Uzmanlar kıskançlık duygusunu yenmenin püf noktalarını şöyle açıklamışlar: Başarılarınızdan birini düşünün. Uzmanlar "Kıskançlığa kapıldığınızda, huzur içinde olduğunuz bir dönemi, severek yaptığınız bir işi anımsayın" diye öneriyorlar. Çoğumuz için kıskançlık, nabzımızda, solumuzda hissettiğimiz bir duygudur. O anı yaşayanlar bilir, insan sanki kilometrelerce koşmuş gibidir. Kimisi de "derinlere" dalar. Bir başkasının karşısındaki kişiyi didikler. Sinir küpüne dönerler, hatta şiddete başvuranlar vardir... Tepkiniz nasıl olursa olsun, kendinizi kontrol edebilmek için yapmanız gereken, duygularınızı tanımak.
Diyelim ki, aşırı kıskançlığa başlamak üzereyseniz... Bir an durup bu duygunun nereden geldiğini, daha önce aynı şeyleri ne zaman hissettiğinizi bulmaya çalışın. Hafızanızı söyle bir yoklayın. Çocukken, annenizin çok istediğiniz bir başarıda sizi övmediğini ya da kardeşlerinizi daha çok takdir ettiğini hatırlayacaksınız. Kendinize güvenin!
Simdi de, yetişkin bir insan olarak edindiğiniz duygusal olgunluktan yararlanarak duygularınızı makul hale getirmeyi deneyin. Örneğin, kendinize şu telkini edin: "Annemin, güzel göründüğümü söylememiş de olsa, bunu muhakkak düşünmüştür." Zaten asıl önemli olan, sizin şimdi güzel olduğunuzun inanmanızdır. Özellikle kıskançlık-depresyon kısır döngüsüne düşmekte olduğunuzu fark ettiğinizde atmanız gereken bir sonraki adım, elde ettiğiniz başarıları hatırlamaktır. Özgüveniniz giderek azalıyorsa, huzur içinde olduğunuz bir dönemi, mutlu geçen bir tatili, severek yaptığınız bir işi anımsamanın tam zamanıdır.
Hafızanızı tazelemek için fotoğraf, defter, kitap gibi anılardan yararlanabilirsiniz. Başarılarınızı kaydetmek için, başarılarınızın belgeleriyle dolu bir defter tutabilirsiniz. Güzel anılarla dolu bir kutu karıştırmak, sıkıntı ve umutsuzluklarınızı dağıtmanıza yardımcı edecektir. Sevdiğiniz şiirler, yakın arkadaşlarınızın fotoğrafları ya da tatillerde topladığınız deniz kabukları ile doldurabilirsiniz bu kutuyu.
Kendi benliğinize yönelmekten, onu göstermekten korkmayın. Kivanç duyduğunuz bir olayı anımsamanın tadını çıkarmayın. Herkesin böyle bir anısı vardır. Birçok kişi çocukları ile övünür, onlar sayesinde hayatı daha hoş bulur. Bütün bunlar, kendinize biçtiğiniz değeri yükseltmenin, kötü bir döneminizde bile kendinizi iyi hissedebilmenin anahtarlarıdır.
Kıskançlığa başlamak üzereyseniz, bunları hatırlamayı öğrenirseniz, davranış biçimlerinizi de değiştirebilirsiniz. Eşinizle yolda yürürken, onun başka birine ilgi gösterdiğini görürseniz, hemen "düğmeye basıp" kendinizi çekici bulduğunuz bir anı hatırlayın ve kafanızdaki bu resmin bozulmasına izin vermeyin. Açıkça konuşmaktan kaçmayın. Eğer eşinizin gözü sürekli karşı cinsin üzerindeyse, ona rahatsiz olduğunuzu söylemek gerçekten gereklidir. Bazı kadınlar öfkerini hiç dile getirmezler. Kocasaları da onları sikanın ne olduğunu bilemezler. Bu yapıdaki kadınlar aynanın karşısına geçip iç çekerler. Oysa bu mutsuzluğu dışına da yansıtacaktır.
Unutmayın; kendinizi nasıl görüyorsunuz, dünya da sizi öyle görmektedir.
Diyelim ki, aşırı kıskançlığa başlamak üzereyseniz... Bir an durup bu duygunun nereden geldiğini, daha önce aynı şeyleri ne zaman hissettiğinizi bulmaya çalışın. Hafızanızı söyle bir yoklayın. Çocukken, annenizin çok istediğiniz bir başarıda sizi övmediğini ya da kardeşlerinizi daha çok takdir ettiğini hatırlayacaksınız. Kendinize güvenin!
Simdi de, yetişkin bir insan olarak edindiğiniz duygusal olgunluktan yararlanarak duygularınızı makul hale getirmeyi deneyin. Örneğin, kendinize şu telkini edin: "Annemin, güzel göründüğümü söylememiş de olsa, bunu muhakkak düşünmüştür." Zaten asıl önemli olan, sizin şimdi güzel olduğunuzun inanmanızdır. Özellikle kıskançlık-depresyon kısır döngüsüne düşmekte olduğunuzu fark ettiğinizde atmanız gereken bir sonraki adım, elde ettiğiniz başarıları hatırlamaktır. Özgüveniniz giderek azalıyorsa, huzur içinde olduğunuz bir dönemi, mutlu geçen bir tatili, severek yaptığınız bir işi anımsamanın tam zamanıdır.
Hafızanızı tazelemek için fotoğraf, defter, kitap gibi anılardan yararlanabilirsiniz. Başarılarınızı kaydetmek için, başarılarınızın belgeleriyle dolu bir defter tutabilirsiniz. Güzel anılarla dolu bir kutu karıştırmak, sıkıntı ve umutsuzluklarınızı dağıtmanıza yardımcı edecektir. Sevdiğiniz şiirler, yakın arkadaşlarınızın fotoğrafları ya da tatillerde topladığınız deniz kabukları ile doldurabilirsiniz bu kutuyu.
Kendi benliğinize yönelmekten, onu göstermekten korkmayın. Kivanç duyduğunuz bir olayı anımsamanın tadını çıkarmayın. Herkesin böyle bir anısı vardır. Birçok kişi çocukları ile övünür, onlar sayesinde hayatı daha hoş bulur. Bütün bunlar, kendinize biçtiğiniz değeri yükseltmenin, kötü bir döneminizde bile kendinizi iyi hissedebilmenin anahtarlarıdır.
Kıskançlığa başlamak üzereyseniz, bunları hatırlamayı öğrenirseniz, davranış biçimlerinizi de değiştirebilirsiniz. Eşinizle yolda yürürken, onun başka birine ilgi gösterdiğini görürseniz, hemen "düğmeye basıp" kendinizi çekici bulduğunuz bir anı hatırlayın ve kafanızdaki bu resmin bozulmasına izin vermeyin. Açıkça konuşmaktan kaçmayın. Eğer eşinizin gözü sürekli karşı cinsin üzerindeyse, ona rahatsiz olduğunuzu söylemek gerçekten gereklidir. Bazı kadınlar öfkerini hiç dile getirmezler. Kocasaları da onları sikanın ne olduğunu bilemezler. Bu yapıdaki kadınlar aynanın karşısına geçip iç çekerler. Oysa bu mutsuzluğu dışına da yansıtacaktır.
Unutmayın; kendinizi nasıl görüyorsunuz, dünya da sizi öyle görmektedir.