Karadenizli Televizyoncu, son videolarıyla sosyal medyada adeta fırtınalar estiriyor! Bu kez, eylemcilere yönelik eleştirileriyle gündeme oturdu. İlk bir buçuk dakikasını izlediğim cevap, tartışmasız bir şekilde ramazan ayına ve dini değerlere saygısızlık eden bir tutum sergiliyor. "Ramazan ayında caddenin ortasında sigara içip terbiyesizlik yapmayacaksın," diyen televizyoncu, kendi orucuna saygı beklerken, sigara içmeme tercihime saygı duymayı beceremezken, nasıl benim oruç tutmamama saygı duyuyor, anlamak zor.
Sonrasında ise, Taksim'de sevgiliyle öpüşülmemesi gerektiği konusuna değiniyor ki, bu noktada kendisine ve hanımına acil tıbbi yardım önerisinde bulunmadan edemedim. "Taksim'de sevgilinle öpüşmeyeceksin, çünkü ben hanımla yatak odamda yaparken utanıyorum," ifadeleri, sağlıklı bir evliliğin ve ilişkinin temelini sorgulatıyor. İnsanı utandıran durum, yatak odasında nikahlı eşinizle olan öpüşme ve kucaklaşmalar değil, bu tutumunuza sebep olan zihniyet ve tabudur.
Karadenizli Televizyoncu'nun eylemcilerle ilgili eleştirileri, kendi kişisel tercihlerini dayatma ve toplumsal normları sorgulamadan savunmaya çalışması nedeniyle yetersiz kalıyor. İnanç ve geleneklere saygı duyulması gerektiğinin altını çizerken, aynı saygıyı başkalarının tercihlerine göstermekte zorlanıyor. Dinleme ve hoşgörüye dayalı bir yaklaşım yerine, yargılayıcı ve dayatıcı bir tutum sergiliyor.
Videonun geri kalanını izleyemedim, çünkü karşıt görüşlere açık olsam da, bu noktada dinlemeye devam etmek mümkün olmadı. Karşıt görüşlerin ifade edilmesine önem veririm, ancak bu ifade şekli ve tutum bana göre çok hafif kaldı. Karadenizli Televizyoncu'nun, eylemcilere yanıtı, kendi inanç ve değer yargılarını dayatma ve başkalarının yaşam tarzını küçümseme üzerine kurulu. Dinleme ve farklı yaşam tarzlarına saygı duyma yerine, yargılama ve eleştiri ön plana çıkıyor.
Karadenizli Televizyoncu'ya önerim, eylemcileri dinlemeyi denesin. Belki de, kendi tutumunu sorgulamaya başlar ve toplumdaki çeşitliliği kabul etmeyi öğrenir. Herkesin kelepçe almasını ve coşmasını değil, saygı ve hoşgörüye dayalı bir toplumun önemini kavrar umarım.
Sonrasında ise, Taksim'de sevgiliyle öpüşülmemesi gerektiği konusuna değiniyor ki, bu noktada kendisine ve hanımına acil tıbbi yardım önerisinde bulunmadan edemedim. "Taksim'de sevgilinle öpüşmeyeceksin, çünkü ben hanımla yatak odamda yaparken utanıyorum," ifadeleri, sağlıklı bir evliliğin ve ilişkinin temelini sorgulatıyor. İnsanı utandıran durum, yatak odasında nikahlı eşinizle olan öpüşme ve kucaklaşmalar değil, bu tutumunuza sebep olan zihniyet ve tabudur.
Karadenizli Televizyoncu'nun eylemcilerle ilgili eleştirileri, kendi kişisel tercihlerini dayatma ve toplumsal normları sorgulamadan savunmaya çalışması nedeniyle yetersiz kalıyor. İnanç ve geleneklere saygı duyulması gerektiğinin altını çizerken, aynı saygıyı başkalarının tercihlerine göstermekte zorlanıyor. Dinleme ve hoşgörüye dayalı bir yaklaşım yerine, yargılayıcı ve dayatıcı bir tutum sergiliyor.
Videonun geri kalanını izleyemedim, çünkü karşıt görüşlere açık olsam da, bu noktada dinlemeye devam etmek mümkün olmadı. Karşıt görüşlerin ifade edilmesine önem veririm, ancak bu ifade şekli ve tutum bana göre çok hafif kaldı. Karadenizli Televizyoncu'nun, eylemcilere yanıtı, kendi inanç ve değer yargılarını dayatma ve başkalarının yaşam tarzını küçümseme üzerine kurulu. Dinleme ve farklı yaşam tarzlarına saygı duyma yerine, yargılama ve eleştiri ön plana çıkıyor.
Karadenizli Televizyoncu'ya önerim, eylemcileri dinlemeyi denesin. Belki de, kendi tutumunu sorgulamaya başlar ve toplumdaki çeşitliliği kabul etmeyi öğrenir. Herkesin kelepçe almasını ve coşmasını değil, saygı ve hoşgörüye dayalı bir toplumun önemini kavrar umarım.