Yatırım aracı olmasındandır. "Yok bizde ekonomi kötü" diyen de halt etmiş. Ucuz İsviçre saatlerini veya modellerini bir kenara koyduğumuzda İsviçre saati dediğimiz olay dünyanın neresine giderseniz gidin pahalıdır. Bizim insanın anlamadığı şey şu: pahalı, paranın yetmediği ürün demek değildir, nitelik açısından pahalı olan üründür. Bir insanın 100 tane İsviçre saati alacak parası da olsa İsviçre saati "pahalı" kalmaya devam eder. Gökyüzü mavidir demek gibi bir durum. Bir İsviçre saati almak, bir pırlanta almaktan binlerce kat daha akıllıca para harcama yöntemidir. Hani "O saate o kadar para mı verilir" deyip pırlantaya, takıya vs. para harcanmasını kanıksayan insanlar olduğu için belirtmek istedim. Bir pırlantanın değeri satın aldığın an düşer ama bir İsviçre saatinin satın aldığınız an değeri artar. İnsanlar İsviçre saati alabilmek için önceden adını yazdırıp bekliyorlar. İşte bu yüzden yatırım aracıdır İsviçre saati. Tabi swatch saati olanlar "İsviçre saatim var benim" demesin. Swatch saati; Seiko, Casio gibi Japon devleri karşısında İsviçre saat piyasasını kurtarmak adına 1983'te kurulmuş, bu doğrultuda üretim yapan bir şirkettir. Ucuz saatler satarak nicelik hedefiyle para kazanır. Swatch'dan gelen kazançla niteliğe önem veren mekanik saat şirketlerini büyütmeye yardım eder. O nedenle swatch tam olarak bir İsviçre saati değildir. Gerçek anlamda İsviçre saati dediğimiz nesne 10 bin dolar civarından başlar, milyon dolarlara doğru gider. Yaygın olarak ortalama 30 bin dolar civarında piyasası vardır İsviçre saatlerinin. Mesela Rolex Pepsi GMT 20-25 bin dolar civarındadır. Yine ikonik bir saat olan Patek Nautilus 85 bin dolar civarındadır. Dolayısıyla bir kol saati 10 bin dolardan fazla ediyorsa dünyanın her yerinde pahalıdır.