1918 yılının Mart ayında, Kansas'taki Camp Funston'daki Amerikalılar bir grip salgınının patlak verdiğini fark ettiler. Birleşik Devletler'in savaşa hazırlandığı bu dönemde, askerler ülkenin dört bir yanına ve daha sonra dünyaya dağıtıldı. Sonuç olarak, "İspanyol Gribi" olarak bilinen bu hastalık, bir alev gibi tüm ülkeyi sardı ve vatandaşlar kitleler halinde hasta olmaya başladı. Neredeyse her yerde maskeler takılmaya başlandı ve önlem amaçlı olarak kullanıldı.
Hastalık, Avrupa'nın kalabalık savaş alanlarına ve Üçüncü Dünya'nın ücra köşelerine ulaştığında, insanlığı daha önce görülmemiş bir şiddetle vurdu ve dünyanın en kötü salgınlarından biri haline geldi. Bu grip salgını, Orta Çağ'daki Kara Veba'dan bile daha fazla can aldı. 1918-1919 arasındaki İspanyol Gribi, Büyük Savaş'ın heyecanlı sonuna denk geldi ve tarihte sıklıkla göz ardı edildi. 22 milyon kişiyi öldüren ve bir milyarı pençesine alan salgın, dünya nüfusunun neredeyse dörtte birini etkiledi.
Ölüm oranlarının en yüksek olduğu yerler, gıda kıtlığından muzdarip Avrupa ülkeleriydi, yani insanların direnci daha düşüktü. Rusya'da 400.000, Almanya'da ise 300.000 insan hayatını kaybetti. Savaşın getirdiği büyük zorluklara rağmen, çatışmanın hafiflediği sırada bu sessiz katilin pençesine düşmek siviller için bir felaketti. Londra'yı vuran hastalık, birkaç hafta içinde 18.000 kişinin ölümüne yol açtı. Bir kadın dehşetini şöyle aktarıyor: "Burada durum korkunç, bu yeni grip onu tanımladıkları gibi tam bir veba ve insanları sokakta yürürken dahi bir bir alıyor. Cenaze evleri tabut yetiştiremiyor ve insanları yeterince hızlı gömemiyor."
Grip, askerler için özellikle korkutucuydu. Ailelerinin güven içinde onları beklediklerini bilmeleri, teselli kaynaklarıydı, ancak şimdi bu bile ellerinden alınmıştı. Grip, birçok askerin ironik ve trajik sonunu temsil ediyordu. Yıllarca savaşta çarpışıp hayatta kalan askerler, zafer vaktinde bu illetin pençesinde can vereceklerdi. Genç ve güçlü askerlerin ölümünü izlemek zorunda kalan bir tabip, üzüntüyle şunları aktarmıştır: "İngiliz kolonilerinin gözdesi olan o dağ gibi Anzaklar, savaşın tüm tehlikelerini atlatmalarının ardından sinekler gibi ölüyorlardı." (Andrew Wiest, Birinci Dünya Savaşı Tarihi, s.297-298).
Bu içerik, İspanyol Gribi'nin yıkıcı etkilerini ve Büyük Savaş'ın gölgesinde yaşanan bu trajediyi vurguluyor.
Hastalık, Avrupa'nın kalabalık savaş alanlarına ve Üçüncü Dünya'nın ücra köşelerine ulaştığında, insanlığı daha önce görülmemiş bir şiddetle vurdu ve dünyanın en kötü salgınlarından biri haline geldi. Bu grip salgını, Orta Çağ'daki Kara Veba'dan bile daha fazla can aldı. 1918-1919 arasındaki İspanyol Gribi, Büyük Savaş'ın heyecanlı sonuna denk geldi ve tarihte sıklıkla göz ardı edildi. 22 milyon kişiyi öldüren ve bir milyarı pençesine alan salgın, dünya nüfusunun neredeyse dörtte birini etkiledi.
Ölüm oranlarının en yüksek olduğu yerler, gıda kıtlığından muzdarip Avrupa ülkeleriydi, yani insanların direnci daha düşüktü. Rusya'da 400.000, Almanya'da ise 300.000 insan hayatını kaybetti. Savaşın getirdiği büyük zorluklara rağmen, çatışmanın hafiflediği sırada bu sessiz katilin pençesine düşmek siviller için bir felaketti. Londra'yı vuran hastalık, birkaç hafta içinde 18.000 kişinin ölümüne yol açtı. Bir kadın dehşetini şöyle aktarıyor: "Burada durum korkunç, bu yeni grip onu tanımladıkları gibi tam bir veba ve insanları sokakta yürürken dahi bir bir alıyor. Cenaze evleri tabut yetiştiremiyor ve insanları yeterince hızlı gömemiyor."
Grip, askerler için özellikle korkutucuydu. Ailelerinin güven içinde onları beklediklerini bilmeleri, teselli kaynaklarıydı, ancak şimdi bu bile ellerinden alınmıştı. Grip, birçok askerin ironik ve trajik sonunu temsil ediyordu. Yıllarca savaşta çarpışıp hayatta kalan askerler, zafer vaktinde bu illetin pençesinde can vereceklerdi. Genç ve güçlü askerlerin ölümünü izlemek zorunda kalan bir tabip, üzüntüyle şunları aktarmıştır: "İngiliz kolonilerinin gözdesi olan o dağ gibi Anzaklar, savaşın tüm tehlikelerini atlatmalarının ardından sinekler gibi ölüyorlardı." (Andrew Wiest, Birinci Dünya Savaşı Tarihi, s.297-298).
Bu içerik, İspanyol Gribi'nin yıkıcı etkilerini ve Büyük Savaş'ın gölgesinde yaşanan bu trajediyi vurguluyor.