Bu antlaşma savaşı sonlandırmanın ötesinde, her iki taraf için de bir zaruriyetin ürünü olmuştur. Hitit devleti hem içeride hem dışarıda yaşadığı belirgin sorunlar karşısında, Mısır devleti ile devam eden husumeti bitirmenin en etkin yol olduğunu anlamıştır. Nitekim savaştan ağır kayıplarla çıkan Mısır devleti de tıpkı Hititler gibi içeride büyük sorunlarla mücadele ettiği için böyle bir antlaşma yapmanın gerekli olduğunu düşünmüştür. Neticesinde, tarafların dönemin şartları bakımından ihtiyaç duyduğu kadeş antlaşması veya eleştirel taraf açısından kabul gören ismi ile Hitit-Mısır ebedi barış antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma, Hitit devleti’nde diplomasinin en az savaş stratejileri kadar önemli bir silah olduğunun göstergesi olmuştur. Bu döneme kadar pek çok siyasi ve diplomatik strateji ile başarılı bir yol izleyen ve bu sayede de güçlü devlet statüsüne erişen Hitit uygarlığı, aslında bu barış antlaşması ile bir kez daha diplomatik başarı örneği sergilemiştir. Antlaşma Hitit devleti açısından taşıdığı önemin haricinde, gerek iki büyük devlet arasında gerçekleşen ilk diplomasi örneği olması gerekse iki büyük güç arasında barış, eşitlik, saldırmazlık ve iyi komşuluk ilişkilerini temel alan ilk antlaşma olması bakımından hem uygarlık tarihinde hem de uluslararası ilişkiler disiplininin de büyük bir önem arz etmektedir. Hitit devleti diplomatik ve siyasi alanda uygarlık tarihine sunduğu katkıların haricinde, bu antlaşma ile uygarlık tarihinde özel bir yer de edinmiştir. Ancak Hitit devleti, kadeş antlaşması ve siyasi konumu dışında da gelişmiş hukuk sistemi, döneminden farklı olarak yaptığı adalet ve eşitlik vurgusu, bu durumla alakalı olarak kadının toplumdaki yeri ve siyasette oynadığı rol, ekonomide uyguladığı vergi anlayışı, depolama ve yeniden dağıtım sistemi, sanat ve mimariye verdiği önemin sonucunda oluşan eserler ve yapılar, dine olan bağlılıklarının sonucunda oluşan tapınak mimarisi ve büyük güç olma arzusuna bağlı olarak geliştirdikleri ve pek çok savaştan galip ayrılmalarını sağlayan askeri teşkilatlanmaları ve savaş taktikleri ile uygarlık tarihine önemli katkılar sunmuştur.