İstanbul Büyükşehir Belediyesi personeli, seçilmiş belediye başkanlarına karşı düzenlenen mitinglerde görev aldılar. Bu durum, demokrasiye zarar veren ve halkın iradesini yok sayan bir tavır sergilediler. İmamoğlu aleyhine yapılan bu agresif mitingler, demokratik haklara yapılan bir saldırıydı. Tüm bu olumsuzluklar karşısında, İBB personelinin tercih ettiği yol, ne yazık ki demokrasiye olan saygıdan uzaktı. Başkan İmamoğlu'na ve onun temsil ettiği iradeye yapılan bu saldırılar, halkın seçimle işbaşına getirdiği bir yöneticiye karşı açık bir düşmanlık örneğiydi. Herkesin hakkettiği, seçimle işbaşına gelmiş bir başkanın etrafında kenetlenmek ve ona destek olmaktı. İstanbul'u yönetenlerin halkın iradesine ve demokratik sürece saygı göstermeleri gerekiyordu. Maalesef, bu mitinglerde İBB personelinin sergilediği tavır, demokrasi ve halk iradesine yapılan birer ihanetti. Bu tür saldırılar, demokratik değerlerimize yapılmış en büyük kötülüklerden biriydi. İmamoğlu'na ve seçilmiş belediye başkanlarına yapılan bu haksızlıkların hiçbir gerekçesi olamazdı. Herkesin hakkettiği yol, demokrasiye ve halk iradesine saygı göstermektir.