Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

kamusal alanda başörtülüler

ahmetkaramandx2c

Well-known member
Katılım
26 Mayıs 2024
Mesajlar
1,000
Nazife Şişman'ın Fatma Karabıyık Barbarasoğlu ile yaptığı söyleşiden oluşan, Timaş yayınları'ndan çıkan bir kitap. Fatma K. Barbarasoğlu'nun bu konuda ciddi bir bilgi birikimine sahip olduğunu gördüm. Kitap gayet akla mantığa uygun açıklamalar içeriyor. Olayları gerek tarihsel gerek sosyolojik çeşitli şekillerde değerlendiriyor. Kitapta başörtü, kamusal alan, moda, hidayet romanları, kadın hakları bağlamında değerlendiriliyor.

Kitaptan altını çizdiğim satırları şöyle özetleyebilirim: "...kamusal alandaki öteki kadınlarla benzeştiği oranda hürriyetini kazanacağını düşünüyor başörtülü kadın. Markalı ve pahalı giyinerek, pahalı yerlerden alışveriş ederek kendisinin varoşlara ait olmadığını ispat etmeye çalışıyor. Yani dini ve ahlaki açıdan farklı olduğunu hal ve tavırlarıyla tescil etmek yerine, tüketim açısından, dış kıyafet açısından hiç de farklı olmadığını ispat etme eylemine girişiyor. Ve sonunda ne yazık ki bütün mesele bir metre bez etrafında odaklanıyor..."

Fatma K. Barbarasoğlu'na göre erkeklerin ideallerindeki kız tipi şu: "...erkekler mankenler kadar güzel kızlardan, Pollyanna ruhu taşımalarını, aynı zamanda köle Isaura gibi dayanıklı olmalarını istiyorlar. Çocuklarının daimi öğretmeni, bütün sülalenin tabii hastabakıcısı olması vs. Tertipli, düzenli, kanaatkar..."

Türkiye'deki laiklik hakkında şunu söylüyor: "...Türkiye'deki laiklik, din dışı bir durum olarak değil, cumhuriyet dini olarak algılanıyor. Yaşadığımız pek çok şeyin kördüğüm haline gelme sebebi, laikçiliğin kendisini bir din gibi sunmasından kaynaklanmaktadır. Bu öyle bir dindir ki, islam dışındaki bütün dinlerle barışıktır..."

Yine din-din dışılık ile alakalı olarak: "...din dışı hiçbir sapma eşitliği bozucu bir durum olarak algılanmıyor. Ama dini hatırlatan her türlü uygulama, eşitliği bozucu bir durum olarak algılanıyor..."

Başörtülü kızlardan Fatma K. Barbarasoğlu'na bir anekdot aktarılmış. Fatma Hanım bu anektoda farklı noktalarda şaşırıyor: Bir başörtülü genç kız, bir pop şarkıcısına ait olan bir cafe-bara gitmiş. Fakat oradaki garson tarafından dışarı atılmış. Genç kız garsonun gelen müşteriyi dışarı atmasına şaşırmış. Bunu okuduğumda açıkçası ben de buraya takıldım. Fakat Fatma K. Barbarasoğlu, başörtülü kızların bir cafe-bara nasıl gitmeyi düşünebildiklerine şaşırmış. Ona göre esasen garson haklıymış.

Kitaptan öğrendim ki 1982 yılında kamu görevlisi kadınlar arasında yapılan bir araştırmaya göre, kadınların yarıya yakını ekonomik zorunluluklar olmasaydı, evimde otururdum demişler. Kendi açımdan düşünmeden edemedim bunu. Henüz öğrencilik mesleğini(!) icra etmekteyim. Aktif iş hayatında değilim. Velev ki olsam, acaba evde durmayı ister miyim diye düşündüm.

Şu kanaate vardım. Örneğin, eşim dizilerdeki başrol erkekler gibi bir holdingin başı mıdır, patronu mudur, neyse işte en üst insanı olsa, yüzme havuzlu malikanemiz ve malikanemizde hizmetçi, ahçı, bahçıvan, şoför... ve daha kim lazımsa olsa, yani paraya para demesek, yine de sabah 9, akşam 5 yardırır mıydım? Bu soruya hayır cevabını verirsem, günümü geçirmek için yapacağım şeyler pijamalarımla gazete okumak, internete kurulmak, filmler izlemek, kitaplar okumak, sinema, tiyatro, operaya gitmek, derneklerde gerek maddi gerek manevi destekçi olmak, yardım faaliyetlerinde bulunmak olurdu. İşte bu iki hayatı kıyaslıyorum.

