Geçtiğimiz günlerde ekşi sözlük'te tanıştığım yakın arkadaşım Yaren ile nihayet buluşmaya karar verdik. Yaren beni hem zekasıyla hem de güzelliğiyle etkilemişti ve artık nihayet onu da etkileyebilecektim.
Nerede buluşsak diye ekşi sözlük'teki diğer arkadaşlarıma sordum, soruşturdum ve Yaren'i kadıköy'de vasat bir üçüncü nesil kahvecide kahve içmeye davet ettim. Kabul etmesi üzerine gebze'den yola koyuldum. Yaren beni kadıköy'lü biliyor, bu arada. Eğer her şey yolunda giderse de Yaren'i oralarda yemeğe şık bir yere götürürüm diye düşündüm.
Yaren kahveciye geldi tabii ki. Ben onu çiçek ve çikolatayla karşıladım ve sandalyesini çekip oturttum. Yarenle siyaset, futbol, din ve evlilikten söz ettik biraz. Bu arada ben 40 yaşındayım, Yaren de 25 yaşında ve hiç evlenmemiş benim gibi. Yaren'e gelecek planlarımdan bahsettikten sonra bir arkadaşının acile kaldırılmasına dair gelen telefonla Yaren, bence çok güzel geçen buluşmamızdan bu acil durum sebebiyle ayrıldı. Ona hastaneye birlikte gitmeyi teklif ettim ancak henüz yeni tanıştığımızı ve bunun uygun olmayacağını söyledi bana. Açıkçası bunu beklemiyordum. Aylardır mesajlaştığım, entry'lerimi favlayan, yazdığı başlıklara yazdığım, gece gündüz mesaj attığım ve yakınlık kurduğum Yaren bana bir yabancıymışım gibi soğuk ve mesafeli davranmıştı.
Gözyaşlarımı içime akıtarak ona “Peki, Yaren” dedim. “Ama bu benden olsun, bir dahakini de sen ödersin”. Yaren kabul etti. Birlikte kalkıp kasaya ilerledik. Çiçek ve çikolatasını masada unuttuğunu fark ettim ve koşarak masaya gidip kasaya geri döndüm. Yaren gitmişti.
Kasadaki elemana bozulduğumu hiç belli etmeden “Gidecekti zaten” deyip, kendimden emin bir şekilde 200 liralık banknotu uzattım, “Üstü kalsın” dedim ve uzaklaştım. Yaren'i yakalayabilirdim hala. Eleman arkamdan koşup hesap “1000tl beyefendi” dedi.
“2 kahve 2 de kruvasan yedik lütfen kontrol edin bir yanlışlık olmasın, ben turist değilim bu arada ona göre” dedim elemana. Eleman “Hesapta bir yanlışlık yok beyefendi” dedi. Kredi kartımı uzattım bunun üzerine ve 3 ayrı karttan çekim yapmasını söyledim. Limitim yetmedi. 30 derece havada keşke takım elbise giymeseydim diye düşündüm ve gerildim. Ter içinde kalmıştım. Şarjım da bitmişti. Kimseyi arayamayacak haldeydim. Şarj aletleri de yoktu bana göre. Yoldan geçenlerden yardım istemeye başladım. Dilendim. Ne yazık ki gerekli miktarı toplarlayamadım. En sonunda birinden rica ettim ve son çare olarak babamı aradım. Açmadı. Annemi aradım. “Ben nasıl geleyim ta gebze'den yavrum babanı ara sen” dedi. Babamı aramaya devam ettim fakat açmadı. Eleman yanıma geldi “Abi nasıl yapalım” diye sordu. Elemana üzgün olduğumu ve beni tutuklamaları için polis çağırmasını söyledim. Eleman halime üzülüp “Abi akşama kadar bekleyelim istersen belki toparlarsın parayı” dedi. Dükkanda rehin kalmıştım. Artık tutmuyordum gözyaşlarımı. Terime karışıyorlardı. Yaren yanında bir çocukla neşeyle önümden geçti. Seslendim. Dönüp baktı. Kaşlarını çatıp koşmaya başladı yanındaki çocuğu da çekiştirerek. Benden kaçtı. “Kimse beni sevmiyor anne” diye düşündüm. “Evet oğlum” diye cevap verdi annem. Bir hışımla ayağa kalkıp “Şu kartları tekrar deneyelim” dedim. Eleman kartları tekrar denedi ve “Abi maalesef limit yetersiz diyor” dedi. Giydiğim takım elbiseyi taksitle aldığımı hatırladım ve limite bloke konduğunu anladım. Rezil olmuştum bütün dünyaya.
Birkaç gün geçti aradan. Israrla polis çağırmamaları üzerine dükkanda çalışmaya başladım. Bugün pazar olduğu için iyi iş yaptık. Hesabı ödeyebileceğim nihayet diye düşünüyorum. Annem çok merak etmemiştir beni umarım.
