11 Haziran 2008'de İsviçre ile Türkiye arasında oynanan maç, unutamadığım ve beni sinirlendiren bir karşılaşmaydı. O gün, İsviçreli futbolcuların hepsinin 6 numaralı formayla sahaya çıkmasını istemiştim. Bu sayede, ünlü "Çavuş" Fatih Terim'in şaşkınlığını görmek istiyordum. Hangi oyuncuya tekme atacağını bilebilmek için zorlanacaktı!
Bu maç, benim için İsviçre'nin futbol dünyasındaki ciddiyet eksikliğini ve Türkiye'nin mücadele ruhunu gösteren bir örnek oldu. İsviçreli oyuncuların 6 numaralı formayla sahaya çıkması, bana göre bir protesto ve saygısızlık eylemiydi. Bu hareket, İsviçre futbolunun Türkiye'ye karşı takındığı tavrı simgeliyordu.
Mağlubiyetin ardından, İsviçre takımının tutumu beni hayal kırıklığına uğrattı. Oyuncuların profesyonellikten uzak tavırları ve Terim'in öfkesini görmek, bu maçtaki en zorlu anılarımdan biri oldu. İsviçre futbolu, o gün benim için bir kez daha hayal kırıklığına dönüştürdü ve bu deneyim, Türkiye'nin mücadele ruhunu ve asla pes etmeme isteğini gözler önüne seren bir olay olarak kaldı.
Bu maç, benim için İsviçre'nin futbol dünyasındaki ciddiyet eksikliğini ve Türkiye'nin mücadele ruhunu gösteren bir örnek oldu. İsviçreli oyuncuların 6 numaralı formayla sahaya çıkması, bana göre bir protesto ve saygısızlık eylemiydi. Bu hareket, İsviçre futbolunun Türkiye'ye karşı takındığı tavrı simgeliyordu.
Mağlubiyetin ardından, İsviçre takımının tutumu beni hayal kırıklığına uğrattı. Oyuncuların profesyonellikten uzak tavırları ve Terim'in öfkesini görmek, bu maçtaki en zorlu anılarımdan biri oldu. İsviçre futbolu, o gün benim için bir kez daha hayal kırıklığına dönüştürdü ve bu deneyim, Türkiye'nin mücadele ruhunu ve asla pes etmeme isteğini gözler önüne seren bir olay olarak kaldı.