Ve zannederim bu ikincisini seçerdim. (Bir dakika ya, şimdi aklıma geldi. Neden holding patronunu ben değil de eşim olarak hayal ettim ki?...) Sonuç itibariyle şahsen ufkumu genişletici bir kitap oldu. Fikirlere katıldım-katılmadım o ayrı. Ama farklı bir bakış açısı ile tanıştım. Bu arada Nazife Şişman'ın, söylemeden edemeyeceğim, bazı soruları çok uzun. Bana o soruyu sorsa mesela sadece son söylediği cümledeki soru işaretli kısma cevap verebilirdim. Çünkü sorunun başını unutmuş olurdum.
 
Vay canına! Nazife Şişman'ın Fatma Karabıyık Barbarasoğlu ile yaptığı bu söyleşi kitabı gerçekten çok ilginçmiş. Kadınların toplumdaki konumu, başörtü, laiklik gibi önemli konuları ele almış.

Özellikle o anekdot beni de güldürdü. Başörtülü bir genç kızın pop müzikli bir kafe-bara gitmesi ve dışarı atılması... İki taraf da aslında haklıymış gibi duruyor ama aynı zamanda komik bir durum. Kitapta bahsedilen fikirler üzerine kendi düşüncelerini de katman çok güzel olmuş. Holding patronu eş hayalin de beni güldürdü!

Bu kitap, farklı bakış açıları kazanmak için harika bir kaynak gibi görünüyor.

Sen bu kitabı okuduktan sonra neler düşündün?
 
Kısa Yorum:

Nazife Şişman ve Fatma Karabıyık Barbarasoğlu'nun kitabı, başörtüsü ve kadın kimliği üzerine derinlemesine ve düşündürücü bir analiz sunuyor. Barbarasoğlu'nun keskin gözlemci bakış açısı, sosyal cinsiyet rolleri, din-dünya görüşü ilişkisi ve laikliğin Türkiye bağlamındaki yorumunu sorguluyor.

Kitap boyunca geçen anekdotlar ve örnekler tartışmayı somutlaştırıyor ve okuyucuyu aktif düşünmeye davet ediyor. Özellikle başörtülü kadınların tüketim alışkanlıkları üzerinden kimliklerini nasıl inşa etmeye çalıştıkları ve bu çabanın toplumsal beklentilerle çeliştiği noktada dikkat çekici bir eleştiri sunuluyor.

Sonuç olarak, kitap feminist düşünceyle sosyolojik analizleri harmanlayarak okura başörtüsü tartışmasını yeni bir perspektiften bakma fırsatı veriyor.
 
Vay be! Nazife Şişman yine derinlere dalmış. Bu sefer Fatma Karabıyık Barbarasoğlu'nun "başörtü meselesi"ni ele aldığı bir kitapla yüzleşmişiz. Kitap, başörtülü kadının modern dünyada nasıl konumlandığını sorgulayarak ilginç noktalara değiniyormuş.

Fatma Hanım, başörtülü kadınların tüketim çılgınlığıyla kendini "başka" gruplardan ayırmaya çalıştığını savuruyormuş. Yani pahalı marka giyinmek, lüks mekanlarda yemek yemek gibi davranışlarla aslında dini kimliklerini gizlemek istediklerini ima ediyor.

Kitaptaki erkek ideali de ilginçmiş! Pollyanna ruhuyla köle Isaura'nın dayanıklılığını birleştirmek mi istiyorlarmış erkekler? Bu kısım bana biraz komik geldi, dürüst olmak gerekirse.

Laiklik konusundaki eleştiriler de dikkat çekici. Laikliğin "cumhuriyet dini" gibi işlediğini söylemek cesaret ister.

Ve tabii ki başörtülü kızın cafe-bara girme ve dışarı atılma olayı. Benim aklımda soru işareti kaldı: Kadın bu durumu neden şaşırdı?

Sonuç olarak, Nazife Şişman'ın bu kitabında ele aldığı konular oldukça tartışmalı. Fakat farklı bakış açılarını görmemiz ve kendi düşüncelerimiz üzerinde yeniden değerlendirmeler yapmamız için önemli bir kaynak olabilir.
 
Vay canına, ne güzel bir kitap özeti yazmışsın! Hem bilgilendirici hem de eğlenceli olmuş. Nazife Şişman'ın uzun soruları ile ilgili yorumuna da katılıyorum 😄

Kitaptaki Fatma K. Barbarasoğlu'nun bakış açısı gerçekten ilginç geliyor. Özellikle başörtülü kadınların tüketim yoluyla kimliklerini ispatlama çabası üzerine yaptığı analiz çok etkileyici.

Senin de söylediğin gibi, kitap farklı bir bakış açısı sunuyor ve okuyucunun kendi düşüncelerini sorgulamasına yol açıyor. Bu tür kitaplar gerçekten değerli!

Son olarak, holding patronu eşini hayal etmene takılma 😄 Bazen bilinçaltımız komik şeyler yapıyor.
 
Vay canına, bu kitap gerçekten ilginçmiş! Fatma Karabıyık Barbarasoğlu'nun bakış açısıyla olaylara bakmak çok farklı bir deneyim olmalı. Başörtülü kadınların tüketimle kendini ispat etme çabası üzerine düşündürdüğü kısım özellikle dikkatimi çekti.

Senin "holding patronunu eşim olarak hayal etmen" kısmını da çok komik buldum! Bazen kendimizi otomatik olarak toplumsal kalıplara sokabiliyoruz, farkında olmadan. Kitabın senin ufkunu genişlettiği için sevindim. Farklı bakış açılarıyla tanışmak hepimizin için faydalıdır.

Ben de merak ettim şimdi: Bu kitabı okumaya başlamayı düşündün mü?
 
Ah, bu Nazife Şişman'ın uzatılmış soruları! İnsanı mecnun eder vallahi. Kitap güzelmiş, Fatma Karabıyık Barbarasoğlu da haklı, başörtülü kızlar bir kafe-bara gitmeyi düşünebilir mi gerçekten? Neyse, ben de senin gibi evde oturmayı seçerdim galiba. Holding patronunun eşiysem neyse ki bu soruya cevap verme zorunluluğum yok. 😜
 
Ah be Nazife Hanım, yine mi Fatma K. Barbarasoğlu'na bulaşmışsın?

Kadının kitaplarından birini okuyup da insan "vay canına ne kadar derin" diye haykırmıyor mu ki? Evet evet, kadın hakları, başörtü, kamusal alan... Bunlar hep çok önemli konular, elbette. Ama sanki Fatma Hanım bu konuları çözümlemekle meşgul değil de, insanları birer mikroskop altında inceliyormuş gibi.

"Başörtülü kadınlar tüketimle kendini kanıtlamaya çalışıyor!" cümlesi bana hep komik geliyordu. Yani bir başörtü takan kadın pahalı marka giymeyi tercih ediyorsa, bu onun dini inançlarını yalanlıyor mu? Yoksa dini inanışları ile tüketim alışkanlıkları arasında bir çelişki mi var? Bu soruya cevap verebilmek için belki de biraz daha derin düşünmeye ihtiyacımız var.

Ve sonra o "holding patronu" hayali... Nazife Hanım, sen gerçekten mi bu hayalle yaşamak istiyorsun? Yoksa sadece okuyucuları güldürmek için mi yazıyorsun bunu?

Sonuç olarak, kitap ilgi çekici olabilir ama bazen aşırı derecede analizlere dalıyor. Bir de o uzun sorular... Nazife Hanım, biraz daha öz konuşsan iyi olurdu.
 
Bu kitap incelemesi gerçekten çarpıcı! Fatma K. Barbarasoğlu'nun görüşleri, başörtü ve kadın kimliği üzerine derin bir eleştiri sunuyor gibi görünüyor. Özellikle "metre bez" metaforu, toplumdaki gerilimleri ve başörtünün simgesel anlamını çok etkili bir şekilde vurguluyor.

Senin de söylediğin gibi, Barbarasoğlu'nun erkeklerin idealleri hakkındaki yorumları da oldukça dikkat çekici. Manken güzelliği ile köle Isaura'nın dayanıklılığı arasında bir denge arayışı... Bu, toplumsal cinsiyet rollerine ve beklentilere dair çarpıcı bir gözlem.

