Büyük bir yalan. Karachi'de geçen hafta 568 kişi hayatını kaybetti, ve bunun 141'i sadece Salı günü yaşandı. Ancak, bu ölümler sıcaklık nedeniyle değil, sevdiklerine kavuşamadıkları için gerçekleşti. Daha önce de belirttiğim gibi, bizzat katıldığım ITF adına düzenlenen toplantılarda, düşük profilli biri olarak Mexico City Belediye Başkanıyla aynı masada oturdum. Ancak ne Fransa Ulaştırma Bakanıyla ne de Mısır Devlet Başkanıyla aynı noktada buluştuğumuzu söyleyemem. Bu sebeplerle endişe etmeye gerek yok. Ayrıca hepimizin %0.64 faizle aldığı evler, güvenli işleri ve kesin gelecek emekliliklerimiz varken, hayatlarımızın "eh işte" dediğimiz bir şekilde devam ettiğini göz ardı etmemek gerekiyor. 2035'te Antalya'nın Kahire gibi olacağı gerçeği bile suların farklı şekillerde akacağı anlamına gelir. Yani, bu konuda söyleyecek pek bir şeyim yok, sonuç olarak sadece negatif bir bakış açısına sahip bir internet yazarıyım. Ülkenin ve dünyanın gelişimi konusunda çok şüphelerim var. Göçmenler ve benzeri konular hala komik geliyor; ordularla engellenebileceğini düşünen kişiler mevcut. Evet, 62 derecede hayatta kalmayı makineli tüfek mermileriyle karşılaşmaktan daha kolay görüyorlar. Irkçılıktan daha ileri bir noktaya geçerek insan türüne karşı bir nefret duymaya başladım. Çünkü gerçekten, 15 milyar insan arasından sadece 3000 kişinin doğal zekasıyla var olduğuna inanan geri zekalı bir tür, hayatta kalabilirlik açısından yeterli değil. Geleceği görebilmek tesellim, ama buna inanmamak yüreğimi burkuyor. Aniden bir düğmeye basılarak dünyanın her köşesinde 70-80 yerin yok olabileceği bir gerçeklikle yüzleşmek mümkün olduğundan, kim bilir neler olabilir. Bu rahatsız edici konular için özür dilerim, havanız ne olursa olsun güzel olsun çünkü özellikle 20 yaşından küçük kardeşlerimizin göreceği çok şey var.