Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Karındeşen Jack

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Karındeşen Jack (İngilizce: Jack the Ripper), 1888 yılında Londra’daki Whitechapel semti ve çevresindeki çoğunlukla fakir bölgelerde faal olduğuna inanılan kimliği tespit edilememiş bir seri katile verilen genel isimdir. Karındeşen Jack ismi katil olduğunu iddia eden bir kişi tarafından yollanıp medya tarafından yayılmış bir mektuptan ortaya çıkmıştır. Bu mektubun çoğunlukla bir kandırmaca olduğuna inanılmış ve gazeteciler tarafından hikâyeye olan ilgiyi güçlendirerek gazetelerin tirajını arttırmak amacıyla yazılmış olabileceği düşünülmüştür. Katil cinayet dosyaları ve o döneme ait gazete kaynaklarında “Whitechapel Katili” ve “Deri Önlük” olarak anılmıştır. Karındeşen Jack’e atfedilen saldırılar tipik olarak Londra’nın Doğu yakasında yaşayıp orada çalışan ve karınları parçalanmadan önce boğazları kesilerek öldürülen kadın fahişeleri hedef almıştır. En az üç kurbanın iç organlarının alınmış olması katilin bazı cerrahi ve anatomik bilgiye sahip olduğu fikrini oluşturmuştur. Cinayetlerle ilgili dedikodular 1888 yılının Eylül ve Ekim ayında güçlenmiş, Scotland Yard ve çeşitli medya organları katil olduğunu iddia eden kişi veya kişilerce gönderilen mektuplar almıştır. “Cehennemden” mektubu, kurbanlardan birinden alındığı düşünülen muhafaza edilmiş yarım bir böbrek ile birlikte Whitechapel Tetkik Komitesi lideri George Lusk tarafından teslim alınmıştır. Cinayetlerin olağan dışı vahşi tabiatı ve medyanın olaylara yaklaşımı sebebiyle halk gittikçe Karındeşen Jack olarak bilinen tek bir katilin olduğuna inanmıştır. Geniş çaplı gazete yayınları Karındeşen Jack'in uzun süreli ve yaygın uluslararası kötü ününün yerleşmesini ve efsanesinin iyice pekişmesini sağlamıştır. 1891 yılına kadar Whitechapel’da seri halinde gerçekleşen on bir vahşi cinayetin polis soruşturması 1888’de gerçekleşen bütün cinayetlere kesin olarak bağlanamamış, sıralı beş olarak bilinen Mary Ann Nichols, Annie Chapman, Elizabeth Stride, Catherine Eddowes ve Mary Jane Kelly isimli 31 Ağustos ve 9 Kasım arasında öldürülmüş beş kurban en muhtemel olarak birbirine bağlanmıştır. Cinayetler hiçbir zaman çözülememiş ve bu cinayetlerin çevresinde oluşmuş efsaneler gerçek tarihi araştırma, folklör ve sahte tarihin bir kombinasyonuna dönüşmüştür. Karındeşen dosyasının analizi ve çalışmalarını tanımlamak için "ripperology" terimi ortaya çıkarılmıştır. Şu anda Karındeşen’in kimliği konusunda binlerce teori vardır ve cinayetler birçok hayali yapıta ilham vermiştir. Günümüze kadar bozulmadan ve değişmeden ulaşabilmiş tek fiziki kanıt ise, kurbanlardan birine ait olduğu iddia edilen şaldır. Cinayet yöntemi [[Dosya:Whitechapel Spitalfields 7 murders.JPG|küçükresim|sol|300px|alt=Victorian map of London marked with seven dots within a few streets of each other|İlk yedi Whitechapel cinayetleri'nin yerleri- Osborn Sokak (orta sağ), George Yard (orta sol), Hanbury Sokak (yukarı), Buck's Row (uzak sağda), Berner Sokak (alt sağda), Mitre Square (alt solda), ve Dorset Sokak (orta sol)]] Karındeşen Jack'in yöntemleri vahşiceydi. Kurbanlarını önce boğazlayarak etkisiz hale getiriyor daha sonra da boğazını kulaklarına kadar kesiyordu. Ufak tefek değişikliklerle beraber kurbanların tamamına yakınının karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları çalınmış, bazen de burun ve/veya kulakları kesilmişti. Jack kurbanlarını, dizleri karınlarına çekilmiş ve bacakları açık bir şekilde düzenleyerek terkediyordu. Cinayetlerin işlendiği dönemde Londra’nın Doğu Yakasında yaşayan kadınlara karşı büyük oranda gerçekleştirilen saldırılar kaç kurbanın aynı kişi tarafından işlendiği konusunda belirsizliğe yol açmıştır. 3 Nisan 1888 tarihinden 13 Şubat 1891 tarihine kadar 11 cinayet işlenmiş ve bu cinayetlerin Londra Metropolitan polisi tarafından yapılan soruşturma kayıtları Whitechapel cinayetleri isimli tek bir dosyada toplanmıştır. Bu cinayetlerin tek bir kişi tarafından işlenip işlenmediği düşüncesi genel bir kabule ermiş olmaktan uzak olsa da, “sıralı beş” adı verilen beş kurban genel olarak Karındeşen Jack’in kurbanı olarak kabul edilmiştir. Çoğu uzman boğazın kesilmesi, karın ve cinsel organların parçalanması, iç organların alınması ve yüzde yapılan tahribatın Karındeşen Jack’in cinayetlerini uygulama şekli olduğunu kabul etmişlerdir. İlk iki Whitechapel cinayeti olan Emma Elizabeth Smith ve Martha Tabram’ın öldürülmeleri “sıralı beş” içerisinde yer almamışlardır. Emma Elizabeth Smith 3 Nisan tarihinde 1888 tarihinde Whitechapel’daki Osborn sokağında soyulup cinsel saldırıya uğramış, küt bir nesne cinsel organına sokulmuş ve karın zarı yırtılmıştır. Bu saldırı sonucu karın zarı iltihabı sebebiyle ertesi gün Londra Hastanesi’nde ölmüştür. Smith ölmeden önce kendisine iki ya da üç kişinin saldırdığını ve bunlardan birinin yeniyetme çağında biri olduğunu söylemiştir. Bu saldırı basında Karındeşen Jack ile alakalı olarak gösterilse de, çoğu yazar bu saldırının bir sokak çetesinin işi olduğunu kabul etmiştir. Martha Tabram ise 7 Ağustos 1888 tarihinde 39 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştür. Cinayetin şiddeti, cinayet için herhangi bir motivasyonun olmaması ve Whitechapel’de işlenmesi sebebiyle polis bu cinayetin bir Karındeşen Jack vakası olduğunu düşünmüştür. Martha Tabram’ın boğazı ve karnının kesilmesi yerine bıçaklanarak öldürülmesi sebebiyle bugün çoğu uzman onun bir Karındeşen Jack kurbanı olmadığını kabul eder. Sosyal arka plan 180px|küçükresim|sağ|Kadınlar ve çocuklar, Karındeşen Jack'in kurbanlarından ikisini öldürdüğü yere yakın olan Whitechapel ortak barınma evlerinin önünde toplanırlardı 19. yüzyılın ortalarında İngiltere, Londra’nın Doğu Yakası da dahil olmak üzere büyük şehirlerindeki nüfusun artmasına yol açan bir İrlandalı göçmen akınına maruz kalmıştır. 1882 yılından itibaren Çarlık Rusyası’ndaki kıyımlardan ve Doğu Avrupa’nın diğer bölgelerinden Yahudi mülteciler aynı bölgeye göç etmişlerdir. Londra’nın Doğu Yakası’nda bulunan Whitechapel mahallesi gittikçe aşırı kalabalıklaşmıştır. Çalışma ve barınma koşulları kötüleşmiş ve önemli bir ekonomik alt sınıf grubu gelişme göstermiştir. Doğu Yakası'nda doğan çocukların yüzde elli beşi beş yaşından önce ölmüştür. Hırsızlık, şiddet ve alkol bağımlılığı yaygın bir durum olmuş ve yerleşik fakirlik çoğu kadını fahişelik yapmaya yöneltmiştir. Ekim 1888’de Londra Metropolitan Polis Servisi'nin tahminlerine göre Whitechapel’da 62 genelev ve 1,200 fahişe çalışıyordu. Whitechapel'daki 233 ortak pansiyonda her gece yaklaşık 8.500 kişinin yatıyordu ve tek kişilik bir yatağın gecelik fiyatı 4 sentti ve bu evlerin yatak odalarında uzanan "yalın" bir ipte yatmanın maliyeti yetişkinler veya çocuklar için 2 pound fiyatındaydı. Ekonomik problemler ayrıca sosyal gerilimlere de eşlik eden bir durumdu. 1886 ve 1889 yılları arasında Kanlı Pazar gibi sıklıkla gerçekleşen gösteriler polis müdahalesine ve halk arasında huzursuzluğa yol açmıştır. Yahudi karşıtlığı, yerlilerin hak ve çıkarlarını koruma siyaseti, ırkçılık, yüksek suç oranı, sosyal huzursuzluk sebebiyle Whitechapel adı kötüye çıkmış bir ahlaksızlık yuvası haline gelmiştir. 1888 yılında gerçekleşen Karındeşen Jack cinayetleriyle birlikte Whitechapel hakkındaki bu olumsuz düşünceler daha da kuvvetlenmiş ve bu cinayetler yazılı basında daha önce görülmemiş bir şekilde haber yapılmıştır. Gerçek kimliği Karındeşen Jack'in kimliğine dair onlarca iddia ortaya atılmıştır ancak hiçbiri kanıtlanamamıştır. Bu şüpheli listesi birçok önemli ve soylu kişiyi de içermektedir. Katil olduğunu iddia eden kişinin Merkezi Haber Ajansına gönderdiği mektubu inceleyen uzmanlar mektubun yazarının alt tabakadan, eğitimsiz biri olduğu sonucuna varmışlardır. İç organların çıkarılması nedeniyle katilin cerrah ya da kasap olabileceği iddiaları ortaya atılmıştır. Katili görmüş olan bir adam polise şapkalı ve uzun bir palto giyen bir adamdan şüphelendiğini söylemiştir. Katilin kurbanlarının yanına yaklaştığında onların dikkatini çekmediği için o zaman yaşayan insanlar gibi giyindiği ve hareket ettiği düşünülmektedir. İngiliz DNA araştırmacısı Dr. Jari Louhelainen'in Catherine Eddowes'in kanlı şalı üzerinde yaptığı inceleme sonrasında vardığı sonuç, katilin Polonya kökenli akıl hastası berber Aaron Kosminski olduğu yönündedir. Jari'nin Mail on Sunday gazetesine yaptığı açıklamada, "Vardığım sonuçta şüpheye yer yok." şeklinde açıklaması olmuştur. 21. yüzyılın modern profil uzmanlarına göre katil zanlısı olabilme ihtimali en yüksek aday Yahudi tüccar Jacop Levy'dir. Jacop Levy cinayetlerin işlendiği bölgede kasaplık yapmaktadır. İlk cinayet bir hastane önünde işlenmiştir. Hastane frengi hastalarını tedavi amaçlı bulunmaktadır. Levy tedavi amaçlı gittiği hastaneden düş kırıklığı çıktı ve o anki nefret ile cinayeti işlemiş olabilirdi. Levy son cinayetten 2 yıl sonra ölmüştür, ölüm raporunda frengi yazıyordur. O dönem soruşturmalarında listede olup ilgisiz davranılarak sorgulanmamıştır. Karısı, işlerinin kötü gittiğini ve hayaller gördüğünü söylemiştir. 1. cinayet (Mary Ann Nichols) Frengi olabileceğini göstermektedir. 3. cinayet (Elizabeth Stride; Yahudi toplantısının önünde işlenmiş bir cinayettir ve cinayetten sonra Yahudi destekçisi bir yazı bulunmuştur, yazının yanında Stride'ın kanlı önlüğü vardır), Seri katiller kendi bölgelerinin çevresinde cinayetler işlerler, Levy'nin kasap dükkânı gibi. Başlıca beş kurban küçükresim|sağ|29 Hanbury Caddesi'nin 1888'deki görünümü. Annie Chapman ve katilinin daha sonra cesedinin keşfedileceği avluya yürüdüğü kapı, bina numarasının altında. Aynı dönemde benzer metotlarla öldürülen birçok kişi olmasına rağmen aşağıdaki listenin Karındeşen Jack'e ait olduğu konusunda birçok uzman hemfikirdir. Mary Ann Nichols (kızlık adı Mary Ann Walker, lakabı "Polly"), 26 Ağustos 1845 - 31 Ağustos 1888, Cuma. Annie Chapman (kızlık adı Eliza Ann Smith, lakabı "Dark Annie"), Eylül 1841 - 8 Eylül 1888, Cumartesi. Elizabeth Stride (kızlık adı Elisabeth Gustafsdotter, lakabı "Long Liz"), 27 Kasım 1843 İsveç doğumludur. Ölümü 30 Eylül 1888, Pazar. Catherine Eddowes (takma isimleri "Kate Conway" ve "Mary Ann Kelly"), Thomas Conway ve John Kelly ile evlenmiştir.14 Nisan 1842 - 30 Eylül 1888, Pazar. Mary Jane Kelly (bir Paris gezisinin ardından kendine "Marie Jeanette Kelly" ismini takmıştı. Lakabı "Ginger"). 1863 İrlanda doğumlu. Ölümü 9 Kasım 1888. (Bu cinayette yöntem Karındeşen Jack'e ait olduğu düşünülmemektedir. Birinci kanı; Mary Jane Kelly'nin kalbi sökülüp alınmıştı, halbuki Karındeşen Jack sadece rahmi alırdı. İkinci kanı; Jack hiçbir cinayeti kapalı alanda işlememiştir, Marry Jane Kelly cinayeti evinde işlenmişti. Üçüncü kanı; Jack insan anatomisini çok iyi biliyordu bundan önceki 4 cinayetinde organlar ustaca kesilerek çıkartılmıştı, Mary Jane Kelly cinayetinde amatörce organları kesilip çıkartılmıştı.) Mary Ann Nichols Buck's Row (bugün Durward Sokak) Whitechapel adresinde sabaha karşı 3:40'ta boğazı iki yerden kesilmiş ve karnının alt tarafının bir kısmı çentikli derin bir yarayla açılmış olarak bulunmuştur. Bu yaraya ek olarak aynı bıçakla açılmış başka kesikler de tespit edilmiştir. Chapman’nın bedeni 8 Eylül 1888 tarihinde bir cumartesi günü Spitalfields 29 Hanbury Sokak’taki bir arka bahçenin kapısının yanında sabaha karşı 6:00’da bulunmuştur. Mary Ann Nichols vakasında olduğu gibi boğazı iki yerden kesilmiş ve karnı kesilmiş bir şekilde bulunmuştur. Chapman'nın karnı kesilerek tamamen açılmış olup sonradan rahminin katil tarafından alındığı tespit edilmiştir. Bir görgü tanığının ifadesine göre Annie Chapman son olarak saat 5:30’da koyu saçlı ve temiz giyimli bir adamla görülmüştür. 170px|küçükresim|sol|Catherine Eddowes'un cesedinin Mitre Meydanı'nda bulunduğu pozisyonda çizildiği çağdaş polis resmi Stride ve Eddowes sabahın erken saatlerinde aynı gün öldürülmüştür. Elizabeth Stride Whitechapel’daki Berner Sokak (bugünkü Henriques Sokak)’ta boğazı kesilmiş olarak olarak bulunmuştur. Boğazının kesilmesi dışında karnında herhangi bir parçalama olmaması ya katilin işini yarım bırakmak zorunda kaldığı ya da Stride’nın Karındeşen Jack tarafından öldürülmediği kuşkusunu doğurmuştur. Görgü şahitleri gecenin erken saatlerinde onu bir adamla gördüklerini belirtmiş fakat her biri adamı farklı bir şekilde tarif etmişlerdir. Bazıları Stride’ın yanındaki adamın düzgün görünüşlü, diğerleri ürkütücü göründüğünü, bir kısım görgü şahidi ise eski püskü kıyafetli, bazıları ise şık giyimli olarak tarif etmişlerdir. küçükresim|sol|Catherine Eddowes'un öldürülmesinin ardından Goulston Sokağı'ndaki kiralık binanın merdiven boşluğunda bulunan duvar yazısının transkripsiyonu (orijinal gramer hatalarıyla) Eddowes’un cesedi ise Stride’nın cinayetinin işlenmesinden 45 dakika sonra Londra’nın merkezine yakın bir yer olan Mitre Square’da boğazı kesilmiş ve karnı uzun, çentikli ve derin bir yarayla açılmış olarak bulunmuştur. Daha sonraki incelemelerde Eddowes’un sol böbreği ve rahminin bir kısmının katil tarafından alındığı tespit edilmiştir. Joseph Lawende isimli o bölgede yaşayan bir kişi cinayetten kısa bir süre önce iki arkadaşıyla oradan geçmiş ve düzgün görünüşlü bir adamı hırpani görünen bir kadınla gördüğünü ve bu kadının Eddowes olduğunu düşündüğünü söylemiştir. Yanında bulunan arkadaşları ise Lawende’ın tarifini onaylayamamışlardır. Eddowes ve Stride'nın cinayetleri daha sonra "çifte olay" olarak adlandırılmıştır. Eddowes’ın kanlı önlüğü daha sonra Goulston Sokağı’ndaki bir evin girişinin önünde bulunmuştur. Önlüğün bulunduğu duvarın önünde ise Yahudilere yönelik yazılmış bir yazı tespit edilmiştir. Ancak bu yazının katil tarafından mı yazıldığı ya da tesadüfen mi orada bulunduğu anlaşılamamıştır. Bu tip yazılar Whitechapel’da olağan bir durumdu. Polis şefi Warren bu yazının bir Yahudi karşıtı ayaklanmaya yol açacağından korktuğundan yazının şafaktan önce silinmesini emretmiştir. küçükresim|sağ|alt=Black and white photograph of an eviscerated human body lying on a bed. The face is mutilated.|Mary Jane Kelly'nin 13 Miller's Court adresindeki cinayet yerinin resmî polis fotoğrafı Mary Jane Kelly’nin parçalanmış ve iç organları dışarı çıkarılmış cesedi ise, Dorset Sokak, Spitalfields adresindeki 13 Miller's Court isimli tek kişilik odasında bulunmuştur. Yapılan incelemede boğazının omurgasına kadar kesildiği ve kalbinin katil tarafından alındığı tespit edilmiştir. Bu beş cinayet geceleyin hafta sonunda ya da hafta sonuna yakın zamanlarda gerçekleşmiştir. Cinayetlerin işleniş şekli aşamalı olarak şiddetini artırmıştır. kurbanlardan sadece Elizabeth Stride katilin işini yarım bırakmak zorunda kalması sebebiyle sadece boğazı kesilmiş bir şekilde bırakılmıştır. Nichols'ün hiçbir organı alınmamışken, Chapman'nın rahmi alınmış, Eddowes'un böbreği ve rahminin alınmasının yanı sıra yüzü parçalanmış, Kelly ise tanınmayacak şekilde yüzü parçalanmış ve iç organları dışarı çıkarılmış olmasına rağmen sadece kalbi eksik olarak bulunmuştur. Tarihsel olarak beş kurbanın aynı kişi tarafından öldürüldüğü inancı, bu beş kişiyi birbirine bağlayıp diğer kişileri ihtimal dışı bırakan o dönemde yazılmış dokümanlardan kaynaklanmaktadır. 1894 yılında Metropolitan Polis Servis’in yardımcı emniyet müdürü ve Criminal Investigation Department (CID)’in başı Sir Melville Macnaghten raporunda “ Whitechapel katili sadece 5 cinayet işlemiştir” şeklinde yazmıştır. Benzer şekilde 10 Kasım 1888 yılında polis doktoru Thomas Bond tarafından Londra Criminal Investigation Department (CID)’ın başı Robert Anderson’a yazılan mektupta da “sıralı beş” olarak adlandırılan beş kurban birbirleriyle ilişkilendirilmişlerdir. Bazı araştırmacılar bazı cinayetlerin şüphesiz tek bir kişi tarafından işlendiğini ancak sayısı bilinmeyen daha fazla sayıda katilin bağımsız bir şekilde diğer cinayetleri işlediklerini farzetmişlerdir. Stewart P. Evans ve Donald Rumbelow isimli yazarla "sıralı beş"i bir “Karındeşen söylencesi” olarak düşünmüş, Nichols, Chapman ve Eddowes’un kesin olarak aynı katilin işi olduğunu ancak Stride ve Kelly için aynı durumun daha az ihtimal dahilinde olduğunu söylemişlerdir. Diğer taraftan başkaları Tabram ve Kelly arasında işlenen altı cinayetin aynı katilin işi olduğunu iddia etmişlerdir. Patolog George Bagster Phillips’in asistanı Dr. Percy Clark, sadece üç cinayeti birbiri ile ilişkilendirmiş ve diğer cinayetlerin “suçları taklit etmeye meyilli düşük zekalı kişi ya da kişiler” tarafından işlediğini söylemiştir. Macnaghten cinayetlerden bir yıl sonrası kadar polis güçlerine katılmıştı ve muhtemel şüpheliler hakkındaki bildirisi olaylarla ilgili ciddi hatalar içeriyordu. Sonraki Whitechapel Cinayetleri 180px|küçükresim|sağ|Frances Coles'in cesedi 13 Şubat 1891'de Whitechapel Swallow Gardens'ta keşfedildi Kelly’nin cinayeti Karındeşen Jack’in işlediği son cinayet olarak düşünülmüş ve katilin ölümü, göç etmesi ve başka bir nedenden hapse atılması ya da bir kuruma kapatılması nedeniyle cinayetlerin sona erdiği tahmin edilmiştir. Aslında Whitechapel cinayetleri’nin dosyası sıralı beş sonrası işlenmiş diğer dört cinayetin ayrıntılarını da içermektedir. Bu kişiler Rose Mylett, Alice McKenzie, Pinchin sokağında bulunmuş kimliği belirsiz bir kadın bedeni ve Frances Coles isimleri ile bilinmektedirler. Mylet, 20 Aralık 1888 tarihinde Clarke's Yard, High Street, Poplar adresinde boğulmuş olarak bulunmuştur. Herhangi bir mücadele izi olmaması nedeniyle polis Mylett’in sarhoşken kendisini kazara astığına veya intihar ettiğine inanmıştır. Yine de resmî soruşturma ekibi ölümün cinayet olduğuna karar vermiştir. McKenzie 17 Temmuz 1889 tarihinde sol şahdamarı kesilmiş ve vücudunda çeşitli kesikler ve morluklarla Castle Alley, Whitechapel adresinde ölü olarak bulunmuştur. Patolog Thomas Bond, bunun bir Karındeşen Jack cinayeti olduğuna inansa da daha önceki Karındeşen Jack kurbanlarını incelemiş olan George Bagster Phillips bu fikre katılmamıştır. Sonraki yazarlar da, kendisi üzerinde oluşabilecek şüpheyi saptırmak için Karındeşen Jack'in cinayet şeklini kopya eden bir kişiye olduğuna inananlar ve bu cinayetleri Karındeşen'e atfeden kişiler olarak ikiye bölünmüştür. 10 Eylül 1889 tarihinde Whitechapel’daki Pinchin sokağında kafasız ve bacaksız bir kadın bedeni bulunmuştur. Bu cinayetin başka bir yerde işlendiği ve vücut parçalarının buraya atıldığı farz edilmiştir. Coles 13 Şubat 1891 tarihinde Swallow Gardens, Whitechapel adresinde boğazı kesilmiş ancak bedeni parçalanmamış bir şekilde bulunmuştur. Daha önce onunla görülmüş James Thomas Sadler isimli bir adam tutuklanıp cinayetle suçlanıp kısa bir süre Karındeşen olarak düşünülmüştür. Ancak 3 Mart 1891'de delil yetersizliğinden serbest bırakılmıştır. Diğer Muhtemel Kurbanlar 11 Whitechapel cinayetine ek olarak, yorumcular tarafından başka cinayetler de Karındeşek Jack’e atfedilmiştir. "Fairy Fay" olarak bilinen saldırı vakasının gerçek ya da Karındeşen söylencesinin bir parçası olarak uydurulmuş olduğu bilinememiştir. “Fairy Fay” sözde 6 Aralık 1887 tarihinde, karnına kazık saplanmış olarak bulunduğu söylenen kurbana verilmiş takma isimdir. Ancak ne 1887 yılının Noel zamanı ne de Whitechapel’da böyle bir cinayet rapor edilmemiştir. "Fairy Fay" vakası görünüşe göre karnının içine bir sopa ya da küt bir obje sokulmuş olan Emma Elizabeth Smith cinayetinin yanıltıcı bir basın haberi sonucu oluşmuştur. Çoğu yazar Fairy Fay'in hiçbir zaman var olmadığını kabul eder. Annie Millwood isimli bir kadın 25 Şubat 1888'de Whitechapel düşkünler evi hastanesine bacaklarında ve karnının alt kısmında çeşitli bıçak yaralarıyla kaldırılmıştır. Millwood taburcu edilmiş ancak görünüşe göre 31 Mart 1888 yılında doğal sebeplerden 38 yaşında ölmüştür. Bu vaka Karındeşen’in ilk kurbanı olarak varsayılmış ancak kesin olarak ona bağlanamamıştır. İlk kurbanlardan biri olduğu farzedilen Ada Wilson isimli bir başka kadın 18 Mart 1888 tarihinde boğazından 2 bıçak yarası almış ancak kurtulmuştur. Martha Tabram'ın daha önce kaldığı yerde kalan Annie Farmer isimli başka bir kadının 21 Kasım 1888 tarihinde saldırıya uğradığı rapor edilmiş fakat boğazındaki yaraların yüzeysel olması sebebiyle muhtemelen bu yaraları kendisi açmıştır. [[Dosya:Whitehall murder school illustration.jpg|küçükresim|sağ|alt=Drawing of three men discovering the torso of a woman|"Whitehall Gizemi" Ekim 1888]] 2 Ekim 1888 tarihinde Metropolitan Polis merkezinin bodrumunda başsız bir kadın bedeni bulunmuştur. Bu vaka "Whitehall Gizemi" olarak adlandırılmıştır. Daha önce de Pimlico'nun yanındaki Thames Nehri’nde bir kol bulunmuş, sonradan da bacaklardan biri bedenin yakınına gömülmüş olarak bulunmuştur. Diğer uzuvlar ve kafa ise hiçbir zaman bulunup cesedin kimliği tespit edilememiştir. Bacaklarla kafanın kesilmesi ve kolların olduğu gibi bırakılması nedeniyle bu vaka Pinchin Sokağındaki parçalama şekliyle benzerlikler gösteriyordu. Whitehall Gizemi ve Pinchin Sokağı vakası Thames Gizemleri olarak adlandırılan ve Torso Katili isimli tek bir katil tarafından işlenen bir dizi cinayet serisinin parçası olabilirdi. Karındeşen ile Torso Katili’nin aynı kişi olup olmadığı tartışmalıdır. Torso Katili'nin cinayetlerini uygulama şekli Karındeşen’den farklıydı ve polis bu ikisi arasındaki herhangi bir bağlantıyı yok saymıştır. Beden parçaları Thames Nehri’nde bulunan ve fahişelik yaptığı bilinen Elizabeth Jackson isimli başka bir kurban da Torso Katili’nin bir diğer kurbanı olarak farzedilmiştir. John Gill isimli yedi yaşında bir oğlanın parçalanmış cesedi 29 Aralık 1888 tarihinde Manningham, Bradford’da bulunmuştur. Gill bacakları kesilmiş, karnı deşilmiş, bağırsakları ve kalbi dışarı çıkarılmış ve bir kulağı kesilmiş olarak bulunmuştur. Mary Kelly cinayeti ile benzerliklerinden dolayı bu cinayet basın tarafından Karındeşen Jack’e mal edilmiştir. Çocuğun işvereni sütçü William Barrett ikinci dereceden kanıtlarla iki kez tutuklanmış ancak daha sonra serbest bırakılmıştır. Çocuğun katili hiç bulunamamıştır. Shakespeare’in sonelerinden alıntılar yaptığı için takma ismi Shakespeare olan Carrie Brown isimli bir kadın 24 Nisan 1891 tarihinde kendi elbisesiyle boğulmuş ve bir bıçakla parçalanmış olarak New York’da bulunmuştur. Bedeni kasık bölgesinde derin bir yırtık ve bacaklarında ve sırtında yüzeysel kesikler ile bulunmuş ve hiçbir organının alınmadığı tespit edilmiştir. Ancak yumurtalıklarından biri yatağının üzerinde bulunmuş ya bilerek ya da kazara vücudundan çıkarıldığı farz edilmiştir. Bu cinayet başlarda Whitechapel cinayetleri ile ilişkilendirilmiş ancak Metropolitan Polis’i tarafından bu ihtimal daha sonradan elenmiştir. Araştırma [[Dosya:F.G.Abberline.jpg|sol|küçükresim|upright|alt=Sketch of a whiskered man in profile|Müfettiş Frederick Abberline, 1888]] Günümüze kadar ulaşabilen Whitechapel cinayetlerinin polis dosyası Victoria Dönemi’ndeki araştırma prosedürü hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Geniş bir polis ekibi Whitechapel’da evden eve bir soruşturma gerçekleştirmiş, adli deliller toplanıp incelenmiştir. Ayrıca şüpheliler tespit edilip incelenmiş, ya daha yakından araştırılmış ya da şüpheli listesinden elenmişlerdir. Polis çalışması bugünkü yöntemi izlemiştir. 2000’den fazla kişi sorguya çekilmiş, 300’den fazla kişi araştırılmış ve 80 kişi nezarethaneye alınmıştır. Araştırma ilk başlarda dedektif Edmund Reid’in başkanlığında Whitechapel’daki Metropolitan Polis’i (H) ve Division Criminal Investigation Department (CID) tarafından gerçekleştirilmiştir. Nichols cinayetinden sonra Scotland Yard’ın Merkez ofisi’nden Frederick Abberline, Henry Moore ve Walter Andrews isimli dedektifler görevlendirilmişlerdir. Londra şehrinin içinde gerçekleşen Eddowes cinayetinden sonra Londra polisinden dedektif James McWilliam soruşturmaya dahil olmuştur. Division Criminal Investigation Department'ın yeni atanmış dedektifi Robert Anderson’ın Chapman, Stride ve Eddowes’un cinayetleri sırasında İsviçre’ye gitmesi üzerine araştırma kısa süreliğine sekteye uğramış, Metropolitan Ofisi’nden Sir Charles Warren Scotland Yard’dan baş araştırmacı Donald Swanson’ı görevlendirmiştir. [[Dosya:Ripper cartoon punch.jpg|küçükresim|sağ|alt=Drawing of a blind-folded policeman with arms outstretched in the midst of a bunch of ragamuffin ruffians|"Körebe": Punch dergisi'nde John Tenniel tarafından yapılmış karikatür ( 1888) Polisin iddia edilen yetersizliğinin eleştirilmesi. Polisin katili yakalama konusundaki başarısızlığı radikallerin polisin yetersiz ve kötü yönetildiği hakkındaki düşüncelerini kuvvetlendirmiştir.]] Ayrıca Whitechapel Tetkik Komitesi isimli Doğu Yakası’ndan bir grup gönüllü de polisin araştırmalarından tatmin olmadıkları için sokaklarda devriye gezerek şüpheli kişileri tespit etmeye çalışmış, suçlu hakkında bilgi verecek kişilere verilecek bir ödülün yükseltilmesi için hükümete rica da bulunmuş ve görgü tanıklarının sorgulanması için özel dedektifler tutmuşlardır. Kurbanların vücutlarının parçalanma şekli nedeniyle kasaplar, cerrahlar ve doktorlar şüpheli olarak görülmüştür. Ayrıca şehir polisinden komiser Henry Smith’in bugüne kadar ulaşabilmiş bir notu, yerel kasapların cinayet anında yanlarında bulunan kişilerin de araştırıldıklarını ve bu sayede bu kasapların şüpheli olmaktan elendiklerine işaret etmektedir. Dedektif Swanson’ın bir raporuna göre 75 kasap ziyaret edilmiş ve bu araştırmada onların bütün çalışanları da altı ay önceden araştırılmışlardır. Kraliçe Victoria gibi o dönemin bazı önemli kişileri cinayetlerin işleniş şeklinden yola çıkarak katilin bir kasap veya Londra ve Avrupa arasında düzenli sefer yapan sığır botlarının birindeki bir sığır tüccarına işaret ettiğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Whitechapel Londra’daki rıhtımlara yakın bir konumda bulunuyordu ve bu botlar genellikle Perşembe ve Cuma günleri rıhtıma yanaşıp, Cumartesi ve Pazar günleri de buradan ayrılıyorlardı. Bu sığır botları araştırılmış fakat tek bir botun bile hareket saatleriyle mürettebatın botlar arasındaki transferlerinin cinayet tarihleri ile uyuşmadığı tespit edilmiştir. Suçlu Profili Ekim ayının bitiminde, Robert Anderson tarafından polis doktoru Thomas Bond’a katilin anatomik bilgisi ve becerisi hakkındaki fikri sorulmuştur. Bond’un “Whitechapel katili"nin karakteri hakkındaki fikirleri suç tarihinde bir suçlu hakkında yapılmış en eski suçlu profili olmuştur. Bond’un değerlendirmeleri çoğunlukla parçalanmış kurbanlar üzerindeki incelemelerinden ve “sıralı beş”in 4 kurbanının ölüm sonrası notlarından edindiği değerlendirmeler üzerinden olmuştur. Bond’a göre: “5 cinayet hiç şüphesiz aynı kişi tarafından işlenmiş. İlk dört kişinin boğazı görünüşe göre soldan sağa kesilmiş, son kurbandaki ileri derecede gerçekleştirilen parçalama işlemi kesilme yönünün tespit edilmesini imkansız kılmaktadır. Yine de kadının kafasının yatıyor olması gereken yere yakın duvarda atardamara ait sıçrama şeklinde kan lekeleri bulunmuştur. Cinayetlerdeki tüm bu koşullar göz önüne alındığında kadınlar öldürüldükleri sırada yerde yatıyor olmalı ve her cinayette ilk önce boğaz kesilmiş.” Bond ayrıca katilin anatomik bilgi ve beceriye sahip olduğu fikrine şiddetle karşı çıkmış, hatta bir kasabın bile teknik bilgisine sahip olmadığı söylemiştir. Bond katilin münzevi kişilere özgü alışkanlıklara sahip bir kişi olduğunu, kurbanlardaki parçalanma yönteminin de katilin muhtemelen satyriasis olarak bilinen “aşırı cinsel istek duyma hastalığı”ndan muzdarip olduğuna işaret ettiğini ve katilin dönemsel olarak cinai ve cinsel çılgınlığa kapılan bir kişi olduğunu belirtmiştir. Bond ayrıca katilin cinayet içgüdüsünün intikamcı ve derin düşünceli bir akla sahip olmasından veya dinsel bir hezeyana sahip olmasından kaynaklanabileceğini fakat bu iki hipotezin de uzak ihtimal olduğunu düşündüğünü belirtmiştir. Kurbanlarla herhangi bir cinsel ilişki yaşandığına yönelik bir kanıt bulunamamış, ancak psikologlar kurbanları bıçaklamanın ve onları bıçak yaraları açıkça görünecek bir şekilde, seksüel olarak aşağılayıcı bir pozisyonda bırakmanın, katilin saldırılardan cinsel bir haz aldığına işaret ettiğini belirtmişlerdir. Bu bakış açısı bu tip hipotez ve temelsiz varsayımlara katılmayan diğer uzmanlar tarafından reddedilmiştir. Şüpheliler küçükresim|sol|upright|alt=Cartoon of a man holding a bloody knife looking contemptuously at a display of half-a-dozen supposed and dissimilar likenesses|Karındeşen Jack'in kimliği hakkında spekülasyon: Puck Dergisi'nin karikatürcü Tom Merry tarafından çizilmiş kapağı Eylül 1889 Cinayetlerin çoğunlukla hafta sonlarına yakın ya da resmî tatil günlerinde ve birkaç sokakta gerçekleşmesi çoğu kişiye Karındeşen’in düzenli bir işe sahip ve o bölgede yaşayan bir kişi olduğunu düşündürmüştür. Diğerleri ise katilin üst sınıftan iyi eğitim görmüş, zengin kişilerin yaşadığı yerlerden çok Whitechapel’da dolaşan, muhtemelen bir doktor ya da aristokratik bir kişi olduğunu düşünmüşlerdir. Bu tip teoriler hekimlere karşı duyulan korku, modern bilime karşı olan güvensizlik ve fakirlerin zenginler tarafından sömürülmesi gibi o dönemde oluşmuş kültürel algılamalardan kaynaklanmıştır. O döneme ait dokümanlar tarafından aslında uzaktan bağlantılı olarak vakayla ilişkilendirilmiş herhangi bir kişi ve polis araştırmasında hiçbir zaman şüpheli olarak düşünülmemiş birçok ünlü kişi, cinayetlerden yıllar sonra şüpheli olarak öne sürülmüştür. O dönemde yaşamış herkesin ölmüş olması, modern yazarların hiçbir tarihi kanıta ihtiyaç duymaksızın herhangi birini suçlamalarına olanak sağlamıştır. Sir Melville Macnaghten’in 1894 tarihli bildirisinde üç kişi olmak üzere o döneme ait polis raporlarında birçok şüphelinin ismi geçmiş, fakat bu kişilere ait olan kanıtlar en iyi ihtimalle ikinci dereceden kanıtlar olmuştur. Karındeşen Jack’in kim olduğu ve ne iş yaptığı konusunda çok fazla teori olmasına rağmen, uzmanlar onların hiçbirini kabul etmemektedirler. Şüpheli olarak gösterilen kişilerin sayısı 1000’nin üzerindedir. Mektuplar [[Dosya:FromHellLetter.jpg|küçükresim|sol|upright|alt=Scrawled and misspelled note reading: From hell—Mr Lusk—Sir I send you half the kidne I took from one woman prasarved it for you tother piece I fried and ate it was very nise I may send you the bloody knif that took it out if you only wate a whil longer—Signed Catch me when you can Mishter Lusk|"Cehennemden" mektubu]] Karındeşen cinayetleri süresince polis, gazeteler ve çeşitli kişiler dava ile ilgili binlerce mektup almışlardır. Bazıları katili yakalamakla alakalı iyi niyetli önerileri içeren mektuplar olmasına rağmen, büyük çoğunluğu faydasız mektuplardı. Binlerce mektubun katilin kendisi tarafından yazıldığı iddia edilmiş, ancak bunlardan özellikle üç tanesi öne çıkmıştır: “Sevgili Patron”, “Küstah Jack” kartpostalı ve “Cehennemden” mektubu. 25 Eylül tarihli “Sevgili Patron” mektubu 27 Eylül 1888 tarihinde postalanarak Merkezi Haber Ajansı tarafından alınmış, 29 Eylül tarihinde Scotland Yard’a tekrar postalanmıştır. Bu mektup ilk başta bir kandırmaca olarak düşünülmüş, ancak Eddowes’un cesedinin mektubun postalanmasından 3 gün sonra bir kulağı kısmen kesilmiş olarak bulunması ve mektupta da “kadınların kulaklarının kesilmesi”nin vadedilmesi üzerine bu mektup dikkate alınmıştır. Aslında Eddowes’un kulağının saldırı sırasında katil tarafından yanlışlıkla kesilmiş gibi gözükmektedir ve katil mektupta bahsettiği gibi kulağı hiçbir zaman polise göndermemiştir. “Karındeşen Jack” ismi ilk olarak bu mektupta imza olarak kullanılmış ve yayınlanmasının ardından uluslararası kötü bir üne sahip olmuştur. Sonradan gönderilen mektuplar da bu mektubun stilinde yazılmışlardır. Bazı kaynaklar 17 Eylül 1888 tarihli bir diğer mektubun Karındeşen Jack ismini ilk defa kullandığını iddia etmişlerdir. Ancak çoğu uzman bunun sahte olup 20. yy.'da polis kayıtlarına eklendiğine inandıklarını söylemişlerdir. “Küstah Jack” kartpostalı 1 Ekim 1888 tarihinde postalanarak aynı gün içerisinde Merkezi Haber Ajansı tarafından alınmıştır. Bu mektubun el yazısı “Sevgili Patron” mektubuyla benzerdir. Bu mektup iki kurbanın birbirine yakın bir şekilde öldürüldüğünden bahsetmektedir ve burada “çifte olay” olarak bilinen Stride ve Eddowes cinayetlerinden bahsedildiği farzedilmiştir. Bu mektubun cinayetler duyurulmadan önce postalanması sebebiyle cinayetlere takıntılı birinin cinayetler hakkında böyle bir bilgiye sahip olacağı düşüncesine ihtimal verilmemiş, ancak cinayetlerin gerçekleşmesinden, detayların bilinmesinden, gazeteciler tarafından yayınlanmasından ve insanlar tarafından konuşulmaya başlanmasından 24 saat sonra postalandığı ortaya çıkmıştır. “Cehennemden” mektubu 16 Ekim 1888 tarihinde Whitechapel Tetkik Komitesi lideri George Lusk tarafından alınmıştır. Bu mektubun el yazısı ve yazım şekli “Sevgili Patron” ve “Küstah