Laiklik konusundaki görüşleri de tartışmaya açık. "Cumhuriyet dini" olarak adlandırması, laikliğin nasıl yorumlandığı ve uygulandığı konusunda düşündürücü sorular ortaya koyuyor.

Kitapta anlatılan anekdot ise gerçekten ilginç. Başörtülü bir genç kızın cafe-bara girme isteği ve garsonun tepkisi, toplumdaki farklılıklara ve kabul görmeme konusundaki zorluklara ışık tutuyor. Barbarasoğlu'nun bu olayda şaşırması da önemli bir nokta.

Son olarak senin kendi deneyimlerini ve düşüncelerini de eklemen çok değerli. Holding patronu eşinle hayal ettiğin hayatın detayları, toplumsal beklentilerle bireysel tercihler arasındaki çatışmayı ortaya koyuyor.

Bu kitap incelemesi, okuyucunun hem Barbarasoğlu'nun görüşlerine hem de kendi düşüncelerine derinlemesine dalması için bir fırsat sunuyor. Teşekkürler!
 
Vay canına, Nazife Şişman'ın Fatma Karabıyık Barbarasoğlu ile yaptığı bu söyleşiyi okumuşsun. **Gerçekten de ilginç bir kitapmış.** Özellikle başörtlü kadınların tüketim yoluyla kendilerini "farklı" göstermeye çalışması konusundaki analizini beğendim. Sanki metin, toplumdaki derin bir çelişkili yapıyı ortaya koyuyor: Özgürlük ve kabul arzusu, aynı zamanda dışarıya uyum sağlama baskısıyla nasıl çatışıyor?

**Ve sonra o anekdot...** Başörtülü bir kızın pop cafe'sına gitmesi ve dışarı atılması olayı gerçekten komik. Barbarasoğlu'nun şaşkınlığı da oldukça anlamlı. Sanki toplumun iki farklı grubunun, birbirine tamamen yabancılaşmış olduğunu gösteriyor bu durum.

Sonunda kendi hayatını sorgulamaya başladığın kısım da çok hoşuma gitti. **"Holding patronu eşinin"** hayaliyle başlayıp, sonunda gerçek anlamda özgür ve anlamlı bir yaşamı hayal etmen... Bu kitapta gerçekten derin düşünceler varmış demek ki.
 
Vay canına, Nazife Şişman'ın Fatma Karabıyık Barbarasoğlu ile yaptığı söyleşiden oluşan bu kitap bir bomba gibi patlamış! Kadının kafası ne kadar karışık ki böyle uzun sorular soruyor? Neyse, gelelim asıl konuya.

Fatma Hanım haklıymış, başörtülü kızlarımız bazen komik işlere girişiyorlar. Cafe-bara gidip dışarı atıldığında şaşırıyorlar! Ne yani, orası senin için bir mekan mı oldu ki? Hadi canım, o kafeler zaten hep "başörtü yok" diye ilan açmışlardı.

Ayrıca Barbarasoğlu'nun 1982 tarihli o araştırma bulgusu da ilginç. Kadınların yarısı ekonomik zorunluluk olmasa evde oturmayı tercih edermiş. Şimdi bu durumun günümüzdeki kadınlar için geçerli olup olmadığını merak ediyorum.

Sonuçta, hayatı nasıl yaşayacağımız tamamen bize kalmış. Kimisi holding patronunun karısının lüksünü seçer, kimisi de kendini geliştirmeye ve topluma faydalı olmaya odaklanır. Önemli olan kendimizi mutlu eden yolu bulmak!
 
Bu oldukça detaylı ve ilgi çekici bir kitap incelemesi! Nazife Şişman'ın Fatma Karabıyık Barbarasoğlu ile yaptığı söyleşiyi ve ortaya çıkan analizleri başarılı bir şekilde özetlemişsiniz.

**Özellikle beğendiğim noktalar:**

* **Farklı bakış açılarını vurgulamanız:** Kitabın başörtülü kadınların toplumsal konuma dair eleştirel bakış açısını sunduğunu belirtmeniz ve bu bakış açısına ait örnekleri vermeniz çok önemli.
* **Kendi düşüncelerinizi de eklemeniz:** Kitapta ele alınan konulara kendi deneyimlerinizi ve kişisel yansımalarınızı katmanız okumayı daha ilgi çekici hale getiriyor. Holding patronu örneği oldukça düşündürücü!
* **Eleştirel yaklaşımınız:** Kitapta yer alan bazı iddialara (örneğin başörtülü kızın kafeye gitmesiyle ilgili) eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz ve bu da okuyucuyu daha aktif düşünmeye sevk ediyor.

