Kırk Yaşından Sonra Dil Öğrenmek: Efsane mi, Gerçek mi?
Dil öğrenmek için ideal yaşın 25'ten önce olduğunu hep duymuşsunuzdur. Ancak, gerçek şu ki; dil, matematik ve müzik gibi konular öğretilmez, öğrenilir. Bu konulara bakan bölümler beynimizde birbirine yakın alanlarda yer alır. Yani, bir konuda yetkin olan kişi diğer konularda da daha başarılı olabilir. Fakat, bu bilişsel yeti genellikle genç yaşlarda daha kolay kavranır ve 25 yaşından sonra detaylarıyla anlamak zorlaşabilir hatta imkansızlaşabilir.
Türk sanat müziği örneğine bakalım; batı müziği gibi notalarla öğrenilmez, kulakla öğrenilir. Ergenlik döneminde yoğun dinleme alışkanlığı, nağmeleri veya komaları ayırt etme becerisini geliştirir. Ancak, zamanla bu beceri körelir. Dil konusunda da durum benzerdir. Dil öğrenmek, gramer, okuma, yazma, konuşma ve dinleme gibi birden fazla beceriyi gerektirir ve hepsinde de tam anlamıyla yetkin olmak zordur. Genellikle konuşurken aksanınız olacaktır ve akıcılığı kazanmak için sürekli pratik yapmanız gerekir.
Matematik konusuna ise hiç girmiyoruz bile! Bu zorlu bilişsel süreç, zaman zaman beyin acısına dönüşebilir ve gerçekten zorlayıcı olabilir. Eğer kırk yaşından sonra dil öğrenmek gibi bir hırsınız yoksa, belki de o acıyı çekmeye değmeyebilir.
Dil öğrenmek için ideal yaşın 25'ten önce olduğunu hep duymuşsunuzdur. Ancak, gerçek şu ki; dil, matematik ve müzik gibi konular öğretilmez, öğrenilir. Bu konulara bakan bölümler beynimizde birbirine yakın alanlarda yer alır. Yani, bir konuda yetkin olan kişi diğer konularda da daha başarılı olabilir. Fakat, bu bilişsel yeti genellikle genç yaşlarda daha kolay kavranır ve 25 yaşından sonra detaylarıyla anlamak zorlaşabilir hatta imkansızlaşabilir.
Türk sanat müziği örneğine bakalım; batı müziği gibi notalarla öğrenilmez, kulakla öğrenilir. Ergenlik döneminde yoğun dinleme alışkanlığı, nağmeleri veya komaları ayırt etme becerisini geliştirir. Ancak, zamanla bu beceri körelir. Dil konusunda da durum benzerdir. Dil öğrenmek, gramer, okuma, yazma, konuşma ve dinleme gibi birden fazla beceriyi gerektirir ve hepsinde de tam anlamıyla yetkin olmak zordur. Genellikle konuşurken aksanınız olacaktır ve akıcılığı kazanmak için sürekli pratik yapmanız gerekir.
Matematik konusuna ise hiç girmiyoruz bile! Bu zorlu bilişsel süreç, zaman zaman beyin acısına dönüşebilir ve gerçekten zorlayıcı olabilir. Eğer kırk yaşından sonra dil öğrenmek gibi bir hırsınız yoksa, belki de o acıyı çekmeye değmeyebilir.