Jack”ten farklıdır. Mektup, içerisinde etil alkolde muhafaza edilmiş yarım bir böbrek içeren küçük bir kutu ile birlikte gelmiştir. Eddowes’un sol böbreği de katil tarafından alınmıştır. Mektubun yazarı böbreğin diğer kısmını kızartıp yediğinden bahsetmektedir. Bu böbreğin Eddowes’a ait olup olmadığı üzerine tartışma olmuş, bazıları ait olduğunu kabul ederken bir kısım kişi bunun kötü bir şaka olduğunu iddia etmiştir. Böbrek Londra Hastanesi’nde Dr Thomas Openshaw tarafından incelenmiş ve bir insanın sol böbreği olduğuna karar vermiştir. Yanlış gazete raporlarının aksine Openshaw, böbreğin herhangi bir diğer biyolojik özelliğini tespit edememiştir. Openshaw’ın kendisi de sonradan bir Karındeşen mektubu almıştır. Scotland Yard, biri el yazısını tanır umuduyla “Sevgili Patron” ve “Küstah Jack” mektuplarının kopyalarını yayınlamıştır. Charles Warren, Godfrey Lushington’a yazdığı bir mektupta bütün olayın bir kandırmaca olduğunu düşündüğünü ancak yine de mektubun yazarını bulmaları gerektiğini belirtmiştir. 7 Ekim 1888 tarihinde Sunday gazetesinden George R. Sims iğneleyici bir üslupla mektupların bir gazeteci tarafından gazetenin tirajını arttırmak için yazıldığını iddia etmiştir. Polis memurları daha sonra “Sevgili Patron” ve “Küstah Jack” mektuplarını yazan kişinin bir gazeteci olduklarını tespit ettiklerini açıklamışlardır. 1913 yılında dedektif John Littlechild tarafından Tom Bullen isimli bir gazeteci mektupları yazan kişi olarak tespit edilmiş, rivayete göre 1931 yılında Fred Best isimli başka bir gazeteci ve The Star gazetesinden bir iş arkadaşının haberi gündemde tutmak ve tirajı arttırmak için Karındeşen Jack imzalı mektuplar yazdığını itiraf etmiştir. Medya küçükresim|sağ|upright|alt=Ghastly murder in the East End. Dreadful mutilation of a woman. Capture: Leather Apron|Gazete ilanı katilden "Deri Önlük" olarak bahsediyor, Eylül 1888 Karındeşen cinayetleri, gazetecelerin bir suç haberini ele almaları açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Karındeşen Jack ilk seri katil olmasa da, işlediği suçlar ilk defa dünya çapında yaygara koparmıştır. 1850'li yıllarda gerçekleşen vergi reformları, ucuz gazetlerin daha geniş bir şekilde yayılmasını sağlamıştır. Bu durum Viktoria döneminde daha da çoğalarak yarım peniye satılan gazetelerin yüksek tirajlara ulaşmasını sağlamış, The Illustrated Police News gibi popüler magazinler, Karındeşen Jack’i daha önce eşi benzeri görülmemiş bir reklam malzemesine dönüştürmüşlerdir. 180px|küçükresim|İlk kanonik Ripper kurbanı Mary Ann Nichols'un cesedinin bulunmasını tasvir eden Penny Illustrated Paper'ın 8 Eylül 1888 baskısı Eylülün başındaki Nichols cinayetinden sonra Manchester Guardian gazetesi “polisin elde etmiş olabileceği herhangi bir bilginin gizli tutulmasına karar verilmiş...görünüşe göre onların dikkati özellikle Karındeşen Jack olarak da bilinen kötü şöhretli “Deri Önlük” üzerine yoğunlaşmış” şeklinde bir yazı yayınlamıştır. Gazeteciler özellikle Division Criminal Investigation Department (CID)’ın elde ettikleri bilgileri halka açıklama konusundaki isteksizleri konusunda hayal kırıklığına uğramış, bu sebeple doğrulukları şüpheli çeşitli yazılar yayınlama yoluna başvurmuşlardır. “Deri Önlük”’ün hayali betimlemeleri basında yer almış, rakip gazeteciler “bir muhabirin fantezi dünyasınının bu derece büyümesini” kabul etmemişlerdir. Bu haberler sonucunda “Deri Önlük” olarak da bilinen John Pizer isimli yahudi bir deri ayakkabı yapımcısı tutuklanmış, hatta bir araştırmacı “ona karşı herhangi bir kanıt yok” şeklinde açıklama bile yapma gereği duymuştur. Bu kişi daha sonra olay anında yanında olan kişiler sayesinde suçsuz olduğunu kanıtlayıp serbest bırakılmıştır. “Sevgili Patron” mektubu yayınlandıktan sonra “Deri Önlük” ismi, Karındeşen Jack ismini yerine geçmiş ve basın ve halk arasında bu isimle anılmaya başlamıştır. “Jack” ismi zaten rivayete göre duvarlardan kurbanlarının üzerine atlayan ve geldiği gibi ortadan kaybolan "Spring-heeled Jack" isimli bir diğer Londra saldırganı için kullanılmıştır. Bir katil için bir lakabın bulunması medya için standart bir durum olmuş ve the Axeman of New Orleans, the Boston Strangler ve Beltway Sniper gibi çeşitli başka örnekler de ortaya çıkmıştır. Ayrıca Karındeşen Jack’in isminden French Ripper, the Düsseldorf Ripper, the Camden Ripper, the Blackout Ripper, Jack the Stripper, the Yorkshire Ripper ve Rostov Ripper gibi başka isimlerde türetilmiştir. Sansasyonel basın duyuruları, hiç kimsenin yakalanamamış olması sebebiyle oluşan bilimsel verilerdeki karışıklıklarla birleşmiş, bunu sonucunda oluşan Karındeşen Jack efsanesi, sonraki seri katiler üzerine de gölgesini düşürmüştür. Günümüze Kadar Olan Etkisi küçükresim|sağ|alt=A phantom brandishing a knife floats through a slum street| 'İhmalin İntikamı': Karındeşen Jack Punch Dergisi'ndeki 1888 tarihli bir karikatürde Whitechapel'da dolaşan bir gölge ve sosyal ihmalin cisimlenmiş hali olarak resmedilmiş Cinayetlerin işleniş şekli ve kurbanlar dikkatleri Doğu Yakası’ndaki kötü yaşam koşullarına çekmiş, halkın aşırı kalabalık ve sağlıksız gecekondulara karşı fikirlerini canlandırmıştır. Cinayetlerden yirmi yıl sonra en kötü gecekondular yıkılıp temizlenmiş, o dönemden sokaklar ve bazı binalar bugüne kadar ulaşabilmiş ve cinayet yerlerine düzenlenen turistik turlar Karındeşen efsanesini desteklemeye hala devam etmektedir. Commercial Sokak’taki kurbanlardan en az biri tarafından sıklıkla ziyaret edildiği söylenen The Ten Bells isimli birahane yıllardan beri turist akınına uğramaktadır. 2015 yılında Doğu Londra’da Jack the Ripper Müzesi açılmıştır. Cinayetlerin hemen ardından “Karındeşen Jack çocukların öcüsü”ne dönüşmüştür." Jack sanki bir hayalet ya da canavar gibi betimlenmiştir. 1920 ve 1930’lu yıllarda Jack filmlerde sıradan bir adam gibi giyinen, hiçbir şeyden şüphelenmeyen kurbanlarını avlayan bir adam olarak resmedilmiş, çeşitli ışık ve gölge oyunlarıyla yaratılan karanlık atmosferde şeytani bir figür olarak betimlenmiştir. 1960'lı yıllarda ise yağmacı aristokrasinin bir sembolü haline dönüşmüş ve sıklıkla silindir şapkalı ve temiz giyimli centilmen bir adam olarak resmedilmiştir. Karındeşen’nin üst tabaka sömürünün bir göstergesi olmasıyla birlikte, gücü elinde tutan seçkinler grubu bir bütün olarak düşman olarak görülmüştür. Karındeşen imajı Drakula’nın pelerini ve Victor Frankenstein’nın insan organlarını çalması gibi korku hikâyelerinden ödünç alınan çeşitli unsurlarla birleşmiştir. Karındeşen’nin hayali dünyası Sherlock Holmes’dan Japon erotik korku literatürüne kadar birçok tarzda etkisini göstermiştir. Çağdaş söylentilerin çelişkilerine ve güvenilmezliğine ek olarak, gerçek katilin kimliğine yönelik girişimler adli delillerin yetersizliği nedeniyle herhangi bir başarıyla ulaşamamıştır. Mektuplardaki DNA analizleri bir sonuca ulaşamamış, günümüze ulaşabilmiş çeşitli materyal elden ele dolaşmış ve anlamlı bir sonuca ulaşılamayacak kadar kirlenmeye uğramıştır. DNA’dan elde edilen kanıtların kesin olarak iki farklı şüpheliye işaret ettiğine yönelik karşılıklı olarak birbiriyle çelişen açıklamalar ortaya sürülmüş, araştırmaların yöntem bilimi de ayrıca eleştiri konusu olmuştur. Karındeşen Jack binlerce hayali ve diğer yapıtta işlenmiş, gerçek Karındeşen Jack mektupları ve uydurma Karındeşen günlüğü gibi çalışmalar gerçek ile hayali arasındaki sınırları birbirinden ayırmıştır. Karındeşen birçok roman, kısa hikâye, şiir, çizgi roman, oyun, şarkı, oyun, opera, televizyon programı ve filmde ele alınmıştır. 100’den fazla kurgusal olmayan yapıt Karındeşen Jack’in cinayetlerine değinmiş ve onu hakkında en çok yazılmış suçlu profillerinden birine dönüştürmüştür. 1970 yılında Colin Wilson tarafından vakayı inceleyen profesyonel ve amatörleri tanımlamak için "ripperology" terimi ortaya çıkarılmıştır. Ripperana, Ripperologist ve Ripper Notes isimli süreli yayınlar kendi araştırmalarını yayınlamışlardır. Madame Tussauds’ın balmumu müzesindeki görünüşü bilinmeyen kişilerin balmumu heykelinin yapılamayacağı kuralı sebebiyle müzenin Chamber of Horrors bölümünde daha az ünlü suçluların aksine Karındeşen Jack için bir balmumu heykeli bulunmamaktadır. Bunun yerine Jack bir gölge olarak betimlenmiştir. 2006 yılında BBC History magazine ve okuyucuları Karındeşen tarihin en kötü ingilizi olarak seçmişlerdir. Kullanılan kaynaklar Begg, Paul (2003). Jack the Ripper: The Definitive History. London: Pearson Education. ISBN 0-582-50631-X Begg, Paul (2006). Jack the Ripper: The Facts. Anova Books. ISBN 1-86105-687-7 Cook, Andrew (2009). Jack the Ripper. Stroud, Gloucestershire: Amberley Publishing. ISBN 978-1-84868-327-3 Curtis, Lewis Perry (2001). Jack The Ripper & The London Press. Yale University Press. ISBN 0-300-08872-8 Eddleston, John J. (2002). Jack the Ripper: An Encyclopedia. London: Metro Books. ISBN 1-84358-046-2 Evans, Stewart P.; Rumbelow, Donald (2006). Jack the Ripper: Scotland Yard Investigates. Stroud, Gloucestershire: Sutton Publishing. ISBN 0-7509-4228-2 Evans, Stewart P.; Skinner, Keith (2000). The Ultimate Jack the Ripper Sourcebook: An Illustrated Encyclopedia. London: Constable and Robinson. ISBN 1-84119-225-2 Evans, Stewart P.; Skinner, Keith (2001). Jack the Ripper: Letters from Hell. Stroud, Gloucestershire: Sutton Publishing. ISBN 0-7509-2549-3 Fido, Martin (1987), The Crimes, Detection and Death of Jack the Ripper, London: Weidenfeld and Nicolson, ISBN 0-297-79136-2 Marriott, Trevor (2005). Jack the Ripper: The 21st Century Investigation. London: John Blake. ISBN 1-84454-103-7 Meikle, Denis (2002). Jack the Ripper: The Murders and the Movies. Richmond, Surrey: Reynolds and Hearn Ltd. ISBN 1-903111-32-3 Rivett, Miriam; Whitehead, Mark (2006). Jack the Ripper. Harpenden, Hertfordshire: Pocket Essentials. ISBN 978-1-904048-69-5 Rumbelow, Donald (2004). The Complete Jack the Ripper. Fully Revised and Updated. Penguin Books. ISBN 978-0-14-017395-6 Sugden, Philip (2002). The Complete History of Jack the Ripper. Carroll & Graf Publishers. ISBN 0-7867-0276-1 Werner, Alex (editor, 2008). Jack the Ripper and the East End. London: Chatto & Windus. ISBN 978-0-7011-8247-2 Woods, Paul; Baddeley, Gavin (2009). Saucy Jack: The Elusive Ripper''. Hersham, Surrey: Ian Allan Publishing. ISBN 978-0-7110-3410-5 Dipnotlar Dış bağlantılar The National Archives : images and transcripts of letters claiming to be from Jack the Ripper. Article on Jack the Ripper Encyclopaedia Britannica Casebook: Jack the Ripper Jack The Ripper Forums Rossmo, D. K., "Jack the Ripper" , Center for Geospatial Intelligence and Investigation, Texas State University. Jack the Ripper 1888: examines the history of the murders and puts them into the social context of the era. FBI file on Jack the Ripper a 1988 centennial investigation of the case Kategori:1888 yılında ölenler Kategori:Gizemler Kategori:Kimliği belirsiz suçlular
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri