Kazılar J. Mellaart tarafından saptanan höyükte, O. Pelen başkanlığında 1969 yılında başlayan kazılara, 1974 yılında Prof. Dr. Uluğ Bahadır Alkım tarafından başkanlık edilmeye başlanmıştır. 1981 yılından itibaren ise başkanlığı Prof. Dr. Önder Bilgi üstlenmiştir. Kazılar 2006 tarihinden itibaren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Türk Tarih Kurumu'nun mali desteğiyle yürütülmektedir. Erken Tunç Çağı yapı katında açığa çıkarılan yanmış kütüklerin incelenmesiyle o döneme ait bir kütük evin planı tasarlanmıştır. Ziyaretçilere yerleşim hakkında bir fikir vermesi amacıyla böyle bir kütük ev inşa edilmiş ve ziyarete açılmıştır. Tabakalanma Kazı çalışmaları höyüğün Hitit (Kalkolitik Çağ, Tunç Çağı), Orta ve Geç Demir Çağı, Roma Dönemi yerleşmelerine mekan olduğunu göstermektedir. Tunç Çağı ve Demir Çağı yerleşimleri (IV. ve III. tabakalar) belirgin biçimde farklıdır. Buluntular İkiztepe Höyüğü'nde Kalkolitik Çağ'dan itibaren tüm evreler boyunca ahşam mimari kullanılmıştır. Eski Tunç Çağı ahşam mimarisinde zemin düzeltilmiş, temel atılmadan ahşap bir kasnak üzerine, kütükler yatay olarak üst üste konularak sabitlenmiştir, duvarlar çıkılmıştır. Kütüklerin arası çamurlar doldurulur. Öyle ki yapı duvarlarının hem iç, hem de dışında bu çamur sıva, kalınca bir katman oluşturur. Çatı ise eğik olup sazlarla örtülmüştür. Eski Tunç Çağı sonu ile Hitit dönemi başlangıcında ise kütük yerine dilinmiş tahtalar kullanıldı ve bunlar birbirine kenetlenmiştir. Eski Tunç Çağı III dönemine tarihlenen yapı katında bir nekropol bulunmuştur. Sayısı altmışa yaklaşan gömüt hediyelerinin neredeyse hepsi bronz olup, çeşitli süs eşyaları ve silahlar ile üç toprak kaptır. Demir Çağı yerleşiminin güçlü bir sur sistemiyle çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Bu döneme ait çanak çömleğin Kilikya Demir Çağı çanak çömlekleri arasında yakın bir bağlantı saptanmıştır. Dışarıdan gelen seramikler ise Frig, Güneybatı Anadolu ve Girit seramikleridir. Erken Demir Çağı tabakası MÖ 13. yüzyıla tarihlenmekte olup Hitit tabakasının hemen üzerine oturmaktadır. Burada görülen kesintisizliğin Demir Çağı yerleşimi sakinlerinin, Hitit dönemi istila ederek yerleşen bir halk olduğu tezini getirmektedir. Tepe II'de 2010 yılı kazılarında ele geçen 58cm uzunluğundaki arsenikli bakırdan, dört kanatlı mızrak ucu, Anadolu'da bugüne kadar ele geçen en uzun mızrak ucudur. Döküm olarak tek seferde üretilmiş olması teknik bir başarı olarak görülmektedir. Kazı başkanınca Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın geç evresine tarihlenmiştir. Dış bağlantılar Harita Notlar Kaynakça Kategori:Samsun'daki höyükler Kategori:Bafra