Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Karamanlılar

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Karamanlılar, Türkiye'de yaşamış, günümüzde başta Yunanistan olmak üzere farklı ülkelere göç etmiş Ortodoks bir Türk veya Rum halkıdır. Karamanlılar, Kapadokya Rumları ile karıştırılmamalıdır. küçükresim|sağ|250px|Karamanlılar'ın Türkiye'de yoğun yaşamış oldukları alan [[Dosya:Karamanlidika.jpg|250px|küçükresim|Bir evin kapısında bulunan Karamanlı Türkçesiyle yazı (MAΣAΛAΧ “Maşallah”)İncesu (Kayseri)]] Karamanlılar; Kayseri, Konya, Mersin, Antalya, Nevşehir ve Kırıkkale, İstanbul, Ankara, Niğde, Ürgüp, Amasya, Karaman, Zincidere, İncesu, Talas, Akşehir, Samsun, Bafra, Çarşamba, Adana, İzmir, Safranbolu, Havza, Tosya, Zile, Çankırı, Kula, Kastamonu, Bolu, Merzifon, Taşucu, Mürefte, Kütahya, Bayındır, Polatlı, Geyve, Ereğli, Hamidiye, Gölcük, Mihaliç, Adapazarı, Eskişehir, Alaçam, Zonguldak, Ereğli, Bartın, Alanya, Erbaa, İnebolu, Çaycuma, Denizli, Balıkesir, Salihli, Gemlik, Düzce, Gümüşhacıköy, Söğüt, Uşak, Ödemiş, Burdur, Isparta ve Akdağmadeni, Aydın, Nazilli, Trabzon, Rize başta olmak üzere İç ve Güney Anadolu ile Kuzey Batı Anadolu ve Batı Anadolu'daki birçok bölgede yaşamışlardır. İngiliz Arkeolog Richard Dawkins, 1909-1911 yılları arasında Karamanlı Ortodokslar arasında ve Bitinya’da gezmiştir. Dawkins, bu gezisinin devamında İzmit, Bursa bölgelerine gelmiş ve burada Türkçe konuşan Rum köyleri olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, burada konuşulan Rumca, Karamanlılar tarafından konuşulan Dil ile çok yakınlık göstermekteydi. Hatta Dawkins, bunların dillerinin Asyatik olduğunu ve Rumca'dan farklı özellikler gösterdiğini ifade etmiştir. Bursa, İzmit ve Yalova’nın yanında İznik’te de Hristiyan Türklerin yaşadıkları ve Grek harfleriyle Türkçe kitabeler bıraktıkları bilinmektedir. Karamanlıların kökenlerinin, dilsel olarak Türkleştirilmiş Bizans Rum nüfusunun kalıntıları olduğu ve aslen Türk fetihlerinden sonra bölgeye yerleşen Hristiyan Türk askerleri oldukları tartışmalıdır. 1923'teki Türk-Yunan Ahali Mübadelesi ile Yunanistan'a gönderilmişlerdir. Tarih Karamanlıların kökenleri uzun süredir tartışılmakta olup, konu hakkında iki temel teori bulunmaktadır. Birine göre onlar, Ortodoks kalmalarına rağmen dilsel olarak Türkleştirilmiş Yunanca konuşan Bizans nüfusunun kalıntılarıdır. İkinci teori, onların aslen Bizans imparatorlarının Anadolu'ya çok sayıda yerleştirdiği ve Türk fetihlerinden sonra dillerini ve Hristiyan dinlerini koruyan Türk askerleri olduğunu savunur. Yunan bilim adamları, Karamanlıların Yunan kökenli olduğu ve ya zorla ya da kıyı bölgelerindeki Rumca konuşan Ortodoks Hristiyanlardan tecrit edilmelerinin bir sonucu olarak Türkçeyi anadilleri olarak benimsedikleri görüşüne eğilimlidirler. Türk bilginleri onları, fetihten önce Bizans topraklarına göç etmiş veya Bizans ordularında paralı asker olarak görev yapmış, yeni yöneticilerinin dilini değil de dinini benimsemiş Türklerin torunları olarak kabul ederler. Karamanlıların kendilerini nasıl tanımladıklarını kanıtlayacak yeterli kanıt yoktur. ifadesini ilk kullanan kişi ise 1553 yılında Kanunî Süleyman Han’a yıllık vergi ödemek ve müzakerelerde bulunmak için Viyana’dan İstanbul’a hareket eden elçilik kafilesi içinde özel yolcu olarak bulunan Alman Hans Dernschwam’dır. Türkler ise Bizans İmparatorluğue de genellikle Rum denilmiştir. Millî Mücadele denilmeye başlanmıştır. 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan “Türk-Yunan Ahali Mübadelesi”ne ilişkin protokol gereği İstanbul dışında yaşayan diğer Ortodoks Hristiyanlar gibi Karamanlı Türkleri de Rum sayılarak, Yunanistan’a gönderilmişlerdir. Tek kelime Rumca bilmeyen ilk kuşak Karamanlılar, yeni vatanlarında pek çok zahmet çekmişler fakat onların çocukları ve torunları Yunan devletinin asimilasyon politikası sebebiyle zamanla Yunanlaşmış ve ana dilleri Yunanca olmuştur. Dil Türkler tarih boyunca çeşitli halkların tesiriyle farklı dinleri kabul etmiştir. Bu dinleri kabul ederken o halkların alfabelerini de almışlardır. Ermeniler vasıtasıyla Hristiyan olan Türkler Ermeni harflerini, Müslüman olan Türkler ise Arap harflerini kullanmışlardır. Karamanlılar da ana dili olarak Türkçe konuşmuşlar fakat diğer Türkler'den farklı olarak Yunan alfabesi kullanmışlardır. Yunan alfabesiyle yazılmış bu Türkçe metinlere Karamanlıca (veya Karamanlı Türkçesi) adı verilir. Zaman zaman denildiği de olur. 1943 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Niğde milletvekili olarak giren, Yahudi kökenli Profesör Avram Galanti şöyle bir ifadede bulunmuştur:Antalya Rum halkı 1870 yılına kadar Yunanca bilmezdi. Rodos’ta bana Yunanca ders veren Nikolaidis, Antalya’da ilk Yunanca ders veren kişi olduğunu, Antalya’ya geldiğinde Rumlar'ın Yunanca'dan tek bir harf bilmediklerini söyledi.1437 yılında Doğu Kilisesi'nin vaziyetini görüşmek üzere toplanan Bazel Konsili’nin raporunda Anadolu’nun birçok yerinde ruhban sınıfı da dahil olmak üzere “kâfir Türkler'in dilini” konuştuklarından yakınılmaktadır. 15. asırda Gian Maria Angiolello, Meram’da oturan Rumlar’ın sadece Türkçe konuştuklarını ve dua kitaplarının da Arap harfleriyle ve Türkçe yazıldığını anlatmaktadır. Evliya Çelebi, seyahatlerinde rastladığı Karamanlılar için "Bâtıl Türk insanı üzerine kelimat ederler, asla Rum lisanı bilmeyip bâtıl Türk lisanı bilirler." der. Karamanlılar'ın eskiden yaşadığı bölgede hâlâ çok sayıda Karamanlıca mezar taşı ve kilise yazıtlarına rastlanmaktadır. Karamanlılar, Yunan alfabesiyle Türkçe olarak zengin bir edebiyat vücuda getirmişlerdi. Karamanlıca eserler, 18. asırda yazılmaya başlanmış; 19. asırda artarak devam etmiş, 19. asrın sonları ile 20. asrın başlarında ise, en yoğun dönemini yaşamıştır. Karamanlılar'dan kalan eserlerin çoğu dinîdir. Hristiyanlık'ın öğretilerini 18. asırda halka duyurmak ve yaymak maksadıyla kaleme alınan Karamanlıca metinler, 19. asrın ikinci yarısından itibaren halk edebiyatına ait hikâye ve destan gibi türlerin ve başvuru kitaplarının da dahil olmasıyla genişlemiştir. Karamanlı ağzıyla yazılmış ilk kitaplar, 18. yüzyılın ilk yarısına aittir. Karamanlı edebiyatı 1718’de yazılmış olan Gulzare İmane Mesehi (Mesih Dininin Gülbahçesi) adlı Hristiyanlık'a ait bir kılavuz kitap yazımı ile başlar. Osmanlı Türkçesi ile basılmış ilk kitabın 1729 yılına ait olduğu düşünülecek olursa, 1718 yılında Grek alfabesiyle basılmış kitabın, Türkçe basılmış olan ilk kitap olduğu söylenebilir. 