mu'in Musavvir, Isfahan, Iran, c.jpg|küçükresim|sağ|Şâh İsmâ'îl'i, taç giymesinden önce kılınan son cuma namazında İmâm-i Zemân'ın kılıcını çıkarıp Tebrîz Cuma Cami'î minberinin merdivenlerinde vaaz verirken tasvir eden Mu'în Musavvir'in bir minyatürü, 1501."Yüce Şâh, Cuma günü Mescid-i Cami'-i Tebrîz'e gitti ve Şîî ileri gelenlerinden olan vaize, minbere çıkmasını emretti. Şâh, bizzat minberin önüne geçti, İmâm-ı Zemân 'Aleyhi's-Selâm'ın kılıcını kınından çıkardı ve parıldayan bir güneş gibi dikildi."]] [[Dosya:The Battle between Shah Ismail and Shaybani Khan.jpg|küçükresim|sağ|160px|Ebu'l Hayır (Şeybani Hanlığı)'na karşı zaferi]] 1500 yazında Erzincan'da Ustaclu, Şamlu, Rumlu, Tekelü, Zülkadir, Avşar, Kaçar ve Varsak Türkmen aşiretleri'nden oluşan 7.000 Kızılbaş, İsmail'in davetine icabet etmiştir. Kızılbaş ordusu, Kasım 1500'de Kura Nehri'ni geçerek Şirvanşahlar Devleti üzerine yürümüştür. Gülistan Kalesi yakınında gerçekleşen Çabani Meydan Muharebesi'nde Şirvanşah Ferruh Yesar'ın ordusunu yenmiş ve Bakü'yü ele geçirmiştir. İsmail, Şerur Savaşı'nda Akkoyunlu Elvend Mirza'nin ordusunu yendi. Elvend, Erzincan’a doğru kaçtı. Sonralar yeni ordu toplamaya çalışan Elvend, 1504'te hastalandı ve ardından Diyarbakır’da öldü. 1501 yılının yazında Tebriz'e girerek taç giyip resmen kendini “Şah” ilan etmiş, Safevi Devleti'ni kurmuştur. Şah olduğunda ilk yaptığı iş, Şii mezhebini resmi mezhep ilan etmesi oldu. Akkoyunlu hanedanından kalan Murat Bey, büyük bir ordu toplayarak Hemedan yakınlarındaki Hemedan Dağı eteklerine yerleşti. İki ordu arasında 21 Haziran 1503’de olan Elmakulak Savaşı’nda Kızılbaşlar'ın galip gelmesiyle Murat Bey Şiraz'a kaçtı. İsmail, 24 Eylül 1503 tarihinde Şiraz'a girmiş ve aynı yılın sonlarına kadar Azerbaycan, Fars ve Irak-ı Acem'in çoğu üzerinde hakimiyet kurmuştur. 1508'de Bağdat'a girdi. 1510'da Merv yakınında Şeybani Hanlığı'nı yendi, savaşta Şeybanî Han'ın ordusundan çoğu asker öldürüldü. Şeybanî Han'ın cesedi bulundu ve Kızılbaşlar onun başını kesip Şah İsmail'in yanına getirdiler. Çaldıran Muharebesi 1514'te Çaldıran Muharebesi'nde Osmanlı padişahı I. Selim'e yenilmiştir. Savaş sırasında Şah İsmail kurşunla kolundan yaralanarak atından düşmüş, bir Osmanlı askerinin saldırısı üzerine Şah'ın yanındaki askerlerden Mirza Sultan Ali, "Şah benim" deyip süvariye doğru koşarak esir düşmüş, bu sırada bir Atçeken Hızır adlı muhafızı da Şah'a atını vererek kaçmasını sağlamıştır. Bu yenilgiden sonra ruhsal bir çöküntü yaşayan Şah, savaştan uzak durmaya çalışırken ülke ile ilgili işlere pek önem vermemeye başladı, devlet işlerini daha çok emirlerine havale etti. 1514'ten vefat edene kadar Şah, şahsen hiçbir savaşa girmemiştir. Şah İsmail 23 Mayıs 1524'te Tebriz’de 36 yaşındayken iç kanamadan öldü. Erdebil'deki Safevi Türbesi'ne defnedildi. Şah İsmail'in on bir çocuğu vardı, bunların altısı erkek ve beşi kız idi. İran'ı Şiileştirmesi Şah İsmail, 1501 yılında Tebriz'de tahta oturduktan sonra Şiiliği resmî mezhep ilan etmek için Kızılbaş emirleri ile istişare etti. Emirler, Tebriz halkının dörtte üçünün Sünni olduğunu, başlarında bir Şii hükümdar istemeyeceklerini ve buna karşı çıkacaklarını ifade ettiler. Şah İsmail ise, "Kimseden korkmuyorum. Allah ve On İki İmam benimledir. Eğer bir söz söylenirse kılıcımı çeker ve kimseyi sağ bırakmam." dedi. Ertesi gün Tebriz Cuma Camii'nde Şii alim Mevlana Ahmed Erdebilî On İki İmam adına hutbe irad etti. Camide neredeyse her iki kişinin arasında silahlı bir Kızılbaş bulunuyordu. Şah İsmail, hutbenin okunduğu minberin yanındaydı. Cami ahalisinin yarısı bu durumdan memnuniyet duyarken diğer yarısı homurdanmaya başlayınca Kızılbaşlar kılıçları ile onları susturdular. Hutbe bittikten sonra Ebubekir, Ömer ve Osman'a lanet okundu ve artık her yerde ilk üç halifeye lanet okunması gerektiği ve okumayanların katledilmesi emredildi. Ayrıca ezana "Muhammed ve Ali hayrü'l-beşer", "Eşhedü enne Aliyye veliyullah" ve "Hayyi alâ hayrü'l-amel" ifadeleri eklendi. Şah İsmail döneminde Safevi-Osmanlı ilişkileri Safevî Devleti gibi güçlü bir devletin kurulması Osmanlı İmparatorluğunu rahatsız ediyordu. Anadolu Kızılbaşları'nın İsmail'in yanında yer alması, Osmanlı sınırında artan isyanlar ve dini sebepler, I. Selim ile Şah İsmail'i karşı karşıya getirdi. 1513'de I. Selim, Safevî Devleti'ne hücuma geçti. Sultan Selim'in yazdığı mektupların birisi Türkçe, diğerleri Arapça ve Farsçadır. Şah İsmail de hem Türkçe hem Farsça mektuplar yazmıştır. Yine 1514 yılında Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu, Safevileri yenerek büyük bir galibiyet elde etti. Katliamları Tebriz'i aldıktan sonra Akkoyunlu hanedanına mensup kişiler ile babası Şeyh Haydar'a karşı savaşanların mezarları açılıp kemikleri yakıldı. Akkoyunlu Elvend Mirza'nın askerlerinden 800'den fazlası kılıçtan geçirildi. Babası Şeyh Haydar'ın başının köpeklere atılmasının intikamını bütün sokak köpeklerini öldürerek aldı. İlk üç halifeye lanet okumayanların katledilmesi, Safevilere ve Şiilere sevgi duyan kişilere zulmeden Sünnilerin intikam ateşinde yakılmaları emredildi. Tebriz ele geçirildikten sonra Azerbaycan'da pek çok kişi katledildi. Asta Kalesi, bir ay direndikten sonra aman dileyerek kaleyi teslim ettiler ancak kale halkına ve Türkmenlere katliam yapıldı ve kimi rivayetlere göre 30.000 kimi rivayetlere göre 10.000 kişi katledildi. Türkmenlerin lideri kazığa geçirtilip yakıldı. Yezd ele geçirildikten sonra şehirde katliam yapılarak en az 7000 kişi öldürüldü. Ebruh hakimi, Osmanlı elçisinin gözü önünde kadın, erkek akrabalarıyla beraber ateşte yakıldı. Kızılbaşlar, Tabes'i ele geçirdikten sonra 7.000 veya 1.000 kişi katledildi. Babası Şeyh Haydar'la savaşanlar soruşturuldu ve bunun neticesinde pek çok Türkmen kabilesine mensup kişi öldürüldü. Bağdat'a girince çoluk çocuk ayırt etmeden pek çok Türkmen katledildi. Ebu Hanife'nin türbesini yıkıp mezarını açıp kemiklerini yaktılar. Sünni şehri olan Herat'ı ele geçirince en az 2.000 veya 3.000 kişiyi öldürdü. Herat'ta ilk üç halifeye lanet etmeyi reddeden Şeyhülislam Seyfeddin Ahmed yakılarak, Hafız Zeyneddin ise feci şekilde öldürüldü. Şairliği küçükresim|sağ|İsmail'in Divan'ının Milli Şura Meclisi Kütüphanesi'nde (İran) bulunan bir yazma nüshasından iki sayfaŞah İsmail, Hatai mahlasıyla şiirler yazdı. Sanatçı kişiliği çok zor koşullar altında geçen çocukluğu sırasında oluştu. Aruz ve heceyle yazdığı şiirler Azerbaycan edebiyatının Nesimi ve Fuzuli arasındaki döneminin en güçlü temsilcisi olduğunu kanıtlar. Özellikle heceyle yazdığı şiirler Anadolu'da gelişen tekke edebiyatını büyük ölçüde etkiler. Alevi-Bektaşi edebiyatının en güzel örneklerini sunar. "Hatai" takma adı ile Azerbaycan Türkçesinde şiirler de yazmıştır. Dehname adında mesnevi türünde yazmış olduğu eser Azerbaycan edebiyatında mesnevi türünde yazılmış ilk şiirlerden biridir. Şiirlerinde