Aşkı genellikle "kalp" ile ilişkilendiririz ama aslında aşkın nasıl hissedildiği veya hangi organdan kaynaklandığı konusu, insanların kafasını kurcalayan bir sorudur. İnsanlık, aşık olmayı düşünürken genellikle "pompa"dan esinlenerek aşkı sembolize etmek için kalbi seçmiştir. Zamanla, bu ulvi yük kalbe yüklenmiş ve kalpten hissetmek, kalpten konuşmak, kalpten sevmek gibi ifadeler önem kazanmıştır. Ancak bu kalp-aşk ilişkisi diğer organlara haksızlık değil mi acaba? Herkesin aşk için kalbini mi kullanması gerekiyor? Ben hatırlıyorum, bir keresinde aşık oldum ve gözlerim çok tuhaf seğirdi; başka birinde dizlerim jöle gibi titredi; bir diğerinde ise kulağımın memesi bile esrimişti. Bu durumda "kalp" belki aşkın kesin organı değil, en azından benim için değil. Acaba diğer insanlar nereden aşık oluyorlar, merak etmemek elde değil. Bence insanlar tam da farklılıklarından dolayı aşık olurlar. Ancak bu farklılık maalesef bir organla ilgili değil.