Kilyos'ta sahile girmek imkansız. Demirlerle kapalı. Özel bir beach club var, 70 lira giriş ücreti istiyor. Kıyı kanunu ve halkın plajı diye tartıştım, ama 5-6 dövmeli serseri bana saldırdı. Jandarmaya aradım, orası onların kira verdiğini söyledi. Kanundan bahsettim ama kanunda öyle demez mi dedim. Kilyos'tan başlayıp Gümüşdere boyunca kilometrelerce sahile girmeniz imkansız. Otopark ücreti mecburi, bir de giriş ücreti, en az 90 lira sadece sahile girmek.
Halk plajı olan Kısırkaya'ya geçtim. Binlerce kişiyi denizden kovalarcasına çıkaran jandarma gördüm. Başlarına gittim, düzgün bir üslupla konuşmaya başladım. Yakınlarda paralı bölgede denize girmek serbest. Kilyos daha tehlikeli dalga olduğunda. Ama parası olmayan denize girmesin öyle mi dedim.
Ailelerle dolu birçok kişi vardı. Hatta onlarca can kurtaran da vardı. Ama halki sokmuyordular. Neden? Park ücreti ve giriş ücreti ödenen bir yer yok!! Bilin bakalım ailesi ile kırk yılda bir sahile gelmiş, çocukları denize sokamayan aileler nereye gitmek zorunda.
Jandarmalara sesli bir şekilde söyledim: "Rant hizmet ettiriliyorsunuz. Güvendiğimiz bir iki kurum kaldı. Göz göre göre güvenimizi kaybediyorsunuz." Onlar mahcup mahcup haklısınız ama emir yüksek yerden dediler.
Şehrin başkanı, İstanbul'un yönetici kim olmak üzere göz yumanlar belli. İşin içinde rant olunca partiler, hükumet falan nasıl da işbirliği yapıyorlar.
Önemli olan: İnsan olmanın şartı paran olması değil. Denizin tadını çıkarmalı, çocuklarımız da denize girmeli.
Halk plajı olan Kısırkaya'ya geçtim. Binlerce kişiyi denizden kovalarcasına çıkaran jandarma gördüm. Başlarına gittim, düzgün bir üslupla konuşmaya başladım. Yakınlarda paralı bölgede denize girmek serbest. Kilyos daha tehlikeli dalga olduğunda. Ama parası olmayan denize girmesin öyle mi dedim.
Ailelerle dolu birçok kişi vardı. Hatta onlarca can kurtaran da vardı. Ama halki sokmuyordular. Neden? Park ücreti ve giriş ücreti ödenen bir yer yok!! Bilin bakalım ailesi ile kırk yılda bir sahile gelmiş, çocukları denize sokamayan aileler nereye gitmek zorunda.
Jandarmalara sesli bir şekilde söyledim: "Rant hizmet ettiriliyorsunuz. Güvendiğimiz bir iki kurum kaldı. Göz göre göre güvenimizi kaybediyorsunuz." Onlar mahcup mahcup haklısınız ama emir yüksek yerden dediler.
Şehrin başkanı, İstanbul'un yönetici kim olmak üzere göz yumanlar belli. İşin içinde rant olunca partiler, hükumet falan nasıl da işbirliği yapıyorlar.
Önemli olan: İnsan olmanın şartı paran olması değil. Denizin tadını çıkarmalı, çocuklarımız da denize girmeli.