dini ve siyasi motifler de vardır: Allah Allah deyin gaziler, Gaziler deyen Şah menem, Karşu gelün secde kılun, Gaziler deyen şah menem. "Sayılır" redifli hece vezni ile şiiri: Hü Diyelim Gerçeklerin Demine Gerçeklerin Demi Nurdan Sayılır On İki İmam Katarına Uyanlar Muhammed Ali'ye Yardan Sayılır Üç Gün İmiş Şu Dünyanın Safası Safasından Artık Olur Cefası Gerçek Erenlerin Nutku Nefesi Biri Kırktır Kırkı Birden Sayılır İhlas İle Gelen Bu Yoldan Dönmez Dost Olan Dostuna İkilik Sanmaz Eri Hak Görmeyen Hakk'ı Göremez Gözü Bakar Amma Körden Sayılır Gerçek Aşık Menzilinde Durursa Çerağ Gibi Yanıp Yağı Erirse Eksikliği Kendözünde Bulunursa O Da Erdir Yine Erden Sayılır Şah Hatayi'm Eydür Bağdad'dır Vatan İkilikten Geçip Birliğe Yeten Erenler Yanında Kıyl Ü Kal Tutan Yolu Dikenlidir Hardan Sayılır Çocukları Oğulları: I. Tahmasb Elkas Mirza (15 Mart 1515 – 10 Nisan 1550) Esterabad valisi 1532/33–1538, Şirvan valisi 1538–1547 ve Derbent valisi 1546–1547. Osmanlı yardımı ile ağabeyi Tahmasb'a isyan etti. Yakalandı ve Kahkaha Kalesi'nde hapsedildi. İki oğlu vardı; Ahmed Mirza (ö. 1568) Ferruh Mirza (ö. 1568) Rüstem Mirza (d. 13 Eylül 1517) Sam Mirza (1517 – Aralık 1567) Horasan valisi 1521–1529, 1532–1534 ve Erdebil valisi 1549–1571. Kardeşi Tahmasb'a karşı isyan etti, yakalandı ve Kahkaha Kalesi'nde hapsedildi. Behram Mirza (7 Eylül 1518 – 16 Eylül 1550) Horasan valisi 1529–1532, Gilan valisi 1536–1537 ve Hemedan valisi 1546–1549. 4 oğlu vardı: Hasan Mirza genç yaşta öldü, Hüseyin Mirza (ö. 1567) Ebu'l Feth Sultan İbrahim Mirza (1541–1577), Bediüzzaman Mirza Sultan Hüseyin Mirza (d. 11 Aralık 1520) Kızları: Perihan Hanım Mehin Banu Hanım Şah Zeynep Hanım Ferengis Hanım Haneş Hanım Şahnevaz Begüm Güneş Hanım Ayrıca bakınız Notlar Kaynakça Canfield, Robert L. Turko-Persia in historical perspective. Cambridge University Press, 2002. Duğlat, Mirza Haydar. "Tarih-i Reşidî,(çev: Osman Karatay)." (2006). Herevi, Emir Sadreddin İbrahim Eminî-I. "Fütühat-ı Şahî." (2004). Hürşah, B. Kubad el-Hüysenî "Tarih-i İlçi-yi Nizamşah." (1379/2001). el Hüseyn, Kadı Ahmed bin Şerafeddin. "el Hüseynî Kummî, Hulâsatü t-Tevârîh, C. I, hzl." İhsan İşrakî, İntişârât-ı Danişgâh-ı Tehran, Tahran 1383. Kamal, Muhammad. Mulla Sadra's transcendent philosophy. Ashgate Publishing, Ltd., 2006. Kazvinî, Yahyâ-yi. "Lübbü't-Tevârih." (2006): 195-218. Kazvini, Budak Münşi-I. "Cevahirü’l-ahbâr." Lewis, Bernard. "Ortadoğu, İki Bin Yıllık Ortadoğu Tarihi." Ankara: Arkadaş Yayınevi (2005). Minorsky, Vladimir. "The Poetry of Shāh Ismā'īl I." Bulletin of the School of Oriental and African Studies 10.04 (1942): 1006-1029. Münşî, İskender Bey. "Târih-i âlem-ârâ-yı Abbâsî." Özel, Oktay. "The Qizilbash Education and the Arts." Rumlu, Hasan-I. "Ahsenü’t-Tevârîh, çev." Mürsel Öztürk, TTK, Ankara (2006). Şirazî, Abdi Bey. "Tekmiletü‟ l-Ahbâr (Târîh-i Sûfiye ez Âğâz tâ 978 Hicrî/Kamerî), hzl." Abdul Hüseyin Nevaî, Neşr-i Ney, Tahran 1369. Thackston, Wheeler McIntosh, ed. Habibü's-siyer: Moğol ve Türk hâkimiyeti. Vol. 1. Dept. of Near Eastern Languages and Civilizations, Harvard University, 1994. Dış bağlantılar Kategori:1487 doğumlular Kategori:1524 yılında ölenler Kategori:16. yüzyıl yazarları Kategori:Safevî şahları Kategori:Azerice eser veren şairler Kategori:Farsça eser veren şairler Kategori:Alevilik Kategori:Erdebil doğumlular Kategori:Tebriz'de ölenler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri