Bir yakınımın hediye etmesi üzerine okumaya başladığım bu kitap, dokunaklı bir konuya sahip olmasına rağmen edebi derinlikten uzak bir şekilde kaleme alınmış gibi geldi bana. Yazarın kelimeleri, insanların iç dünyalarına girmek yerine sığ bir şekilde dökülmüş gibi hissettirdi bana. Baş karakterin soyadı olan “Kazancakis” ve Girit hakkında bilgi içeren diğer öyküler ile Nikos Kazancakis'e yapılan selamı anladım fakat Zorba'daki derinlik maalesef bu kitapta yakalanamamış. Ayrıca, kitabın Kıbrıs'ta geçen ve Türk ve Rum kültürünü içeren bir konuyu neden İngilizce olarak işlediğini anlamadım. Belki yazarın İngiltere'de yaşaması etkili olmuştur ama en azından Türkçe yazsaydı ve İngilizceye çevirse değil mi? Kitaptaki psikolojik derinlik zaten zayıfken çevirinin tarzı da okuyucuyu dışlamaya neden oluyor gibi geldi bana. Spoiler içeren kısımda, Kıbrıs'ta bir Rum ve bir Türk'ün taverna ortağı olarak eşcinsel bir ilişki içinde olması biraz klişe gelmiş bana. Ana karakterlerin başarılı tipler olması ve farklı ülkelerde seminerler verip kitaplar yazmaları da bir romantik komedi filminden fırlamış gibi duruyor. Gerçek hayatta bu kadar zorlukla büyük başarılar elde etmek pek gerçekçi gelmedi bana. Kitap, okuyanı yormayan ve beklentisiz okunabilecek bir tada sahip. Havaalanları, hastaneler, gürültülü ortamlarda rahatlıkla okuyabilirsiniz.