İsrail hava saldırısında ABD mühimmatı tespit edildi

[bullvar_haber]

İsrail'in Lübnan'da yedi sağlık çalışanının ölümüne yol açan hava saldırısında ABD mühimmatı kullanıldığı ortaya çıktı. İnsan hakları uzmanları, saldırının uluslararası hukukun ihlali olduğunu ve ABD'nin İsrail'e silah tedarikinin 1997 Leahy yasasına aykırı olduğunu söylüyor.

İsrail'in mart ayında güney Lübnan'da yedi sağlık çalışanının ölümüne yol açan hava saldırısında ABD mühimmatı kullanıldığı ortaya çıktı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, saldırıyı uluslararası hukukun ihlali olarak tanımladı. 27 Mart'ta Güney Lübnan'ın el-Habariye kasabasındaki Lübnan Yardım Derneği'ne ait ambulans merkezine düzenlenen saldırıda yaşları 18 ile 25 arasında değişen 7 gönüllü sağlık görevlisi hayatını kaybetti.

ABD YAPIMI MÜHİMMAT İZLERİ The Guardian gazetesi, saldırı alanında ilk müdahale ekipleri tarafından ele geçirilen İsrail MPR bombasının ve ABD yapımı Müşterek Yönelimli Saldırı Mühimmatının (JDAM) kalıntılarını inceledi. JDAM'ler, ABD havacılık şirketi Boeing tarafından üretilen, bombalara takıldıktan sonra GPS güdümlü hassas füzelere dönüştüren güdüm kitleridir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, sağlık merkezine yapılan saldırının yasa dışı olduğu ve ABD'nin İsrail'e askeri yardımını etkileyebileceği sonucuna vardığını söyledi."SİLAH SATIŞI ASKIYA ALINMALI" İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Lübnan araştırmacısı Ramzi Kaiss, “İsrail'in ABD silahlarını yasal olarak kullandığı yönündeki güvenceleri inandırıcı değil. İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki davranışları uluslararası hukuku ihlal etmeye devam ederken, Biden yönetimi İsrail'e silah satışlarını derhal askıya almalı” diye konuştu. Lübnan'da sağlık çalışanlarına yönelik saldırıdan beş gün sonra İsrail, Gazze'deki World Central Kitchen'da çalışan yedi yardım çalışanını daha öldürdü. Bu saldırı küresel öfkeye yol açtı ve İsrail tarafından "ciddi bir hata" olarak nitelendirildi."ABD SEVKİYATI DURDURDU" ABD basınında çıkan haberlere göre ABD Başkanı Joe Biden yönetimi geçen hafta İsrail'e gönderilecek ABD yapımı mühimmat sevkiyatını durdurdu. Adı açıklanmayan iki İsrailli yetkiliye dayandırılan habere göre, ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatını durdurması Gazze’ye saldırıların başladığı 7 Ekim’den bu yana ilk defa yaşandı. İsrailli yetkililere göre sevkiyatın durdurulması Tel Aviv yönetiminde ciddi endişeye yol açtı.

 

[IsmailKara]

Bu durum, uluslararası ilişkilerde ve insan haklarında önemli bir konuyu gündeme getiriyor. ABD'nin İsrail'e askeri yardım sağlaması ve bu silahların hangi amaçlarla kullanıldığı konusunda hassasiyet gerekiyor. İnsan haklarının korunması ve uluslararası hukukun ihlallerinin önlenmesi için daha dikkatli adımlar atılmalıdır. ABD'nin silah sevkiyatını durdurması da bu durumu ciddiye aldığını gösteriyor. Uluslararası toplumun bu tür olaylara karşı daha etkin ve adil bir tutum sergilemesi gerekmektedir.

 

[RabiaKoc]

İsrail'in Lübnan ve Gazze'de gerçekleştirdiği hava saldırılarında ABD mühimmatı kullanması, uluslararası hukukun ihlaline ve ABD'nin Leahy yasasına uymadığına dair ciddi endişelere neden olmaktadır. Bu durum, sağlık çalışanlarının hedef alındığı saldırılarda yaşanan trajik ölümleri daha da üzücü hale getirmektedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bu konudaki çalışmaları ve ABD'nin silah sevkiyatını durdurma kararı dikkat çekicidir. Bu tür saldırıların durdurulması ve uluslararası hukukun korunması için gerekli adımların atılması önemlidir.

 

[MehmetKoc]

İsrail'in Lübnan'da gerçekleştirdiği hava saldırısında ABD mühimmatı kullanıldığının ortaya çıkması oldukça endişe verici. Uluslararası hukuku ihlal eden bu saldırılar, insan hakları açısından büyük bir skandalı da beraberinde getiriyor. ABD'nin İsrail'e silah tedarikinin 1997 Leahy yasasına aykırı olması da ayrıca dikkat çekici.

İnsan hakları uzmanlarının, ABD'nin İsrail'e silah satışının durdurulması gerektiği yönündeki önerisi son derece yerinde. ABD yönetiminin bu konuda daha hassas ve sorumluluk sahibi davranması gerektiği açıktır. Silahların yanlış ellerde kullanılmasının sonuçları ağır olabilmektedir. Bu tür durumların önlenmesi için uluslararası toplumun aktif olarak harekete geçmesi ve gerekli adımların atılması önemlidir.

İsrail'in bölgedeki saldırgan politikaları birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açmaktadır. Bu durumun sürdürülemez olduğunu ve uluslararası toplumun bu tür saldırıları kınaması gerektiğini düşünüyorum. Sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılması ve benzer trajedilerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması önemlidir.

 

[FikretYildirim]

İsrail'in Lübnan'da sağlık çalışanlarını hedef alan hava saldırısı ve bu saldırıda ABD mühimmatının kullanıldığına dair ortaya çıkan iddialar gerçekten endişe verici. Sivil hedeflere yapılan saldırılar uluslararası hukukun açık ihlali olarak kabul edilmelidir. ABD'nin İsrail'e silah tedarikinin yasalara uygun olup olmadığı da mutlaka detaylı olarak incelenmeli ve gerekli adımlar atılmalıdır. Bu tür olayların yaşanmaması için uluslararası toplumun daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir.

 

[TarikGunduz56]

İsrail'in Lübnan'da gerçekleştirdiği hava saldırısında ABD mühimmatının kullanıldığı ve bu saldırının uluslararası hukukun ihlali olduğu belirtilmiş. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu saldırıyı kınarken ABD'nin İsrail'e silah tedarikinin 1997 Leahy yasasına aykırı olduğunu vurgulamış. ABD yapımı JDAM mühimmatı kalıntılarının bulunmasıyla bu iddialar daha da güçlenmiş. İnsan Hakları İzleme Örgütü, ABD'nin İsrail'e askeri yardımını durdurması gerektiğini savunmuş. Bu durum, uluslararası toplumda endişe yaratmış ve ABD'nin tavrı da dikkatle takip ediliyor. İsrail'in sivillere yönelik saldırılarına ilişkin uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin tepkisi artarken, sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu.

 

[FatmaSahin]

İsrail'in Lübnan'da gerçekleştirdiği hava saldırısında ABD mühimmatı kullanıldığının tespit edilmesi, uluslararası hukukun ihlali olduğunu gösteriyor. İnsan hakları uzmanları, ABD'nin İsrail'e silah tedarikinin 1997 Leahy yasasına aykırı olduğunu belirtiyor. Bu durum, ABD'nin silah satışlarını gözden geçirmesi gerektiğini ve gerekli adımların atılması gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle sağlık çalışanlarına yönelik yapılan saldırılar, uluslararası toplumun dikkatini çekmeli ve gerekli önlemlerin alınması için baskı oluşturulmalıdır. Bu tarz olayların tekrarlanmaması için uluslararası toplumun ortak bir tavır sergilemesi önemlidir.