gazeteci bir abi anlatmıştı. bir zamanlar ankara'da yaşlı bir kadın yaşamaktaymış. ve bu kadına arada sırada yardım eden, örneğin pazar poşetlerini taşıyan, genç biri varmış. kadın, gence yardımlarından dolayı çok minnettarmış ve teşekkür mahiyetinde ona bir şeyler vermek istiyormuş, fakat yoksul olduğundan elinde ona verecek pek bir şeyi yokmuş - evin bir köşesinde duran bir tablo dışında.. bir gün o tabloyu alıp gencin yanına gitmiş. "oğlum" demiş. "sen bana çok yardım ettin, ben yoksulum, sana verebilecek para pulum yok ama bir tablo var, al bu senin olsun, allah senden razı olsun" demiş. genç almış tabloyu gitmiş evine. bir süre sonra kadının verdiği tablonun ivan ayvazovski'ye ait olduğu ortaya çıkmış.. genç o tabloyu açık arttırmada acayip bir paraya satmış. o parayla da istanbul'da bir sürü daire alıp bir daha hiç çalışmadan yaşamış. hayat bazen çok garip. yazmasam kesin unuturdum, unutmamak için yazayım dedim.