"Kadınlarla Dolu Bir İş Yerinde Çalışmak: Modern Fikirlerin Ortasında Muhafazakar Anlatılar"
Muhafazakar kadınlarla dolu eski iş yerimden sonra, fikirleri modern olan kadınlarla dolu yeni iş yerim adeta ilaç gibi geldi. Ancak, asla değişmeyen birkaç nokta vardı. Özellikle kıyafetlerle ilgili "şunu nereden aldın?" sorusu ve bu sorunun getirdiği rahatsızlık bunlardan biriydi. Beğenilen bir kıyafet özel üretim değilse, rahatlıkla aldığım yeri söylüyorum. "Alsak rahatsız olur musun?" deyince "Hayır" diyorum çünkü herkesin tarzı farklı ve bana özel yapılmamış. Nadiren de olsa ben de soruyorum ama bu sorunun sürekli tekrarlanması rahatsızlık verici olabiliyor.
Mağaza kabinlerinde zaman harcamayı sevmeme rağmen, dolabımı yenilemek için ara sıra vakit ayırıyorum. Hazır kombinleri kopyalamak yerine, sürekli kullanabileceğim parçaları eklemeyi tercih ediyorum.
Yeni iş yerimdeki kadınlar, çoluk çocuk, eşler ve özellikle kayınvalide hakkında sohbetlere oldukça zaman harcıyorlar. Bu durum bana bazen "acaba her kayınvalide mi kötü?" sorusunu sorduruyor. Bir gün kendim de kayınvalideler hakkında şikayetçi olacağımı düşünmeden edemiyorum.
Ayrıca, medikal estetik konuları da kadın çalışanlarımız arasında sıkça tartışılan bir konu. Kapalı ya da açık, evli ya da bekar, çocuklu ya da çocuksuz, genç ya da orta yaşlı... Neredeyse her kadının yüzüne botoks iğnesi değdiğini düşünüyorum. Masseter (çene) botoksu, hiçbir şey yapmasam bile en popüler uygulamalardan biri. Ben de diş sıktığım için bu tedaviyi yaptırdım. Ancak, kadınlarımızın sürekli daha güzel ve daha iyi görünme çabası içinden çıkılmaz bir hale geliyor.
Bu yeni iş yeri, fikirleri modern olsa da, bazı eski alışkanlıkları ve konulara takıntılı kadınlarla dolu. Bu durum, adeta modernliğin ve muhafazakarlığın garip bir karışımı gibi.
Muhafazakar kadınlarla dolu eski iş yerimden sonra, fikirleri modern olan kadınlarla dolu yeni iş yerim adeta ilaç gibi geldi. Ancak, asla değişmeyen birkaç nokta vardı. Özellikle kıyafetlerle ilgili "şunu nereden aldın?" sorusu ve bu sorunun getirdiği rahatsızlık bunlardan biriydi. Beğenilen bir kıyafet özel üretim değilse, rahatlıkla aldığım yeri söylüyorum. "Alsak rahatsız olur musun?" deyince "Hayır" diyorum çünkü herkesin tarzı farklı ve bana özel yapılmamış. Nadiren de olsa ben de soruyorum ama bu sorunun sürekli tekrarlanması rahatsızlık verici olabiliyor.
Mağaza kabinlerinde zaman harcamayı sevmeme rağmen, dolabımı yenilemek için ara sıra vakit ayırıyorum. Hazır kombinleri kopyalamak yerine, sürekli kullanabileceğim parçaları eklemeyi tercih ediyorum.
Yeni iş yerimdeki kadınlar, çoluk çocuk, eşler ve özellikle kayınvalide hakkında sohbetlere oldukça zaman harcıyorlar. Bu durum bana bazen "acaba her kayınvalide mi kötü?" sorusunu sorduruyor. Bir gün kendim de kayınvalideler hakkında şikayetçi olacağımı düşünmeden edemiyorum.
Ayrıca, medikal estetik konuları da kadın çalışanlarımız arasında sıkça tartışılan bir konu. Kapalı ya da açık, evli ya da bekar, çocuklu ya da çocuksuz, genç ya da orta yaşlı... Neredeyse her kadının yüzüne botoks iğnesi değdiğini düşünüyorum. Masseter (çene) botoksu, hiçbir şey yapmasam bile en popüler uygulamalardan biri. Ben de diş sıktığım için bu tedaviyi yaptırdım. Ancak, kadınlarımızın sürekli daha güzel ve daha iyi görünme çabası içinden çıkılmaz bir hale geliyor.
Bu yeni iş yeri, fikirleri modern olsa da, bazı eski alışkanlıkları ve konulara takıntılı kadınlarla dolu. Bu durum, adeta modernliğin ve muhafazakarlığın garip bir karışımı gibi.