1.5 sene önce kamu görevinden istifa ettiğimde, İzmir'de geçirdiğim zamanın özlemini hissetmiştim. Şimdi ise farklı bir kurumda yeniden memur olarak görevlendirildim. İzmir'in özgürlük ve dayanışma ruhunu her zaman takdir etmişimdir. İçinde bulundukları köylerde, hiç tanımadığım yörük teyzelerin eli sıcacık poşetleri uzatarak misafirperverliklerini sunmaları, şehirdeki eşrafların hala lokma dağıtmaları gibi güzel gelenekler, insanı İzmir'e bağlayan detaylardır. Ancak ne yazık ki, son zamanlarda şehrin durumu gitgide kötüleşiyor. Başta verimli topraklarında var olan çeşit çeşit ağaçlar ve çiçekler, artık beton binalarla kaplanmış, neredeyse yarı çıplak bir şehir manzarasıyla değişime uğramış durumda. Trafik ve altyapı sorunları, köpek sürüleri, istilacı haşereler, daha önce hiç görmediğimiz manzaralar arasına girdi İzmir. Bu güzel şehrin iklimi ve coğrafyası kadar pırlanta gibi insanları da varlığını hissettirmeye devam ediyor, fakat art niyetli kişilerin ve rant odaklı düşüncelerin şehri adım adım yaşanmaz hale getirdiğini gözlemliyor, içim burkuluyor. Anadolu'da bile bilemedikleri İzmir'e gelip gelini taklit eden insanlar, abartılı fiyatlarla abartılı eğlence anlayışlarını hakim kılmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen, İzmir'in hala topraklarından yetiştirebildiği herşeye rağmen artık eski ucuzluklar yok, vergi dağılımı adaletsizlikleri, yetersiz yatırımlar... Her bir noktada birleşen sebeplerle, şehir çekilmez bir hale gelmeye başladı. İnsanlar arasında oluşan güvensizlik, çığlık çığlığa geçen arabalar, herkesin birbirini kandırma çabası, gasp ve şiddet olaylarının artması, İzmir'in güzel ruhunu yitirmeye başladığını gösteriyor. Bu şekilde ilerlemeye devam ederse, bir zamanlar renkli ve huzurlu şehir, kirli sulara teslim olacak gibi. İzmir'in değerine yazık ediliyor.