13 Mayıs 2024'te Kamuda Tasarruf Tedbirleri
Demirören'in Ziraat Bankası'ndan aldığı kredi, faiziyle birlikte yaklaşık bir milyar doları buluyor. Bu durum, Şimşek'in hedeflediği 100 milyar liralık tasarrufun neredeyse yüzde 30'unu oluşturuyor. Halkın bankasından ödenen bu para, ana akım medyanın hükümetin propaganda makinesine dönüştürülmesi amacıyla kullanılıyor ve henüz geri ödenmedi. Ayrıca, Lübnanlı bir ailenin kontrolündeki Oger'in Türk Telekom'u alıp içini boşaltarak kaçması gibi skandal olayları da listeye eklemek gerek. Oger Telekom'un, Türk Telekom'un özelleştirme bedelini ödemesi için yerli kamu bankalarından 4.75 milyar dolar kredi aldığını düşünün. Sonunda ise Oger Telekom, Türk Telekom'un tüm varlıklarını satıp karını cebe indiriyor, devasa bir borç yükleyip şirketi varlık fonuna devredip kaçıyor. Bu durumun peşine düşülürse, hedeflenen tasarruf miktarının üç katı bir hamlede gerçekleşebilir.
Ayrıca, kamu-özel işbirliği adı altında gerçekleştirilen yap-işlet-devret projeleri de büyük zararlara neden oluyor. İddialara göre, sadece bu yöntemle kamu, 37 milyar dolar zarara uğratılıyor. Projeler genellikle aşırı maliyetli biçimde gerçekleştiriliyor, ihalelerde usulsüzlükler yapılıyor ve sonuçta devlet büyük zararlarla karşı karşıya kalıyor. Kamuya ait ulusal varlıkların gereksiz harcanmasıyla neredeyse her şehre yapılan havaalanları gibi projeler, zararın katlanarak artmasına sebep oluyor.
Mehmet Şimşek'in müşteri garantisi için ödenen parayı iptal etmesi durumunda, hedeflenen tasarruf miktarına ulaşması mümkün olacak. Bu ve benzeri skandal olayları inceleyerek gerçek tasarrufun nereden yapılması gerektiğini anlaması gerekir. Ülkeye yeni gelmiş olabilir ancak bu tür durumları göz ardı etmeden, tasarrufun doğru alanlarda gerçekleştirilmesi için doğru adımlar atması önemlidir.
Demirören'in Ziraat Bankası'ndan aldığı kredi, faiziyle birlikte yaklaşık bir milyar doları buluyor. Bu durum, Şimşek'in hedeflediği 100 milyar liralık tasarrufun neredeyse yüzde 30'unu oluşturuyor. Halkın bankasından ödenen bu para, ana akım medyanın hükümetin propaganda makinesine dönüştürülmesi amacıyla kullanılıyor ve henüz geri ödenmedi. Ayrıca, Lübnanlı bir ailenin kontrolündeki Oger'in Türk Telekom'u alıp içini boşaltarak kaçması gibi skandal olayları da listeye eklemek gerek. Oger Telekom'un, Türk Telekom'un özelleştirme bedelini ödemesi için yerli kamu bankalarından 4.75 milyar dolar kredi aldığını düşünün. Sonunda ise Oger Telekom, Türk Telekom'un tüm varlıklarını satıp karını cebe indiriyor, devasa bir borç yükleyip şirketi varlık fonuna devredip kaçıyor. Bu durumun peşine düşülürse, hedeflenen tasarruf miktarının üç katı bir hamlede gerçekleşebilir.
Ayrıca, kamu-özel işbirliği adı altında gerçekleştirilen yap-işlet-devret projeleri de büyük zararlara neden oluyor. İddialara göre, sadece bu yöntemle kamu, 37 milyar dolar zarara uğratılıyor. Projeler genellikle aşırı maliyetli biçimde gerçekleştiriliyor, ihalelerde usulsüzlükler yapılıyor ve sonuçta devlet büyük zararlarla karşı karşıya kalıyor. Kamuya ait ulusal varlıkların gereksiz harcanmasıyla neredeyse her şehre yapılan havaalanları gibi projeler, zararın katlanarak artmasına sebep oluyor.
Mehmet Şimşek'in müşteri garantisi için ödenen parayı iptal etmesi durumunda, hedeflenen tasarruf miktarına ulaşması mümkün olacak. Bu ve benzeri skandal olayları inceleyerek gerçek tasarrufun nereden yapılması gerektiğini anlaması gerekir. Ülkeye yeni gelmiş olabilir ancak bu tür durumları göz ardı etmeden, tasarrufun doğru alanlarda gerçekleştirilmesi için doğru adımlar atması önemlidir.