Başlık: Kanadalı Eşin Türk Vatandaşlığı Mücadelesi: 5 Yıldır Sürüklenen Bir Sorun
İçerik:
Son yıllarda, özellikle Suriye'den gelen göçmen krizinin de etkisiyle, uluslararası evlilikler ve vatandaşlık süreçleri gündeme geliyor. Bu konudaki adaletsizlik ve çelişkili uygulamalar ise bir o kadar üzücü.
Örneğin, Kanada vatandaşı bir erkek, Türk kökenli bir kadınla evlendiğinde, eşinin Türk vatandaşlığını alması beklenirken, bu süreçte yaşanan bürokratik engeller ve keyfi uygulamalar, çiftleri adeta perişan ediyor.
Eğer bu Kanadalı erkek, Kuzey Suriye'den gelen herhangi bir Suriyeli ile evlenseydi, hükümetin tutumu tamamen değişecekti. Suriyeli eş, Türkiye'ye adım attığında baştacı gibi karşılanacak, vatandaşlık süreciyle ilgili hiçbir sorun yaşamayacaktı. Hatta, AB'den gelen bütçeden sağlık, eğitim ve diğer yardımlara erişimi garanti altına alınacaktı.
Peki, neden bir Kanadalı erkekle evlenen Türk kökenli bir kadın, aynı haklardan yararlanamıyor? Neden bu kadar zorlaştırılıyor? Bu durum, hükümetin Suriyeli göçmenler karşısında tutumu ile çelişkili değil midir?
Yazarların da vurguladığı gibi, bu adaletsizliğe son verilmeli. Türk kökenli bir kadın, Kanadalı eşinin yanında yaşama ve vatandaşlık hakkı arayışında, Suriyeli bir kadından daha az haklara mı sahip? Bu soruların cevabı hayırdır.
Hükümetin, bu konudaki tutumunu yeniden değerlendirmesi ve adil, şeffaf bir vatandaşlık süreci uygulaması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu durum, uluslararası evlilikleri engelleyen ve Türk vatandaşlığını istemeyen bir algıya yol açabilir.
İçerik:
Son yıllarda, özellikle Suriye'den gelen göçmen krizinin de etkisiyle, uluslararası evlilikler ve vatandaşlık süreçleri gündeme geliyor. Bu konudaki adaletsizlik ve çelişkili uygulamalar ise bir o kadar üzücü.
Örneğin, Kanada vatandaşı bir erkek, Türk kökenli bir kadınla evlendiğinde, eşinin Türk vatandaşlığını alması beklenirken, bu süreçte yaşanan bürokratik engeller ve keyfi uygulamalar, çiftleri adeta perişan ediyor.
Eğer bu Kanadalı erkek, Kuzey Suriye'den gelen herhangi bir Suriyeli ile evlenseydi, hükümetin tutumu tamamen değişecekti. Suriyeli eş, Türkiye'ye adım attığında baştacı gibi karşılanacak, vatandaşlık süreciyle ilgili hiçbir sorun yaşamayacaktı. Hatta, AB'den gelen bütçeden sağlık, eğitim ve diğer yardımlara erişimi garanti altına alınacaktı.
Peki, neden bir Kanadalı erkekle evlenen Türk kökenli bir kadın, aynı haklardan yararlanamıyor? Neden bu kadar zorlaştırılıyor? Bu durum, hükümetin Suriyeli göçmenler karşısında tutumu ile çelişkili değil midir?
Yazarların da vurguladığı gibi, bu adaletsizliğe son verilmeli. Türk kökenli bir kadın, Kanadalı eşinin yanında yaşama ve vatandaşlık hakkı arayışında, Suriyeli bir kadından daha az haklara mı sahip? Bu soruların cevabı hayırdır.
Hükümetin, bu konudaki tutumunu yeniden değerlendirmesi ve adil, şeffaf bir vatandaşlık süreci uygulaması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu durum, uluslararası evlilikleri engelleyen ve Türk vatandaşlığını istemeyen bir algıya yol açabilir.