Nerede buluşsak diye ekşi sözlük'teki diğer arkadaşlarıma sordum, soruşturdum ve Yaren'i kadıköy'de vasat bir üçüncü nesil kahvecide kahve içmeye davet ettim. Kabul etmesi üzerine gebze'den yola koyuldum. Yaren beni kadıköy'lü biliyor, bu arada. Eğer her şey yolunda giderse de Yaren'i oralarda yemeğe şık bir yere götürürüm diye düşündüm.
Yaren kahveciye geldi tabii ki. Ben onu çiçek ve çikolatayla karşıladım ve sandalyesini çekip oturttum. Yarenle siyaset, futbol, din ve evlilikten söz ettik biraz. Bu arada ben 40 yaşındayım, Yaren de 25 yaşında ve hiç evlenmemiş benim gibi. Yaren'e gelecek planlarımdan bahsettikten sonra bir arkadaşının acile kaldırılmasına dair gelen telefonla Yaren, bence çok güzel geçen buluşmamızdan bu acil durum sebebiyle ayrıldı. Ona hastaneye birlikte gitmeyi teklif ettim ancak henüz yeni tanıştığımızı ve bunun uygun olmayacağını söyledi bana. Açıkçası bunu beklemiyordum. Aylardır mesajlaştığım, entry'lerimi favlayan, yazdığı başlıklara yazdığım, gece gündüz mesaj attığım ve yakınlık kurduğum Yaren bana bir yabancıymışım gibi soğuk ve mesafeli davranmıştı.
Gözyaşlarımı içime akıtarak ona “Peki, Yaren” dedim. “Ama bu benden olsun, bir dahakini de sen ödersin”. Yaren kabul etti. Birlikte kalkıp kasaya ilerledik. Çiçek ve çikolatasını masada unuttuğunu fark ettim ve koşarak masaya gidip kasaya geri döndüm. Yaren gitmişti.
Kasadaki elemana bozulduğumu hiç belli etmeden “Gidecekti zaten” deyip, kendimden emin bir şekilde 200 liralık banknotu uzattım, “Üstü kalsın” dedim ve uzaklaştım. Yaren'i yakalayabilirdim hala. Eleman arkamdan koşup hesap “1000tl beyefendi” dedi.
“2 kahve 2 de kruvasan yedik lütfen kontrol edin bir yanlışlık olmasın, ben turist değilim bu arada ona göre” dedim elemana. Eleman “Hesapta bir yanlışlık yok beyefendi” dedi. Kredi kartımı uzattım bunun üzerine ve 3 ayrı karttan çekim yapmasını söyledim. Limitim yetmedi. 30 derece havada keşke takım elbise giymeseydim diye düşündüm ve gerildim. Ter içinde kalmıştım. Şarjım da bitmişti. Kimseyi arayamayacak haldeydim. Şarj aletleri de yoktu bana göre. Yoldan geçenlerden yardım istemeye başladım. Dilendim. Ne yazık ki gerekli miktarı toplarlayamadım. En sonunda birinden rica ettim ve son çare olarak babamı aradım. Açmadı. Annemi aradım. “Ben nasıl geleyim ta gebze'den yavrum babanı ara sen” dedi. Babamı aramaya devam ettim fakat açmadı. Eleman yanıma geldi “Abi nasıl yapalım” diye sordu. Elemana üzgün olduğumu ve beni tutuklamaları için polis çağırmasını söyledim. Eleman halime üzülüp “Abi akşama kadar bekleyelim istersen belki toparlarsın parayı” dedi. Dükkanda rehin kalmıştım. Artık tutmuyordum gözyaşlarımı. Terime karışıyorlardı. Yaren yanında bir çocukla neşeyle önümden geçti. Seslendim. Dönüp baktı. Kaşlarını çatıp koşmaya başladı yanındaki çocuğu da çekiştirerek. Benden kaçtı. “Kimse beni sevmiyor anne” diye düşündüm. “Evet oğlum” diye cevap verdi annem. Bir hışımla ayağa kalkıp “Şu kartları tekrar deneyelim” dedim. Eleman kartları tekrar denedi ve “Abi maalesef limit yetersiz diyor” dedi. Giydiğim takım elbiseyi taksitle aldığımı hatırladım ve limite bloke konduğunu anladım. Rezil olmuştum bütün dünyaya.
Birkaç gün geçti aradan. Israrla polis çağırmamaları üzerine dükkanda çalışmaya başladım. Bugün pazar olduğu için iyi iş yaptık. Hesabı ödeyebileceğim nihayet diye düşünüyorum. Annem çok merak etmemiştir beni umarım.