"Kahrolsun Hümanizm: Türk Düşmanlığı Agresif Bir Yüzle Ortaya Çıkıyor"
Son günlerde sosyal medyada dolaşan kışkırtıcı ve türk düşmanı bir kampanyadan haberdar mısınız? Bu kampanya, türk düşmanlığını hümanizm adı altında gizlemeye çalışıyor ve oldukça sinsice ilerliyor. Özellikle Kayseri'deki olaylardan sonra ortaya çıkan hümanist görüntüler aslında türk karşıtı propaganda ile dolu. Sosyal medyada dolaşan söylemler arasında türklerin suriyelilere saldırdığı, linç ettiği, evlerini yaktığı iddiaları yayılmakta, bu durum karşısında hümanist kesim sessiz kalmamakta ve suriyeli komşularına destek vermek için çaba sarf etmektedir. Ancak bu vahşi generalizasyonlar ve suçlamaların mantık çerçevesinde hiçbir temeli yoktur. Bir grup insanın yaptığı eylemler sonucunda tüm bir milleti suçlamak nasıl adaletli olabilir? Türkler konuşulduğunda aniden tüm topluluğun suçlu ilan edilmesi, akıl mantık dışı bir yaklaşımdır. Sosyal medyadaki türk düşmanlığının bazı kökenleri islamcılıkla ilişkilidir. Bu gruplar arasında hem AKP taraftarları hem de karşıtları bulunsa da ortak noktaları türklere karşı düşmanlık duymalarıdır. Şehit cenazesine katılan CHP'li vatandaşlar provokasyona uğradığında dahi suç onlara yıkılmakta, ancak aynı duyarlılığı islamcı partilerin tabanı olan kitle suriyelilere yönelik gösterdiğinde durum farklılaşmaktadır. Bu çifte standartlar ve manipülasyonlar türk karşıtlığını körüklemektedir. Paris'teki olaylar üzerinden de benzer şekilde bakıldığında, hümanist kesimin tutarsız davranışları açığa çıkmaktadır. Fransa'da yaşanan istenmeyen olaylara sessiz kalanlar, aynı tür vandallıkları pkk'nın yaptığı zaman ses çıkarmamaktadır. Tüm bu örneklerde görülen çifte standartlar ve ayrımcı yaklaşımlar, gerçekte hümanizm adı altında türk düşmanlığını körüklemektedir. Türk karşıtlığının sinsi ve köklü bir yapıya sahip olduğu açıkça ortadadır. Bu gerçeği gözler önüne sermek, hümanizm kisvesi altında türk düşmanlığının nasıl yayıldığını göstermek önemlidir. Türklere karşı gerçekleştirilen saldırıların sadece türklere has olmadığını fark etmek ve bu konuda duyarsız kalmamak gerekmektedir. Bu toplumsal meselelerde işin içine tarihsel perspektifler ve siyasi manipülasyonlar girerek gerçeklerin çarpıtılmasına izin verilmemelidir. Ayrıca, tüm insanlar için eşit ve adil bir bakış açısıyla hareket edilmesi, türk karşıtlığı gibi ayrımcı davranışların önüne geçebilir. Bu nedenle, türk düşmanlığının hümanizm kisvesi altında gizlenmesine ve yayılmasına karşı dikkatli olunmalı, gerçekler gözler önüne serilmelidir.
Son günlerde sosyal medyada dolaşan kışkırtıcı ve türk düşmanı bir kampanyadan haberdar mısınız? Bu kampanya, türk düşmanlığını hümanizm adı altında gizlemeye çalışıyor ve oldukça sinsice ilerliyor. Özellikle Kayseri'deki olaylardan sonra ortaya çıkan hümanist görüntüler aslında türk karşıtı propaganda ile dolu. Sosyal medyada dolaşan söylemler arasında türklerin suriyelilere saldırdığı, linç ettiği, evlerini yaktığı iddiaları yayılmakta, bu durum karşısında hümanist kesim sessiz kalmamakta ve suriyeli komşularına destek vermek için çaba sarf etmektedir. Ancak bu vahşi generalizasyonlar ve suçlamaların mantık çerçevesinde hiçbir temeli yoktur. Bir grup insanın yaptığı eylemler sonucunda tüm bir milleti suçlamak nasıl adaletli olabilir? Türkler konuşulduğunda aniden tüm topluluğun suçlu ilan edilmesi, akıl mantık dışı bir yaklaşımdır. Sosyal medyadaki türk düşmanlığının bazı kökenleri islamcılıkla ilişkilidir. Bu gruplar arasında hem AKP taraftarları hem de karşıtları bulunsa da ortak noktaları türklere karşı düşmanlık duymalarıdır. Şehit cenazesine katılan CHP'li vatandaşlar provokasyona uğradığında dahi suç onlara yıkılmakta, ancak aynı duyarlılığı islamcı partilerin tabanı olan kitle suriyelilere yönelik gösterdiğinde durum farklılaşmaktadır. Bu çifte standartlar ve manipülasyonlar türk karşıtlığını körüklemektedir. Paris'teki olaylar üzerinden de benzer şekilde bakıldığında, hümanist kesimin tutarsız davranışları açığa çıkmaktadır. Fransa'da yaşanan istenmeyen olaylara sessiz kalanlar, aynı tür vandallıkları pkk'nın yaptığı zaman ses çıkarmamaktadır. Tüm bu örneklerde görülen çifte standartlar ve ayrımcı yaklaşımlar, gerçekte hümanizm adı altında türk düşmanlığını körüklemektedir. Türk karşıtlığının sinsi ve köklü bir yapıya sahip olduğu açıkça ortadadır. Bu gerçeği gözler önüne sermek, hümanizm kisvesi altında türk düşmanlığının nasıl yayıldığını göstermek önemlidir. Türklere karşı gerçekleştirilen saldırıların sadece türklere has olmadığını fark etmek ve bu konuda duyarsız kalmamak gerekmektedir. Bu toplumsal meselelerde işin içine tarihsel perspektifler ve siyasi manipülasyonlar girerek gerçeklerin çarpıtılmasına izin verilmemelidir. Ayrıca, tüm insanlar için eşit ve adil bir bakış açısıyla hareket edilmesi, türk karşıtlığı gibi ayrımcı davranışların önüne geçebilir. Bu nedenle, türk düşmanlığının hümanizm kisvesi altında gizlenmesine ve yayılmasına karşı dikkatli olunmalı, gerçekler gözler önüne serilmelidir.