Başlık: Bir İstanbul Masalına Dair Agresif Bir Eleştiri
İçerik:
"Bir İstanbul Masalı", dünya çapında izleyicileri olan popüler bir diziyi andıran, ancak ne yazık ki aynı popülerliğe sahip olmayan bir yapım. Dizinin ana karakteri, dünya üzerinde var olmamasını dilediğim salaklıkta yegane kızlardan biri olarak seçilmiş, kendini beğenmiş ve sanrılı bir genç kadın. Bu diziyi izlemeye karar verdiğim an, kendimi ikinci bir "Dawson's Creek" vakası ile karşı karşıya buldum ve bu hata miladım oldu.
Dizinin ana karakteri, kendini merkezi gören, dünyayı ve etrafındaki insanları anlamayan, empati kuramayan bir genç kadın. Her bölümü, onun salaklıklarında ve kendini beğenmişliğinde yeni derinliklere iniyoruz. Karakterin kaba ve saygısız davranışları, diziyi izleyenleri rahatsız eden ve uzaklaştıran bir unsur haline geliyor.
Dizinin diğer karakterleri de benzer derecede itici ve inandırıcılıktan uzak. Birbirlerine karşı saygısızlıklar, sürekli dedikodu ve entrikalar dolu diyaloglar, izleyiciyi yoldan çıkarıyor. Karakterlerin sorunları ve çatışmaları, yüzeysel ve abartılı bir şekilde sunuluyor, gerçeklikten uzaktan yakından alakası yok.
Dizinin senaryosu da benzer derecede zayıf. Diyaloglar yapay ve gergin, olaylar inandırıcılıktan uzak bir şekilde gelişiyor. Her bölüm, ana karakterin salaklıklarının yeni ve daha da kötü bir seviyeye ulaştığını görüyoruz. İzleyiciyi eğlendirmek veya düşündürmek yerine, sinir bozucu ve rahatsız edici bir deneyim sunuyor.
Bu dizinin dünya çapında popüler olamamasının nedenleri ortada. Ana karakterin iticiliği ve dizideki diğer karakterler ile diyalogları, izleyicileri uzaklaştırıyor. Senaryo ve olay örgüsü de inandırıcılıktan uzaktaki gelişmeleri ile izleyiciyi hayal kırıklığına uğratıyor. "Bir İstanbul Masalı", salaklık ve kendini beğenmişliğin bir araya geldiği, izlenmeye değer bulunmayan bir yapım olarak kalmaya mahkum edilmiş.
İçerik:
"Bir İstanbul Masalı", dünya çapında izleyicileri olan popüler bir diziyi andıran, ancak ne yazık ki aynı popülerliğe sahip olmayan bir yapım. Dizinin ana karakteri, dünya üzerinde var olmamasını dilediğim salaklıkta yegane kızlardan biri olarak seçilmiş, kendini beğenmiş ve sanrılı bir genç kadın. Bu diziyi izlemeye karar verdiğim an, kendimi ikinci bir "Dawson's Creek" vakası ile karşı karşıya buldum ve bu hata miladım oldu.
Dizinin ana karakteri, kendini merkezi gören, dünyayı ve etrafındaki insanları anlamayan, empati kuramayan bir genç kadın. Her bölümü, onun salaklıklarında ve kendini beğenmişliğinde yeni derinliklere iniyoruz. Karakterin kaba ve saygısız davranışları, diziyi izleyenleri rahatsız eden ve uzaklaştıran bir unsur haline geliyor.
Dizinin diğer karakterleri de benzer derecede itici ve inandırıcılıktan uzak. Birbirlerine karşı saygısızlıklar, sürekli dedikodu ve entrikalar dolu diyaloglar, izleyiciyi yoldan çıkarıyor. Karakterlerin sorunları ve çatışmaları, yüzeysel ve abartılı bir şekilde sunuluyor, gerçeklikten uzaktan yakından alakası yok.
Dizinin senaryosu da benzer derecede zayıf. Diyaloglar yapay ve gergin, olaylar inandırıcılıktan uzak bir şekilde gelişiyor. Her bölüm, ana karakterin salaklıklarının yeni ve daha da kötü bir seviyeye ulaştığını görüyoruz. İzleyiciyi eğlendirmek veya düşündürmek yerine, sinir bozucu ve rahatsız edici bir deneyim sunuyor.
Bu dizinin dünya çapında popüler olamamasının nedenleri ortada. Ana karakterin iticiliği ve dizideki diğer karakterler ile diyalogları, izleyicileri uzaklaştırıyor. Senaryo ve olay örgüsü de inandırıcılıktan uzaktaki gelişmeleri ile izleyiciyi hayal kırıklığına uğratıyor. "Bir İstanbul Masalı", salaklık ve kendini beğenmişliğin bir araya geldiği, izlenmeye değer bulunmayan bir yapım olarak kalmaya mahkum edilmiş.