18. asırda yazılan dinî olmayan tek eser, 71 atasözünün derlendiği “Zahiti Fakir Methodios Rahip Halkın ağzında Solilenilen İspk Turkigiul İmpare Kelamleri ... zapt eyleti” adlı derlemedir. Karamanlı edebiyatının en önemli isimlerinden biri, 18. yüzyılda Antalya, Kıbrıs ve Ankara’da yaşamış olan ve Yunanca’dan Kolay İman Nasihetü, Cümle Senenan Kıriakalerane Cevap ve Nasaatler, Kıriakodromion Hacetname Kitabı gibi birçok dinî ve ahlakî eseri tercüme eden Antalyalı Seraphim’dir. küçükresim|Evangelinos Misailidis 19. yüzyılda yaşamış olan Evangelinos Misailidis’in de Karamanlı edebiyatı içinde önemli bir yeri vardır. Evangelinos Misailidis tüm Tanzimat dönemi yazarları gibi kendi toplumunu eğitmeyi hedeflemişti. 1871-1872 yıllarında dört ciltlik Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş” adlı romanını Yunan harfleriyle ve dönemin Türkçe'siyle yayınlamıştı. Bu roman Türkçe'nin seyahat-macera türündeki ilk romanı sayılmaktadır. Misailidis, 1851 yılında Gazeta-yı Anatolia adlı bir gazete de çıkarmıştır. Karamanlı edebiyatında din dışı ilk eserler 19. yüzyılın sonlarına doğru yazılmıştır. İlk din dışı eser, dir. Karamanlı edebiyatının din dışı eserleri arasında, Hikâyey-i Köroğlu, Hikâye-i Şah İsmail, Âşık Garip, Meşhur Nasreddin Hoca, Nasrettin Hocanın Tuhaf ve Gülücek Menkıbeleri gibi halk edebiyatına ait ürünler de yer almaktadır. 18. yüzyılda başlayan Karamanlı edebiyatının 1924 yılında sona erdiği söylenebilir. Karamanlıca yazılmış bugüne kadar tespit edilen eser sayısı 752’dir. Bu eserlerin çoğu Atinada’ki Milli Kütüphane’de (National Bibliothec) ve Yunan Bilim Akademisi Kütüphanesi’nde (Bibliothek der Griechischen Akademie der Wissenchaften) bulunmaktadır. Karamanlılar'ın Etnik Kökenine Dair Yunan Tezi Yunanlar Karamanlılar'ın Türk Ortodokslar olduklarını inkâr etmektedir. Yunan tezine göre Karamanlılar dillerini kaybetmiş Rumlar'dır. Bunun sebebi Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığa bir de Hristiyan Türk azınlığın eklenmesini istememeleridir. Fakat eldeki pek çok veri Karamanlılar'ın Türk Ortodokslar olduğunu ispat etmektedir. Bir halkın dilini bırakması, dinini bırakmasından çok daha zordur. Anadolu'daki Rum Ortodokslar ülkenin resmî dili olan Türkçe'nin yanında kendi ana dilleri olan Rumca'yı da bilirlerdi ve ayinlerini Rumca yaparlardı. Karamanlılar ise tek kelime Rumca bilmezlerdi, bildikleri tek dil Türkçe idi. Karamanlılar'ın adlarının Türk adı olması Türk kökenli olduklarına dair en büyük delillerden biridir. Eğer Karamanlılar Rum olsalardı Rumca adları olması gerekirdi. Çünkü bir Rum'un çoğuna Türkçe bir ad koyması mantıksızdır. Bir Türk, çocuğuna dinden ötürü Rumca ad verebilir -nitekim vermiştir- fakat bir Rum için Türkçe adlar bir şey ifade etmez. Karamanlılar'da görülen Türk adları şunlardır: Sevündük, Arslan, Uğurlu, Timur, Melikşah, Karagöz, Kaplan, Yağmur, Aydoğdu, Tanrıvermiş, Bahadır, Tursun (Dursun), Turmuş (Durmuş) Mübadele Türk-Yunan Ahali Mübadelesi din esaslı bir mübadele idi. Bu yüzden Türk Ortodokslar da Rum kabul edilip Yunanistan'a gönderildiler. Karamanlılar'ın bu göçü çok acıklı olmuştur. Bu konuda Despina ve Anastasia Merküroğlu kardeşler şöyle söylemektedir:..daima ağlıyorlardı. Bu kadar mülkleri, evleri nereye koyup gideceğiz, nereye gideceğiz. Kağnılarla geldiler Türklerimiz, kucaklayıp öpüyorlardı. ‘ Ah yavrularım nereye gideceksiniz..’ bunları belleyin. Ne muhabbetleri vardı. Ah nerelere gidiyorsunuz deyip gönderdiler.. Karamanlılar Yunanistan’a göç ettikten sonra da çileleri azalmamış, hatta daha da artmıştır. Burada çok sefil şartlar içinde yaşamış; onlarcası hastalıktan ve açlıktan hayatını kaybetmiştir. Özellikle, Rumca bilmedikleri için bölgede yaşayan Yunanlarla da iletişim kuramamışlardır. Amerikan Kadın Hastaneleri örgütünün Yunanistan’daki şubesinin başında olan Esther Lovejoy, bu durumu şöyle anlatır:Göçmenlerin hali tarfi edilemez. Bunlar bütün dünyanın reddettiği vatansız insanlar, çoğu da kadın ve çocuk; Yunanca konuşamıyorlar; oradan oraya hayvanlar gibi güdülüyorlar; ıslak çukurlara, mezbeliklere dolduruluyorlar; yemek kıt, su kıt, giysi yok; soğuk altında öylesine aç ve hasta bekleşiyorlar. Karamanlılar'ın mübadele için yaktıkları ağıt:Türkiyadan kaldırdılar bizleri Kan ağlıyor hepimizin gözleri Hiç kimsenin gülmez oldu yüzleri Bir yatırki yere sürdüler biiz Kilisayı mektepleri terk ettik Eşyaları paraları sarf ettik Antallayı[ mübadele] yapanları kahrettik Her birimiz bir tarafa atıldık.Karamanlılar Yunanistan'da yerli Yunanlar tarafından hakarete ve aşağılanmaya maruz kalmış; dışlanmıştır. Müstakil Türk Ortodoks Patrikhanesi Müstakil Türk Ortodoks Kilisesi, Patrik I. Eftim (doğum adı Pavlos Karahisaridis) tarafından 1922 tarihinde kurulmuştur. Karamanlılar bu tarihten evvel Fener Rum Patrikhanesi'ne tabi idiler. küçükresim|187x187pik|Türk Ortodoks Patrikhanesi, Merkez Meryem Ana Kilisesi Fener Rum Patrikhanesi'nin yoğun bir Yunanlaştırma siyaseti izlemesi, kiliselerde Türkçe'yi yasaklaması, Türk Ortodokslar'a Yunan örf ve âdetlerini dayatması, siyasete karışması, harpte Yunan devletinden taraf olması, Yunan devletinden emir alması ve Türk Millî Mücadelesi'ne muhalif olması Türk Ortodokslar tarafından tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine, Papa Eftim, kendisine bağlı cemaati toplayarak Fener Rum Patrikhanesi’ni protesto etmiş ve Türk Millî Mücadelesi'ne katılma kararı almıştır. Eftim ve ona tabi cemaati Millî Mücadele'de “Umum Anadolu Türk Ortodoksları Cemaatleri” olarak yer aldılar. 1924 yılında Karahisaridis ayinleri yönetmeye başlamış ve adını daha sonra Zeki Erenerol olarak değiştirmiştir. Cemaat mübadeleye tabi tutulmuş, fakat Karahisaridis ile aile fertleri Türk hükûmeti tarafından nüfus mübadelelerinden muaf tutulmuştur. Müstakil Türk Ortodoks Patrikhanesi hiçbir patrikhane tarafından tanınmamaktadır. Ayrıca Patrikhane kurulduğu günden beri Fener Rum Patrikhanesi'nin ekümeniklik iddiasını kabul etmemektedir. Kaynakça Kategori:Doğu Ortodoksluk Kategori:Kapadokya tarihi Kategori:Karaman tarihi Kategori:Türkiye'de Hristiyanlık
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri