İhsan Oktay Anar olmasa Orhan Pamuk'a gönül rahatlığıyla yaşayan en iyi Türk romancısı diyebilirim. Ancak İhsan Oktay Anar'ı diğer yazarlardan fersah fersah ayıran bir özelliği var. Bu adam edebi gücünü tarih, felsefe ve fizikle öyle güzel harmanlıyor ki insanı kendine hayran bırakıyor. Yani Orhan Pamuk düz bir yazıcı iken İhsan Oktay Anar all-in one printer gibi. Hem yazıyor, hem tarıyor, hem fotokopi çekiyor, hem faks çekip e-mail atıyor. Adam efsane bir donanıma sahip. Puslu Kıtalar Atlası ile ilgili şöyle bir bilgi hatırlıyorum. Kitabı yazıp posta ile iletişim yayınlarına gönderdiğinde kitabı okuyan editör (ismini hatırlayamadım ama edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden biriydi) bu kitabı yazmak için kaç bin tarih kitabı okumuş olmak lazım diye hayrete düştüm diyordu. Üstelik tarihçi bile değil kendisi. Hatta sanki binlerce yıldır Tophane, Karaköy arasında yaşamış gibi yazıp betimlediği yerlere sadece 2 kez turist gibi gezmeye gitmiş. İyi ki var ve dilini Türkçe okuyabiliyoruz. Çünkü çevirisinin orijinal dilinin tadını vermesi mümkün değil. Kendisi bu ülke için bir lütuf. Değerini bilelim.