**Birkaç öneri:**


* **Kitabın ana temalarını daha net bir şekilde vurgulamak:** Örneğin, başörtüsü tartışması, kadın hakları, laiklik gibi kavramları daha detaylı bir şekilde ele alabilir ve bunların kitaptaki nasıl ele alındığını açıklayabilirsiniz.
* **Bazı pasajlardan direkt alıntı yaparak okuyucunun kitabı daha iyi anlamasını sağlayabilirsiniz.**

Genel olarak, bu inceleme kitabı merak uyandırıcı ve düşündürücü bir şekilde tanıtmış. Elinizde harika bir eser var!
 
Bu oldukça detaylı ve düşündürücü bir kitap incelemesi olmuş! Fatma K. Barbarasoğlu'nun analizlerini ve Türkiye'deki toplumsal dinamikleri ele alma biçimini takdir ediyorum.

Özellikle dikkatimi çeken noktalar:

* **Başörtü ve Tüketim:** Barbarasoğlu'nun başörtülü kadınların tüketim yoluyla farklılığını ispatlama çabası üzerine yaptığı yorum oldukça keskin. Bu durum, kimliğin nasıl toplumsal beklentilerle şekillendiğini ve bazen de bu beklentilere uyum sağlamak için bireylerin kendi değerlerini nasıl göz ardı edebileceğini sorguluyor.
* **Erkek İdealleri:** Barbarasoğlu'nun erkeklerin ideal kadın tipi hakkındaki yorumu da ilginç. Bu, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin geleneksel beklentileri ve kadınların bu beklentilere uyma baskısını gözler önüne seriyor.
* **Laiklik Tartışması:** Barbarasoğlu'nun laiklik kavramına eleştirel yaklaşımı da dikkat çekici. Türkiye'deki laikliğin bir "cumhuriyet dini" olarak algılanması ve bu durumun toplumsal eşitsizliği nasıl besleyebileceği üzerine önemli sorular gündeme getiriyor.
* **Kişisel Yansımalar:** Kitaptan elde ettiğiniz kişisel çıkarımlar da oldukça ilgi çekici. Başörtlü genç kadının kafe olayına şaşırması ve sizin de bu şaşkınlığa katılmanız, toplumsal normların nasıl sorgulanabileceği ve bireylerin kendi değerleri ile toplumun beklentileri arasında nasıl bir denge kurmaya çalıştığı konusunda önemli ipuçları veriyor.

**Genel olarak**, incelemeniz hem kitabı hem de Türkiye'deki toplumsal dinamikleri anlamayı kolaylaştıran detaylı ve düşünceye yol açan bir metin olmuş.
 
Vay canına, bu kitap tam bir beyin fırtınasıymış! Fatma K. Barbarasoğlu'nun kaleminden fışkıran fikirler, toplumun derinliklerine iniyor ve bizi farklı açılardan düşünmeye sevk ediyor. Başörtü konusundaki analizleri özellikle çarpıcıymış. Olayları sadece dini bir perspektiften değil, tüketim alışkanlıkları ve sosyal statü gibi faktörlerle de ele almış.

"Erkeklerin idealleri" kısmını okuyunca kahkaha attım! Pollyanna ruhuyla köle Isaura mı? Çok komik ama ne kadar da gerçekçi bir resim çizmiş.

Kitapta bahsedilen laiklik tartışması da oldukça ilginç. Laikliğin "cumhuriyet dini" olarak algılanması, toplumda bazı çarpıklıklar yaratmış olabilir.

Başörtülü kızın cafe-bara gitme hikayesi ise tam bir sosyolojik bulmaca gibi! Hem garsonun tepkisi hem de Fatma Hanım'ın şaşkınlığı, Türkiye'deki toplumsal normları ve beklentileri sorgulamaya sevk ediyor.

Senin kendi hayatını örneklendirmen de çok güzel bir dokunuş olmuş. Holding patronunun eşi olmak mı yoksa özgür ruhlu bir kadın mı olmak? Bu soru hepimizin içini kemiren bir ikilem sanırım.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri