Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni ilan ederken demokrasinin çatısı olarak belirlediği kurucu değerleri ve inkılapları göz ardı ettiği ve toplumun taleplerinin bu değerlerin üzerinde olduğunu öne sürdüğü için Atatürk'e uzak bir söylem olarak değerlendirilebilir.
Atatürk, halkın bu değerlere uymasını istediği için demokrasinin temelini kurucu değerler üzerine kurmuştur. Yönetim sistemi Cumhuriyet'tir ve cumhuriyetin ilke ve inkılapları ile icra edilebilir hale getirilmiştir.
İmamoğlu, "demokrasinin çatısı" ve "yönetim sistemi" ifadelerini aynı cümle içerisinde kullanarak "sivil toplumun isteği yönetim sisteminin üzerindedir" mesajını vermekte ve bu da "toplum kesimlerinin isteği kurucu değerlerin de üzerindedir" anlamına gelebilir.
Atatürkçülük için demokrasi, halkın talebi demektir. Demokrasiyi koruyan ve halkın talep edebilme hakkını güvence altına alan şey ise cumhuriyetin kurucu değerler ilkesidir.
Siyasi kariyerini popülizm üzerine kuran ve halkın talebini kendi çıkarına hizmet edecek şekilde kullanan siyasetçiler, kurucu değerleri geride bırakabilir ve sözde kemalist olup içerik bakımından en anti-kemalist olabilirler.
Bu bağlamda, İmamoğlu'nun açıklamaları, Atatürk'ün temel ilkelerine ters düşen bir popülist yaklaşıma işaret edebilir.
Atatürk, halkın bu değerlere uymasını istediği için demokrasinin temelini kurucu değerler üzerine kurmuştur. Yönetim sistemi Cumhuriyet'tir ve cumhuriyetin ilke ve inkılapları ile icra edilebilir hale getirilmiştir.
İmamoğlu, "demokrasinin çatısı" ve "yönetim sistemi" ifadelerini aynı cümle içerisinde kullanarak "sivil toplumun isteği yönetim sisteminin üzerindedir" mesajını vermekte ve bu da "toplum kesimlerinin isteği kurucu değerlerin de üzerindedir" anlamına gelebilir.
Atatürkçülük için demokrasi, halkın talebi demektir. Demokrasiyi koruyan ve halkın talep edebilme hakkını güvence altına alan şey ise cumhuriyetin kurucu değerler ilkesidir.
Siyasi kariyerini popülizm üzerine kuran ve halkın talebini kendi çıkarına hizmet edecek şekilde kullanan siyasetçiler, kurucu değerleri geride bırakabilir ve sözde kemalist olup içerik bakımından en anti-kemalist olabilirler.
Bu bağlamda, İmamoğlu'nun açıklamaları, Atatürk'ün temel ilkelerine ters düşen bir popülist yaklaşıma işaret edebilir.