Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kilikya

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Kilikya, Anadolu'nun Alanya'dan başlayıp, doğuda Kinet Höyük'te son bulan, kuzeyden de Toros dağlarıyla çevrili alanı kapsayan antik bölgedir. Tarihçe Erken tarih Kilikya'da ilk yerleşim, Cilalı Taş Devrinde görülmektedir. Bölgenin yerleşim kayıtları, MÖ 8000'de Cilalı Taş Devrinden başlar, Tunç Devrine: MÖ 8. ve 7. binyıla; Erken Bakır döneminden: MÖ 5800; Orta Bakır dönemine (Doğuda görülen Halaf ve Ubaid kültürleriyle uyumludur): MÖ 5400–4500; Geç Bakır Çağa: MÖ 4500–3400 sürer ve Erken Tunç Çağını: I.A. Dönemi MÖ 3400–3000; I.B. Dönemi: MÖ 3000–2700; Tunç II. dönem: MÖ 2700–2400 Tunç III. dönem A-B: MÖ 2400–2000'i kapsar. Bölge, Hititler zamanında, Kizzuwatna olarak bilinmektedir. Asurlular tarafından Limonlu Çayı' ndan Kinet Höyük' e kadar uzanan Kilikia Pedias (Ovalık Kilikya) olarak adlandırılan ve günümüzde Çukurova olarak bilinen doğu bölümüne "Que", Tarsus’un batı ve kuzey bölümlerine de "Hilakku" adı verilmiştir. Bazı tarihçiler tarafından "Hilakku" nun Aramice yazılımının, Hellence’ye Kilikya olarak çevrilmiş olduğu belirtilmektedir. Homeros, İlyada'sında Çukurova'dan Bellerophontes'in gezindiği "Aleian düzlüğü" olarak bahsetmiştir. Aynı zamanda İlyada'da Kilikya ve Kilikyalıların Troya'ya uzanan bir kültürün ve toplumun uzantısı olabileceğine dair işaretler bulunmaktadır. Bunların en belirgini Luvi toplumunun batıya göçerken coğrafi tanımlarını, yani Tebai (Kilikya) kullanmaya devam etmeleridir. Ayrıca Kilikya şehirlerinin Homeros tarafından anılmış olmalarıdır: Tarzu (Tarsus), Ingira (Anchiale-Mersin), Danuna-Adana, Pahri (Mopsuestia-Misis), Kundu (Kyinda, sonra Anavarza) ve Azatiwataya (Karatepe). Asur Dönemi Kilikya, jeopolitik konumu ve doğal kaynakları nedeniyle Asur’luların gözünde MÖ 1000'li yıllardan itibaren önemli bir yer tutmaya başlamıştır. MÖ 9. yüzyıldan itibaren Asurlular tarafından bölge üzerinde egemenlik mücadelesine girilmiştir. Yerel krallıklarla yapılan zorlu mücadele sonrasında Kilikya'nın özellikle Que olarak adlandırılan bölgesi Asur egemenliğine geçmiştir. Daha sonra Bölgede zayıflayan Asur egemenliği MÖ 8. yüzyıl ortalarında yeniden tesis edilmiştir. MÖ 715' te yapılan sefer sonucunda Göksu (Kilikya)'ya kadar "Hilakku" olarak adlandırılan topraklarda Asur egemenliğine geçmiştir. Asurbanipal’in ölümünden sonra yaşanan isyanlar, İskit ve Kimmer saldırıları sonucunda Kilikya'daki Asur egemenliği sona ermiştir. Yeni Babilce’de Hume (Que) ve Pirindu (Hilakku) denen Kilikya, MÖ 590 yıllarında Babil saldırılarına uğramış, ama kesin olarak ele geçirilememiştir. Babilliler Kilikya' nın büyük bölümünü Kral Neriglissar döneminde, MÖ 557-556 yıllarında kesin olarak ele geçirmiştir. Babil İmparatorluğu' nun yıkılışından sonra Kilikya' nın içinde olduğu tüm Anadolu Pers egemenliğine geçti. Persler Kilikya' da yerli hanedanların hüküm sürmesine izin vermiş ve yerel hanedanlar otonom bir Pers Satraplığı olarak hüküm sürmeye başlamıştır. MÖ 333 yılında Kilikya toprakları Makedonya Kralı Büyük İskender’in egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender'in ölümüyle İmparatorluk generalleri arasında bölünmüştür. Uzun yıllar süren savaşlar neticesinde Kilikya MÖ 281'de Selevkos egemenliğine geçti. Daha sonra da Kilikya'da Ptolemaios Hanedanı egemenliği görüldü. Kilikya'nın korsan yuvası haline gelmesi ve Akdeniz'de ticarete zarar vermesi Roma'yı olumsuz etkilemiş, bunun neticesinde Romalılar MÖ 102-101 yılında Kilikya’ya gelerek burayı üs olarak kullandılar. I. Mithradates savaşlarından sonra (MÖ 88-85) Kilikya bir Roma Eyaleti haline getirildi. Eyalet başta Kilikia Trakheia "Dağlık/Taşlık Kilikya" olmak üzere Pamphilia, Milyas ve Pisidia’nın bazı kısımlarını kapsamaktaydı. MÖ 64-63'te Kilikya Eyaletine "Ovalık Kilikya" olarak bilinen bölgede dahil edildi. Selevkoslar ve Roma döneminde Kilikya Helenleşmiş olup, bu dönemde birçok şehir kurulmuştur. Roma İmparatorluğu'nun bölünmesiyle Kilikya Bizans hakimiyetinde kaldı. Erken Bizans çağında Ovalık Kilikya iki ayrı eyalete bölündü. Bunlardan Cilicia Prima denen batı kısmının başkenti Tarsus, Cilicia Secunda denen doğu kısmının başkenti ise Anavarza oldu. 7. yüzyılın ortalarından itibaren Arap ve çok daha önceleri başlayan Sasani saldırılarına uğrayan bölgenin nüfusu azaldı, kentler harap oldu ve boşaltıldı. Kilikya’daki Arap hakimiyeti 965 yılında bölgenin yeniden Bizans egemenliğine geçişine kadar sürdü. Bölgenin nüfusunun arttırmak amacıyla yapılan yerleştirme politikası neticesinde Ermeniler'de bölgeye gelmiştir. Bizans döneminde 1080 yılından itibaren Ermeni beyliği olarak idare edilen bölge, 1199-1375 yılları arasında Kilikya Ermeni Krallığı egemenliğinde kaldı. 1300'lü yıllarda Çukurova' daki küçük bir bölüm hariç İlhanlı kuvvetlerince ele geçirildi. 1375 yılından sonra Kilikya bölgesi Memlûk Sultanlığı topraklarına geçti. 16. yüzyılda bölge Osmanlı topraklarına katıldı. Kilikya Ekonomisi Kilikya bölgesi korsanlık faaliyetlerinin yoğun yaşanıldığı Akdeniz bölgesinde bölgenin tümü bundan etkilenmiş olduğu sanılmaktadır. Dağlık Kilikya bölgesinin tek geçim kaynağı olduğunu yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde bilinmekte. Antik bölgede korsan savaşlarında muvaffak olan Romalı General Popeius'un, kıyım bölgelerine yolun yanı sıra, Pax Romana da Kilikya'nın kıyı ve ova kesiminin yapılaşmasının önünü kapatmıştır. Kilikya'daki Roma kentlerinin İmparatorluğun diğer kentleri ile bağlantısı korunabilmiştir. Bu Artan çeşme, cadde, aquadük gibi tasarlanmış yapılar agora, tiyatro ve sütunlu cadde gibi yapılar da hizmetlerine sunulmuştur. Kilikya'nın ticari üretimine yönelik en önemli kanıt olduğu bilinmektedir. Kilikya Helenistik Dönem'den, Bizans Dönemi'ne kadar Şarap, tahin, keten, balık, balık sosu, badem, meyve-sebze, özelde balkabağı üreticisi olarak bilinirdi. Tarihin farklı evrelerinde Kilikya ticaretini ayakta tutan dinamiklerin, tarım, madencilik, ormancılık, hayvancılık olduğu söylense de, deniz ticareti bölgede önemli rol üstlenmiştir. Ormanlarla dolu Toroslar ve iç kesimdeki sert iklim koşullarında yetişen hayvan ürünleri de yerli halk tarafından farklı bir ticaret biçimi olarak uygulanmaktadır. Tarsus'taki keten işçilerinin politik bazı haklardan yoksun olduğu gözükse de gelir elde etmek için kentlerin tamamı üretime ya da ticaret bağımlı kaldığı gözükmekte. Kaynakça Kategori:Anadolu'nun tarihi bölgeleri Kategori:MÖ 2. binyılda Yunanistan'da kurulan oluşumlar
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri